Difference of exchange türkçesi Difference of exchange nedir

  • İktisat alanında kullanılır.
  • Kurlardaki değişme nedeniyle ulusal para cinsinden yapılacak ödemelerde ortaya çıkan farklar. dövizin değişik kurlardan ulusal paraya çevrilmesi sonucu ortaya çıkan fark.
  • Kur farkı.

Difference of exchange ingilizcede ne demek, Difference of exchange nerede nasıl kullanılır?

Difference : Ayrılık. Uyuşmazlık. Farklılık. Olay, nesne ya da özellikleri birbirinden ayıran ve algılanabilen başkalık, bk. benzerlik. Olağandışılık. Kavga. Fark. Anlaşmazlık. İhtilaf.

Of : -dan. Karşı. Li. Den. -nın. İle ilgili. -li. Nin. -den. In.

Exchange : Tecim ve yapım işleriyle uğraşan kişilerin alım, satım ve değişim amacıyla devlet denetimi altında iş yaptıkları yer. Takas etmek. Verişim. Bilgisayar, fizik, kimya, iktisat, ekonomi alanlarında kullanılır. Trampa etmek. Almak. Eksiciklerin tek tek belirlenememesi yüzünden, eksicikler karşılıklı yer değiştirince gözlenebilir niceliklerin değişmez kalması olayı. Değiş tokuş. Değiş tokuş etmek. Yabancı para cinsinden ödemeye aracılık eden kambiyo senetleri, kredi kartları gibi araçlar ile yabancı kağıt ve madeni para.

Difference of opinion : Fikir ayrılığı. Katılmama. Farklı fikirlerde olma. Görüş farklılığı. Görüş ayrılığı. Görüş farkı. Fikir farklılığı. Düşünce farklılığı.

 

Difference of opinions : Düşünce farklılığı. Fikir farklılığı. Görüş ayrılığı. Fikir ayrılığı. Görüş farkı. Anlaşmazlık. Bir hak, bir konu üzerinde iki yan'ın görüşleri arasında beliren aykırılık. Farklı fikirlerde olma. Katılmama.

Difference of potential : Potansiyel farkı.

Difference in rate of exchange : Kambiyo farkı.

Beii of exchange : İlgilisinden başka üçüncü bir kişinin oturum yerinde ödeneceğinin ödek üzerinde çekimcisi tarafından gösterilmesi. Oturum yerinde ödeme.

Bills of exchange : Tecim belgitleri. İktisat, ekonomi alanlarında kullanılır. Belirli bir paranın ödenmesi sözünü ya da buyruğunu ve kısa bir süreyi kapsamak üzere düzenlenen tecim belgitlerinin tümü. Karşılığı dövizle ödenmek üzere düzenlenen ve uluslararası ticarette kullanılan çek, poliçe, emre yazılı senet, havale gibi ödeme araçları. Kambiyo senetleri.

Course of exchange : Kambiyo rayici.

İngilizce Difference of exchange Türkçe anlamı, Difference of exchange eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Difference of exchange ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

A shift in demand : İstem kayması. Tüketicilerin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu istemin artması veya azalması diğer bir deyişle istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması.

A group shares : Şirkete sonradan ortak olanlardan farklı olarak, şirketin ilk kurucularına genellikle kara iştirak ve oy kullanmayla ilgili haklar veren ayrıcalıklı hisse senedi türü. A grubu hisse senedi.

 

A type mutual funds : Ağırlıklı olarak hisse senetlerinden oluşan ve iç tüzüklerinde (esas sözleşmelerinde) asgari sınırları belirtilmek koşuluyla, portföy değerinin en az % 25’ini özelleştirme kapsamına alınan kamu iktisadi teşebbüsleri dahil türkiye’de kurulmuş ortaklıkların hisse senetlerine bağlanmış olan uzun vadeli yatırım fonu. A tipi yatırım fonu ortaklığı. A tipi yatırım fonu.

Ability rent : Özel yeteneklere sahip olan kişilerin üretime katkılarının üstünde elde ettikleri kazanç fazlası. krş. kıtlık rantı. Yetenek rantı.

A pass through certificate : Tutsat senedi. Taşınmaz rehniyle sağlanmış bir kişisel alacak karşılığında alacak sahibi finansal kurum tarafından çıkarılan değerli kağıt.

Abnormal budget expenditures : Olağanüstü bütçenin giderleri. Olağanüstü bütçe gideri.

Exchange rate : Kambiyo kuru. Kambiyo rayici. Kur. Döviz kuru. Mübadele kuru. Bir yabancı paranın ulusal para cinsinden değeri. Bir birim yabancı paranın ulusal para cinsinden fiyatı. Takas oranı.

Abolition of forced labour convention : Zorla çalıştırmanın yasaklanması sözleşmesi. Zorla ya da zorunlu çalıştırmanın herhangi bir biçiminin siyasal zorlama ve eğitme, siyasal ya da ideolojik görüşlerin açıklanması nedeniyle cezalandırma, işgücünü harekete geçirme, çalışma disiplinini sağlama, ayrımcılık ve işbırakımını, katılanları cezalandırma aracı olarak kullanılmasını yasaklayan, 1957 yılında kabul edilen temel uluslararası çalışma sözleşmelerinden birisi.

Ability to pay approach : Güç yaklaşımı. Bireylerin, devlet harcamalarının finansmanına, elde ettikleri gelir düzeyiyle orantılı olarak vergilendirilmeleri yoluyla katılmalarını ifade eden ve adam smith tarafından geliştirilen vergileme yaklaşımı. krş. yararlanma yaklaşımı.

Ability to pay principle : Ödeme gücü ilkesi. Vergilemenin bireylerin ödeme gücüne uygun bir biçimde yapılması gerektiğini ifade eden bir vergileme ilkesi. kaynağı bol olanların kamu projelerine daha fazla katkı vermesi gerektiği ilkesi.

Difference of exchange synonyms : a change in supply, differences in rates of exchange, abnormal budget receipts, a change in demand, abnormal budget, a change in individual demand, a shift in individual demand, a shift in supply.