Cornicle türkçesi Cornicle nedir

  • Küçük boynuz.

Cornicle ingilizcede ne demek, Cornicle nerede nasıl kullanılır?

Cornice : Perva. Saçak. Uçurumun kenarındaki sert kar kütlesi. Korniş. Saçak silmesi. Pervaz. Geniş silme.

Cornices : Saçak silmesi. Geniş silme. Pervaz. Saçak. Perva. Korniş. Uçurumun kenarındaki sert kar kütlesi.

Corniche : Kayalık veya dağ tarafında bulunan sahil yolu. Nice'le menton arasındaki yarlardan geçen birbirine paralel üç yol. Bir yarın açık yüzüne yapılmış yol. Fransız riviera'sında. Korniş.

Corniculate : Kornikulat. Boynuza benzeyen. Boynuzları olan.

Corniculatus : Küçük boynuzlu. Kornikulatus.

Cornified cells : Karnifiye hücreler. Vajinal smearde görülen çekirdekleri dejenere olmuş döküntü epitel hücreleri.

Corniculum : Boynuzcuk. Kornikulum. Kornikül. Küçük boynuz, boynuzcuk.

Cornify : Boynuzlaşmak.

Cornidium : Kornidyum. Sifonofor kolonilerinin koloniden ayrılarak serbest yaşayan bireyleri.

Cornification : Daha sert dokuya dönüşme (epidermis, saç ve tırnakların dış hücreleriyle ilgili). (biyoloji terimi) keratinizasyon. Boynuz oluşumu. Keratine dönüştürme. Boynuz gibi olma. Boynuzlaşma.

İngilizce Cornicle Türkçe anlamı, Cornicle eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Cornicle ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

Put down : Not etmek. Yazmak. Eleştirmek. Düşürmek. Azaltmak. Yüklemek. Sanmak. İndirmek. Tenkit etmek. Değer biçmek.

Record : Tutanak. Seslendirme eylemi. Sonaşam. Not etmek. İşlemek. Sicil. Bir birim gibi işlem gören, ilişkin veriler ya da sözcükler kümesi. Kaydetmek. Bir bilgiyi, saklayabilmek ereğiyle, deftere, kağıda ya da fişe geçirme. Tutanak yazmak.

Furnish : Sunmak. Vermek. Tefriş etmek. Tedarik etmek. Sağlamak. Teçhiz etmek. Donatmak. Döşemek. Dekorasyon yapmak. Mobilya döşemek.

Render : Sunmak. Etmek (iyilik veya hizmet veya yardım veya teşekkür). -leştirmek. Yorumlamak. Eritip saf bir hale getirmek (yağı). Ödemek. Çalmak (müzik terimi). Çevirisini yapmak. Kılmak. Çevirmek.

Enter : Katılmak. Girmek. Gümrük beyanında bulunmak. Sahneye çıkmak. İçeri girmek. Girmek (bilişim veya bilgisayar terimi). Üyesi olmak. Deftere yazmak. Kaydolmak. Kaydetmek.

Supply : İkmal. Sunum. Temin etmek. Gidermek. Temin. Bir elektronik aygıtın çalışması için gerekli gerilim ve akımları oluşturan elektrik düzeni. bu düzenin sağladığı elektrik akımı ve gerilimler. Verilmesi gerekli oran. Besleme. Bir şeyi bulup (müşteriye) ulaştırmak. Mevcut.

Provide : (veri vb) girmek. Koşul olarak koymak. Hazırlıklı olmak. Vermek. Temin etmek. İhtiyacını karşılamak. Önlem almak. Karşılamak. Bulundurmak. Şart koşmak.

Cornicle ingilizce tanımı, definition of Cornicle

Cornicle kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : A little horn.