Dönme nedir, Dönme ne demek

"Dönme" ile ilgili cümleler

  • "Dönmeyi kararlaştırmış da olsa bir aksilik, mutlaka bir aksilik, benim saadetime engel olacaktı." - T. Buğra

Yerel Türkçe anlamı:

Su çevirisi

Biyoloji'deki anlamı:

[Bakınız: inversiyon]

Bir fizik terimi olarak tanımı:

Bir cismin bir eksen çevresindeki devinimi.

Gök bilimleri ve Uzay alanındaki anlamı:

Bir cismin, her noktası bir çember (ya da kapalı bir eğri) çizecek biçimde devinmesi.

Gösteri Sanat terimi olarak anlamı:

Jimnastikçilerin kullandıkları araç yoluyla arka arkaya dönmeleri : Ayaklı çubukta, halkada, trapezde.

Hukuki terim anlamı:

rücû’ (Rücktritt).

Matematik terimi olarak kelime anlamı:

[Bakınız: dönme ekseni, döngesel koni, dönel oylum, dönel yüzey, dönel katı oyut]

Sinema ve Televizyon dünyasındaki anlamı:

Resim eşlemesinin bozulmasından dolayı almaç görüntülüğünde resmin aşağıya ya da yukarıya doğru yavaş ya da hızlı olarak yer değiştirmesi.

Tarih'teki anlamı:

Genel olarak, başka bir dinde iken, İslam dinine geçen kimse.

Sosyoloji'deki anlamı:

Dinsel ya da siyasal bir inancın, bir kanının yerine başka birinin benimsenmesi.

Bunu yapan kişi.

Veterinerlik alanındaki anlamları:

Bir bağırsak halkasının kendi ekseni etrafında lümenin daralmasına neden olacak tarzda dönmesi, volvulus.

 

Zooloji alanındaki anlamı:

(karşılık: torziyon), (Lat. torquere = bükmek) Çember biçiminde dönme; karından-ayaklı hayvanlarda vücudun gelişme sırasındaki bükülmesi.

Bilimsel terim anlamı:

Özdeğin, genellikle bir eksen çevresinde, üzerine kapanan devinimi.

Oyun sırasında başlama atışı kazanan taraf oyuncularının saat yönünde yer değiştirmeleri.

genel uygulayım: Bir özdek, nesne ve benzeri kendi çevresinde devinmesi olayı.

İngilizce'de Dönme ne demek? Dönme ingilizcesi nedir?:

rotation, revolving trick, revolution, linehold, rooll (of frame), convert, conversion, change of position, volvulus, torsion

Osmanlıca Dönme ne demek? Dönme Osmanlıca'da ne anlama gelir?:

deveran

Dönme hakkında bilgiler

Dönme kelimesinin farkl anlamları vardır. Bunlar

Dönme anlamı, kısaca tanımı:

Dönme dolap : Büyük konaklarda bir yerden bir yere yemek geçirmek için duvardaki bir açmaya yerleştirilmiş, dönebilen dolap. Eğlence alanlarında, bir eksen çevresinde yukarıdan aşağı dönen ve oturma yerleri olan eğlence aracı.

Dönme ekseni : Dönen bir cismin her noktasının çizdiği çemberlerin merkezlerinden geçen doğru.

Köşe dönmeci : Köşe dönücü.

Baş dönmesi : Gözün kararmasıyla düşecek gibi olma durumu.

Kıl dönmesi : Kıl ucunun ters gelip derinin içine doğru ilerlemesi.

Dönmek : Yönelmek. Sapmak. Yönetilmek, düzene konulmak, çekip çevrilmek. Hileyle, gizlice yapılmak. Sınıfta kalmak. Bir şeyi andıracak duruma girmek, benzemek. Kendi ekseni üzerinde veya başka bir şeyin dolayında hareket etmek. Geri gelmek, geri gitmek. Belirli bir yerde dolaşmak. Durumdan duruma geçmek, değişmek, olduğundan daha değişik bir durum almak, benzemek. Kendini bir yandan bir yana çevirmek. Bırakılan bir konu veya işe başlamak. İnanç, din veya düşüncesini değiştirmek. Söz konusu etmek, hatırlamak.

 

Dönmeli : Bir tür halı motifi.

Açlıktan gözü dönmek : Çok acıkmak.

Ağlama duvarına dönmek : Herkesin şikâyetini, derdini dinler duruma gelmek.

Ağzı çirişçi çanağına dönmek : Ağzı kuruyup acılaşmak.

Ağzının içi yangın yerine dönmek : Ağzının tadı bozulmak, tat alma duyusunu yitirmek.

Aleyhe dönmek : Karşı durum almak, karşı duruma geçmek.

Aleyhine dönmek : Destek vermekten vazgeçip karşı duruma geçmek.

Anadan doğmuşa dönmek : Günahlardan arınmış duruma gelmek. dertsiz, tasasız bir duruma gelmek.

Arapsaçına dönmek : İşler çok karışıp çözümlenmesi güç bir duruma gelmek.

Atılan ok geri dönmez : "iyi düşünmeden yaptığımız işlerden pişman olarak geri dönmek isteriz ama artık iş işten geçmiştir" anlamında kullanılan bir söz.

Beyninden vurulmuşa dönmek : Beklenmedik bir durum karşısında olağanüstü bir üzüntü ve şaşkınlığa uğramak.

Bocuk domuzuna dönmek : Çok semiz ve besili olmak.

Boş dönmek : Hiçbir şey elde edemeden geri gelmek.

Boynu armut sapına dönmek : Çok zayıflamak.

Canlı cenazeye dönmek : Çok zayıflamak, bir deri bir kemik kalmak.

Çemberden dönmek : Başarıya ulaşmak üzereyken olumsuz bir sonuçla karşılaşmak.

Cennete dönmek : Güzel, rahat yaşanılır, bakımlı bir yer durumuna gelmek.

Çeteleye dönmek : İnsanın yüzünde veya başka bir tarafında birçok kesik ve sıyrık oluşmak.

Çılgına dönmek : Sevinç, öfke, kızgınlık vb. duygular sonucu aşırı ölçüde heyecanlanmak. kendine hâkim olamamak.

Cin çarpmışa dönmek : Neye uğradığını bilemeyecek kadar kötü bir duruma düşmek.

Çöle dönmek : Harap olmak, bozulmak.

Deli dana gibi dönmek : Ne yapacağını bilemeyerek şaşkınca davranmak.

Deliye dönmek : Çok üzülmek. çok kızmak. çok sevinmek.

Denizden çıkmış balığa dönmek : Sudan çıkmış balığa dönmek.

Dili dönmemek : Bir sözü doğru, düzgün söylemeyi becerememek. amacını iyi anlatamamak.

Divaneye dönmek : Çok üzülmek.

Dökme su ile değirmen dönmez : Taşıma su ile değirmen dönmez.

Dört dönmek : Telaş içinde çare aramak.

Dut yemiş bülbüle dönmek : Neşe ve konuşkanlığını yitirmek, susmak.

Eli boş dönmek : Umduğunu alamadan dönmek.

Eşekten düşmüşe dönmek : Kötü bir duruma düşmek. çok şaşırmak, donup kalmak.

Etrafında dört dönmek : İsteğini elde etmek için birinin yanından ayrılmayıp gönlünü etmeye çalışmak.

Fır dönmek : Bir kimseye yaranmak veya yardım etmek için üstün çaba harcamak.

Geri dönmek : Geldiği yere gitmek.

Geriye dönmek : Yüzünü arkaya çevirip ters yöne gitmek.

Görmediğe dönmek : Başından geçmemiş gibi olmak. tam bir sağlığa kavuşmak.

Gözleri dönmek : Aşırı ateşten veya can çekişirken gözlerin renkli bölümü kapakların altında kalarak görünmemek.

Gözleri kan çanağına dönmek : Uykusuzluk, yorgunluk, ağlama vb. sebeplerle gözleri çok kızarmak. sinirden, öfkeden, hiddetten gözleri irileşmek ve kızarmak.

Gözleri şıldır şıldır dönmek : Gözleri yaş dolu bir biçimde bakmak.

Gözü dönmek : Aşırı bir isteğin, öfkenin etkisiyle ne yaptığını bilmez duruma gelmek.

Hayali fenere dönmek : Çok zayıflamak.

İbre birinden yana dönmek : Herhangi bir konuda birisi avantajlı duruma geçmek.

İğne ipliğe dönmek : Çok zayıflamak.

İğne yutmuş ite dönmek : Zayıf ve bitkin duruma gelmek.

İskelete dönmek : Çok zayıflamak.

İşler arapsaçına dönmek : İşler çok karmaşık bir hâl almak.

İzine dönmek : Bir karar veya yargıdan geri dönmek, bir karardan vazgeçmek, rücu etmek.

Kafası dönmek : Sıkışık bir durumda sersemlemek. kızıp öfkelenmek.

Kalbura dönmek : Delik deşik olmak.

Katır tepmişe dönmek : Çok hırpalanmak, perişan duruma düşmek, felaketin nereden geldiğini anlayamamak.

Kefekiye dönmek : Delik deşik olmak.

Kevgire dönmek : Delik deşik olmak.

Kömürcü çırağına dönmek : Yüzü, üstü başı siyah lekeler içinde kalmak, eli yüzü kapkara olmak.

Mahşere dönmek : Çok kalabalıklaşmak.

Maymuna dönmek : Uslanmak. çirkin ve gülünç duruma girmek.

Mum yanmayınca pervane dönmez : "güzel yoluna baş koyanların ortaya çıkması için güzelin görünmesi gerekir" anlamında kullanılan bir söz.

Nevri dönmek : Belli etmemeye çalıştığı bir öfkeye kapılmak, çok sinirlenmek.

Ölmek var dönmek yok : "neye mal olursa olsun bu iş yapılacak, yapılmasından kaçınılmayacak" anlamında kullanılan bir söz.

Papaza dönmek : Saçı ve sakalı uzamak, darmadağın olmak.

Para dönmek : Rüşvetle iş yapılmak.

Pazar yerine dönmek : Kalabalıklaşmak.

Pula dönmek : Değersizleşmek.

Sağdan geri dönmek : Geri dönmek, geri dönüp gitmek.

Şamaroğlanına dönmek : Yerli yersiz azarlanmak.

Şansı dönmek : Talihi iyiyken kötü veya kötüyken iyi olmak.

Şaşkına dönmek : Beklenmedik bir durum karşısında şaşkınlaşmak.

Serseme dönmek : Sersem bir duruma gelmek, şaşkın bir duruma gelmek.

Sıçana dönmek : Üstü başı çok ıslanmak.

Sineyimillete dönmek : Halk oylamasına başvurmak. bulunduğu makamı veya görevi terk edip halktan biri olmak.

Sinir küpüne dönmek : Aşırı derecede sinirlenmek.

Sırtını dönmek : Sırt çevirmek.

Sonradan görme gavurdan dönme : "sonradan görme olan kimseler fazla iyi niteliklere sahip değildir" anlamında kullanılan bir söz.

Sözünden dönmek : Verdiği sözü yerine getirmemek veya tutmamak.

Sudan çıkmış balığa dönmek : Herhangi bir sebeple ne yapacağını bilememek, çok şaşırmak.

Suyu kesilmiş değirmene dönmek : İşlemez, yararsız duruma gelmek.

Taşıma su ile değirmen dönmez : "işi yapacak olanda yeteri kadar güç bulunmadıkça başkalarının küçük katkılarıyla sürekli ve büyük bir iş yürütülemez" anlamında kullanılan bir söz.

Tazıya dönmek : Sırılsıklam olmak. çok zayıflamak.

Tecrübe tahtasına dönmek : Üst üste başarısız denemelere konu olmak.

Ters yüz dönmek : Ters yüzüne dönmek.

Ters yüz geri dönmek : Gittiği bir yerden istediğini elde edemeden dönmek.

Ters yüzü geri dönmek : Gerisin geriye gitmek. gittiği bir yerden istediğini elde edemeden dönmek.

Ters yüzüne dönmek : Geri gitmek, geri dönüp gitmek.

Tersi dönmek : Şaşırıp bulunduğu ve gideceği yeri kestirememek.

Tersine dönmek : Beklenildiği, umulduğu gibi gerçekleşmemek, aksi olmak.

Turşuya dönmek : Çok yorulmak, bitkinleşmek.

Uçurumun kenarından dönmek : Büyük bir tehlikeden son anda kurtulmak.

Yangın yerine dönmek : Çok kalabalıklaşmak.

Yanlıştan dönmek : Bir işte yapılanın yanlış olduğunu anlayıp yeni bir uygulamaya geçmek.

Yıldırım çarpmışa dönmek : Apansız kötü bir durum karşısında kalıp ne yapacağını bilememek.

Yıldırımla vurulmuşa dönmek : Yıldırım çarpmışa dönmek.

Ameliyat : Hasta üzerinde tedavi amacıyla uygulanan kesme ve dikme işlemi, cerrahi müdahale, operasyon. İşler, faaliyetler.

Cinsiyet : Bireye, üreme işinde ayrı bir rol veren ve erkekle dişiyi ayırt ettiren yaradılış özelliği, eşey, cinslik, seks.

Değiş : Değişim. Değme işi.

Kimse : Herhangi bir kişi, kim olduğu bilinmeyen kişi.

Biçim : Yakışık alan şekil, uygun şekil. Bir nesnenin dış çizgileri bakımından niteliği, dıştan görünüşü, şekil, eşkâl. Yazı ve simgelerin bilgisayarda kullanılmaya elverişli çerçevesi, düzeni, format. Biçme işi. Tarz. Sanat ve edebiyat eserlerinde dış görünüş, form. Şiirlerin kuruluş ve uyak düzenlerine göre olan dış görünüşü, şekil. Herhangi bir şeyin benzeri. Disket vb.nin bilgisayarda kullanılabilir durumu.

Değişme : Değişmek işi. Değişim.

Eksen : Çizgi. Üzerinde bir pozitif yön varsayılan sonsuz doğru. Dingil. Bir cismi iki eşit parçaya bölen çizgi, mihver.

Kelime : Anlamlı ses veya ses birliği, söz, sözcük.

Dönme ayarı : Almaçtaki akmayı durdurmak için yapılan ayar.

Dönme devinimi : Bir nesnenin bir nokta ya da bir eksen çevresinde dönmesi.

Dönme dönüşümü : (…)

Dönme film : (a.) Sinema (Türkiye'de) Üzerinde ufak değişiklikler yapılıp adı değiştirilerek piyasaya yeni filmmiş gibi sürülen eski film.

Dönme hali : Özdeciklerin, bir eksenleri çevresindeki devinim durumu; bu durumun nicemsel değişimi dönme izge çizgileri oluşmasına yol açar.

Dönme hastalığı : Balıklarda, Myxosoma cerebralis adlı protozoon sporlarının tarafından meydana getirilen hastalık, Miksozomoz. Köpeklerin ince bağırsaklarında parazitlenen Taenia multiceps adlı sestodun larvalarının (Coenurus cerebralis) koyunların beyin ve omuriliğine yerleşmesi sonucunda oluşan, yürürken sallanma, felç, körlük gibi belirtilerle karakterize hastalık. Beyne yerleşen Taenia solium sistiserkleri tarafından oluşturulan sendeleme ve dönme ile karakterize hareket bozukluğu. Genç alabalıklarda Myxosoma cerebralis adlı protozoonun neden olduğu, aksiyal iskelette kıkırdak hasarına ve ses dengeleme organında granülom oluşumuna neden olan, bu nedenle balıklarda dairesel biçimde yüzme gibi belirtilerin görüldüğü oldukça öldürücü bir hastalık.

Dönme izgesi : Özdeciklerin dönme geçişlerinden kaynaklanan kızılaltı bölgedeki kuşak izgeleri. Dönen bir buzsulun üzerine düşen bir X-ışını demetinin buzsul örgüsünde kırımıma uğrayarak verdiği izge.

Dönme kutbu : Bircismin dönmeeksenin cismi deldiği iki noktadan her biri.

Dönme momenti : Bir elektronun magnetik momenti. Bir atomun spin momenti µs = g[S(S+1)]1/2 dir. Burada g, giromagnetik oran ve S, toplam spin kuantum sayısıdır.

Dönme süresi : Dönen bir cismin bir kez dönmesi için gerekli zaman.

Dönme ile ilgili Cümleler

  • Dönme dolaba binmek benim en sevdiğim şeydir.
  • Dönme dolabı kimin icat ettiğini biliyor musun?
  • Dönmek gibi bir isteğim yok.
  • Ali geri dönmeye söz verdi.
  • Ali sola dönmesi gerekirken sağa döndü.
  • Tom, Noel için Boston'a geri dönmeyi planladığını söylüyor.
  • Umarım asla Boston'a geri dönmek zorunda kalmam.
  • Dönme dolapta kimle birlikteydin?
  • Tom'un dönmesini bekliyorum.
  • Dönmek istemiyorum.
  • Dönmeden önce hafifçe fren yap.
  • Doktor onun önümüzdeki hafta işe dönmesine izin verebilir.
  • Ali otobüsle Boston'a dönmeyi planlıyor.
  • Dönmek için söz verdi ve henüz dönmedi.

Diğer dillerde Dönme anlamı nedir?

İngilizce'de Dönme ne demek? : [Sabbateans] n. turning, turn, rotation, torsion, conversion, convert, circumvolution, cycle, deflection, deflexion, facing, gyration, loop, proselyte, renegade, spin, swing, tumble, twist, veer, wheel, whirligig, winding

Fransızca'da Dönme : tour [le], rotation [la], détour [le], conversion [la], prosélyte [le][la], virage [le]

Almanca'da Dönme : n. Biege, Drall, Dreh, Planetengetriebe, Renegat, Rotation, Schwenkung, Umdrehung, Umkehrung, Umlauf, Wendung

Rusça'da Dönme : n. вращение (N), кружение (N), поворот (M), возвращение (N), возврат (M), отскок (M), измена (F), отступник (M)

adj. вращательный