Directly unproductive profit seeking türkçesi Directly unproductive profit seeking nedir

  • Rant arayışı.
  • Normal karın üzerinde kar sağlamak için iktisadi karar birimlerinin tekel gücü elde etmeye yönelik çabaları.
  • İktisat alanında kullanılır.

Directly unproductive profit seeking ingilizcede ne demek, Directly unproductive profit seeking nerede nasıl kullanılır?

Directly : Hemen. Dosdoğru. -er -mez. Yapar yapmaz. Açıkça. Derhal. Doğruca. Direkt. Doğrudan doğruya. Anlaşılır biçimde.

Unproductive : Kısır. Verimsiz. Atıl. Kar etmeyen. Randımansız. Üretken olmayan. İşlek olmayan. Bereketsiz.

Profit : Kar etmek. Yarar. Fayda. Kazanç. Yararlanmak. Kazanmak. Kazanç getirmek. Üretim faktörlerinden biri olan girişimcinin üretimden aldığı pay. toplam gelir ile toplam maliyet arasındaki pozitif fark. bu fark sıfır olduğunda normal kar, sıfırdan büyük olduğunda normalüstü kar olarak adlandırılır. Doğal gelir kaynaklarından elde edilen brüt paralarla birlikte satış geliri ya da gelirden geri göndermeler, indirimler düşüldükten sonra kalan tutar. Çıkar.

Seeking : Aramak. Arıyor. Talip. Yönelen. Aranmak. Kazanmaya çalışmak. Uğraşmak. Çıkarmaya çalışmak. Peşinde koşmak. İstemek.

İngilizce Directly unproductive profit seeking Türkçe anlamı, Directly unproductive profit seeking eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Directly unproductive profit seeking ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

A shift in demand : Tüketicilerin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu istemin artması veya azalması diğer bir deyişle istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması. İstem kayması.

A change in individual demand : Bireysel istem kayması. Bir tüketicinin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu bireysel istemin artması veya azalması, diğer bir deyişle bireysel istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması.

Rent seeking : Rant peşinde koşma davranışı. Rant arama.

A shift in individual demand : Bireysel istem kayması. Bir tüketicinin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu bireysel istemin artması veya azalması, diğer bir deyişle bireysel istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması.

A group shares : Şirkete sonradan ortak olanlardan farklı olarak, şirketin ilk kurucularına genellikle kara iştirak ve oy kullanmayla ilgili haklar veren ayrıcalıklı hisse senedi türü. A grubu hisse senedi.

A type mutual funds : Ağırlıklı olarak hisse senetlerinden oluşan ve iç tüzüklerinde (esas sözleşmelerinde) asgari sınırları belirtilmek koşuluyla, portföy değerinin en az % 25’ini özelleştirme kapsamına alınan kamu iktisadi teşebbüsleri dahil türkiye’de kurulmuş ortaklıkların hisse senetlerine bağlanmış olan uzun vadeli yatırım fonu. A tipi yatırım fonu ortaklığı. A tipi yatırım fonu.

 

A change in supply : Sunum kayması. Üreticilerin mal sunumunu etkileyen fiyat dışındaki değişkenlerde ortaya çıkan değişme sonucu sunumun artması veya azalması diğer bir deyişle sunum eğrisinin sağa (aşağıya, güneydoğuya) veya sola (yukarıya, kuzeybatıya) kayması. krş. sunumun sağa kayması, sunumun sola kayması.

Ability to pay approach : Güç yaklaşımı. Bireylerin, devlet harcamalarının finansmanına, elde ettikleri gelir düzeyiyle orantılı olarak vergilendirilmeleri yoluyla katılmalarını ifade eden ve adam smith tarafından geliştirilen vergileme yaklaşımı. krş. yararlanma yaklaşımı.

Abnormal budget expenditures : Olağanüstü bütçenin giderleri. Olağanüstü bütçe gideri.

Abolition of forced labour convention : Zorla ya da zorunlu çalıştırmanın herhangi bir biçiminin siyasal zorlama ve eğitme, siyasal ya da ideolojik görüşlerin açıklanması nedeniyle cezalandırma, işgücünü harekete geçirme, çalışma disiplinini sağlama, ayrımcılık ve işbırakımını, katılanları cezalandırma aracı olarak kullanılmasını yasaklayan, 1957 yılında kabul edilen temel uluslararası çalışma sözleşmelerinden birisi. Zorla çalıştırmanın yasaklanması sözleşmesi.

Directly unproductive profit seeking synonyms : abnormal budget receipts, ability to pay principle, ability rent, a pass through certificate, abnormal budget, a change in demand, a shift in supply.