Danişment nedir, Danişment ne demek

Danişment; bir tarih terimidir. kökeni farsça dilinden gelmektedir.

  • Tanzimattan önce, kadıların yanında yetişmek üzere görevlendirilen kimse.
  • Bilgili
  • Sahn Medreselerinde oda sahibi olabilen öğrenci.

Danişment isminin anlamı, Danişment ne demek:

Erkek ismi olarak; Bilgin, bilgili.

Gezilecek görülecek bir yer, şehir olarak tanımı:

Çanakkale ilinde, Gündoğdu bucağına bağlı bir bölge. Tekirdağ ilinde, Malkara ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir bölge. Tekirdağ kenti, Hayrabolu ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yerleşim yeri. Edirne şehrinde, Mecidiye bucağına bağlı bir yerleşim birimi. Aydın ili, merkez belediyesi, merkez bucağına bağlı bir yer. Bursa şehri, Karacabey ilçesi, merkez bucağına bağlı bir bölge. Ankara şehrinde, Nallıhan ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yer. Bartın ili, Kurucaşile belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim yeri. Muğla şehri, Selimiye nahiyesine bağlı bir yer. Tokat şehri, Reşadiye ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yer. Balıkesir ilinde, Danişment bucağına bağlı bir yerleşim birimi. Erzurum ilinde, Aras nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi. Bayburt şehri, merkez ilçesi, merkez bucağına bağlı bir bölge. Çankırı şehri, Eldivan ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yerleşim yeri. Bilecik ilinde, Yenipazar ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi. Eskişehir ilinde, merkez belediyesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi. Sivas kenti, Çırçır nahiyesine bağlı bir yerleşim yeri. Edirne şehrinde, Çöpköy nahiyesine bağlı bir bölge.

 

Danişment anlamı, tanımı:

Tanzimat : İdari işlerin düzeltilmesi için alınan önlemlerin ve uygulamaların tamamı. Sultan Abdülmecit zamanında, 1839'da Gülhane Hattıhümayunu adıyla anılan bir fermanla ilan edilen, yönetimi iyileştirme tasarısı ve bu iyileştirmenin yapıldığı dönem.

Yetişmek : Üremek, büyümek, olmak. Bir zamanda yaşamış olmak, bir zamanı veya kimseyi görmüş olmak. Ulaşmak, ermek, varmak, vasıl olmak. İş görebilecek yaşa gelmek, büyümek. Vakit bulmak, yapabilmek. Yardım etmek, yardımına koşmak. Yetmek, yeter olmak, kâfi gelmek. Ortaya çıkmak. Bir işe başlamış olanlara veya gidenlere sonradan katılmak. Vaktinde varmak, vaktinde bulunmak. Vaktinde tamam olmak, bitmek, hazırlanmak, hazır olmak. Değmek, uzanıp dokunabilmek. Eğitim görmüş olmak, öğrenmek, gelişmek.

Görev : Resmî iş, vazife. Bir organ veya hücrenin yaptığı iş. İşlev. Bir kimseye veya bir kurula verilen özel amaçlı iş, misyon. Bir değerin başka değerlerle olan ilişkisi. Bir nesne veya bir kimsenin yaptığı iş. Bir cümlede bir dil biriminin öbür birimlerle ilişkisi aracılığıyla yerine getirdiği iş.

Kimse : Herhangi bir kişi, kim olduğu bilinmeyen kişi.

Medrese : İslam ülkelerinde, genellikle İslam dini kurallarına uygun bilimlerin okutulduğu yer. Fakülte.

Öğrenci : Özel ders alan kimse. Bir bilim veya sanat yetkilisinin gözetimi ve yol göstericiliği altında belli bir konuda çalışan kimse. Öğrenim görmek amacıyla ders alan kimse, okul çocuğu, talebe, şakirt.

 

Bilgi : İnsan aklının erebileceği olgu, gerçek ve ilkelerin bütünü, bili, malumat. Bilim. Öğrenme, araştırma veya gözlem yolu ile elde edilen gerçek, malumat, vukuf. İnsan zekâsının çalışması sonucu ortaya çıkan düşünce ürünü, malumat, vukuf. Kurallardan yararlanarak kişinin veriye yönelttiği anlam. Genel olarak ve ilk sezi durumunda zihnin kavradığı temel düşünceler.

Bilgili : Bilgiye dayalı bir biçimde. Bilgi sahibi olan, malumatlı, malumattar, malumat sahibi, haberli.

Danişmentler : Manisa ili, Yarbasan nahiyesine bağlı bir bölge.

Danişmentli : Zonguldak kenti, Ereğli ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yer.