Corrupt türkçesi Corrupt nedir

Corrupt ile ilgili cümleler

English: Flattery corrupts both the receiver and the giver.
Turkish: Dalkavukluk hem alıcıyı hem de vericiyi bozar.

English: Down with corrupt politicians.
Turkish: Yolsuzluk yapan siyasetçiler kahrolsun.

English: A man of strong will is not subject to corruption.
Turkish: Güçlü bir adam yolsuzluğa tabi olamaz.

English: The corrupt government officials fled the country.
Turkish: Yolsuzluk yapmış hükümet yetkilileri ülkeden kaçtı.

English: Easy living corrupted the warrior spirit.
Turkish: Kolay yaşamak savaşçı ruhu bozdu.

Corrupt ingilizcede ne demek, Corrupt nerede nasıl kullanılır?

Corrupt practices : Kanunsuz işler. Hatalı uygulamalar.

Control data corrupt : Denetim verisi bozuk.

Most corrupt : En çok bozulmuş.

Corrupted : Lekelenmiş. Ahlaksız. Sapık. Bozuk. Bozulmuş. Virüslü. Sahtekar. Berbat olmuş.

Corrupted memory : Bozulmuş bellek.

Corruptible : Ayartılabılir. Rüşvet alır. Ayartılabilir. Rüşvet almaya hazır. Bozulabilir. Çürüyebilir.

Corruptions : Yozlaştırma. Doğru yoldan saptırma. Yozlaşma. Rüşvetçilik. Rüşvet. Çürüme. Namussuzluk. Ahlaksızlık. Bozma. Yolsuzluk.

 

Corrupter : Bozan kime veya şey. Yozlaştıran kimse veya şey.

Corruptibly : Berbat etme eğilimi ile. Çabuk çürüyen bir biçimde. Yolsuzlukla. Bozulabilir bir biçimde. Bozulabilir. Rüşvet alır bir halde. Ayartılabilir bir biçimde. Ayartılabilir bir şekilde.

Corruptibilities : Çürüme. Rüşvet yeme. Berbat etme eğilimi. Bozulabilir olma niteliği.

İngilizce Corrupt Türkçe anlamı, Corrupt eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Corrupt ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Abashing : Utandırmak. Utandırma.

Degenerates : Dejenere. Dövmek. Soysuzlaştırmak. Soysuzlaşmak. Yozlaşmak. Bozulmak. Yoz. Dejenere olmak. Aşağılaşmak.

Throw sand in the eyes : Gözüne toprak atmak. Aldatmak suretiyle bir kimsenin kafasını karıştırmak. Yanlış yönlendirmek. Aldatmak.

Degenerated : Soysuz. Solmuş. Çürümüş.

Aggravates : Provoke etmek. Ağırlaştırmak. Sinirlendirmek. Kışkırtmak. Azdırmak. Ciddileştirmek. Zorlaştırmak. Şiddetlendirmek. Azıştırmak.

Corrupted : Berbat olmuş. Bozuk. Sahtekar. Virüslü. Sapık. Lekelenmiş.

Debased : Alçalmış. Değeri düşürülmüş. Alçaltılmış. Küçük düşmüş. Alçaltmış. Küçük düşürücü. Alçaltıcı.

Bribed : Satın alınabilir kişi. Rüşvet almış.

Barbarizing : Barbarlaştırmak. Kabalaşmak. Barbarlaşmak.

Abashed : Mahcup. Utandırılmış. Gururu incitilmiş. Yüzü kızarmış. Utanmış. Şaşırmış. Utanan.

Corrupt synonyms : carnalize, sordid, carnalise, cheap, debauch, exacerbate, conscienceless, perverted, deteriorates, putrid, cheaps, commonplace, classless, entices, addle, corruptible, purchasable, briber, adulterating, bankrupted, allures, broken down, annihilates, bastardised, deprave, barbarize, atrophied, banal, perverse, bankrupting, praetorian, bribeable, vitiate.

 

Corrupt zıt anlamlı kelimeler, Corrupt kelime anlamı

Incorrupt : Masum. Katışıksız. Tertemiz. Saf. Namuslu. Onurlu. Mükemmel. Ahlaken bozulmamış. İffetli. Bozulması imkansız.

Incorruptness : Namusluluk.

Moral : Değer. Hisse. Prensip sahibi. Dürüst. Mutlak olarak iyi olduğu düşünülen veya belli bir yaşam anlayışından kaynaklanan davranış kuralları bütünü. bir kimsenin iyi niteliklerini veya kişiliğini ifade eden tutum ve davranışlar bütünü, mizaç. Alınacak ders. Ahlaki. Düstur. Tinsel. Ahlak dersi.

Corrupt antonyms : straight, honest, dishonesty, lawful.

Corrupt ingilizce tanımı, definition of Corrupt

Corrupt kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To rot. Tainted. To change from a sound to a putrid or putrescent state. Spoiled. To putrefy. Changed from a sound to a putrid state. Vitiated. Unsound. To putrefy. To make putrid. To become putrid or tainted.