Discriminating türkçesi Discriminating nedir

Discriminating ingilizcede ne demek, Discriminating nerede nasıl kullanılır?

Discriminating cinegoer : Sinema sanatını, kültürünü benimsemiş, sinemaya bundan dolayı bağlı olan izleyici. sinemayı bilerek seven izleyici. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Sinemasever.

Discriminating power : Bir test maddesinin, kimi özellikleri bakımından kişiler arasında ayırım yapabilme niteliği. Ayırma gücü.

Discriminatingly : Ayrıcalık yaparak. Ayırıcı bir biçimde. Seçici bir şekilde. Ayırıcı bir şekilde. Titizce. Analitik bir şekilde. Ayrım yaparak. Seçici bir biçimde. Çözümsel bir şekilde.

Indiscriminating : Farkı fark edemeyen. Ayırt etmeyen.

Nondiscriminating : Ayırıcı olmayan. Ayrı tutmayan. Ayrıcalık yapmayan. Fark gözetmeyen.

Undiscriminatingly : Fark gözetmeyen bir şekilde. Tarafsızca. Ayırmaksızın. Adil bir şeklide.

Undiscriminating : Görüşü olmayan. Farkı farkedemeyen.

Discriminations : Ayırt etme. Fark. Ayrım (ırk, cinsiyet vb). Fark gözetme. İnce farkları görebilme. Ayrımsama. Ayırma. Ayrım. Ayrıcalık yapma. Takt.

Discrimination : Ayırma. Takt. Ayrıcalık yapma. Ayrım. Olay, nesne ve özellikleri birbirinden ayırma ve aralarında ayrım gözetme. Ayrım (ırk, cinsiyet vb). Ayırıcılık. Fark. Ayrımsama. Ayırma yetkisi.

 

Discrimination threshold : Ayrımsama eşik değeri. Ayrımsanır eşik değeri.

İngilizce Discriminating Türkçe anlamı, Discriminating eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Discriminating ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Divergent : Görüntüyü uzaklaştırma özelliği taşıyan, (mercek vb). Sf tv. ortak bir yol ya da noktadan ayrı yönlere gidip uzaklaşan. Dıvergent. Çeşitli. Fizik, uzay, sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Diverjan. Ortak bir doğrultudan açılarak giden ya da bir noktadan ayrılan doğrultuları izleyerek yayılan. Birbirinden ayrılan. Birbirine karşı.

Elisor : Jüri heyeti seçmekle görevlendirilen görevli. Seçen. Belli bir duruşmada diskalifiye edilmiş bir çalışanın yerine görev yapmak üzere bir mahkeme tarafından atanmış kimse.

Differentiator : Ayrıştıran. Farklılaştıran. Ayrımcılık yapan. Türev alıcı. (bilgisayar) çıktı sinyali girdi sinyalinin değişimine orantılı olan elektronik bir alet. (elektronik) çıktı voltajının girdi voltajı değişimine orantılı olduğu devre.

Competent : İşin ehli. Muktedir. Becerili. Çok iyi. Yeterli. Yasal. Doyurucu. Salahiyetli. Yetkili. Yetkin.

Classificator : Klasifikatör. Sınıflandırıcı. Kümeleyici.

Capable of : Yeterli. -ebilmek. Yetenekli. Yapabilir. -ebilir. Onun kabiliyetleri dahilinde.

Cognoscenti : Ehil olanlar. Erbaplar. Erbap. Duayen.

Connoisseur : Meraklı. Eksper. Erbap. Duayen. Usta. Mütehassıs. Uzman.

Good : Çok. İyi. İyilik. Doğruluk. Hayırlı. Uslu. Dolu dolu. Sağlam. Emin. Güzel.

 

Discriminating synonyms : detacher, grader, adept, discriminator, expert, penetrating, daintier, floating, acute, deviational, aliening, alien, choppiest, critical, detachers, cognomen, dissolutive, selecting, picky, dainty, distinct, cognoscente, ables, modificatory, able, diacritical, discriminate, discerners, appreciative, dialyzer, choosy, alternating, perceptive.

Discriminating zıt anlamlı kelimeler, Discriminating kelime anlamı

Undiscriminating : Farkı farkedemeyen. Görüşü olmayan.

Undiscerning : Anlayışsız.

Indiscriminate : Ayırt edilmemiş. Fark gözetmeyen. Rastgele. Rasgele. Ayırım yapmayan. Karışık. İndiskriminat. Ayrım yapmayan. Gelişigüzel. Ayırt edemeyen.

Discriminating antonyms : unperceptive.

Discriminating ingilizce tanımı, definition of Discriminating

Discriminating kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Distinguishing. Marking a difference.