Doğrusu nedir, Doğrusu ne demek

Doğrusu; Dil bilgisi yönünden Türkçe'de zarf olarak kullanılır.

  • Gerçeği söylemek gerekirse, gerçek şu ki

"Doğrusu" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Böyle akıntıya kürek çektiğine çok acıdım doğrusu." - N. Hikmet

Doğrusu anlamı, kısaca tanımı:

Doğrusuz : Doğrusu olmayan.

Ana doğrusu : Dönen koninin yan yüzünü oluşturan dik üçgenin hipotenüsü. Dönen silindirin yan yüzünü oluşturan dikdörtgenin bir kenarı.

Eğrisi doğrusuna gelmek : Olmayacak gibi görünen bir iş, bir girişim, rastlantı sonucu olumlu bitmek.

Eğrisiyle doğrusuyla : Her şeyiyle.

İşin doğrusu : Açıkçası.

Yanay doğrusu : Yer eksenine dik olan doğru.

Söylemek : Yazmak, düzmek. Bir düşünceyi ileri sürmek, ortaya atmak. Düşündüğünü veya bildiğini sözle anlatmak. Önceden bildirmek, tahmin etmek. Yapılmasını istemek. Haber vermek. Herhangi bir şeyi bildirmek, anlatmak, demek istemek, hatırlatmak. Sipariş etmek. Türkü, şarkı vb. okumak.

Gerek : Gerçekleşmesi zorunlu olarak beklenen, lazım. İcap.

Gerçek : Gerçeklik. Düşünülen, tasarımlanan, imgelenen şeylere karşıt olarak var olan. Temel, başlıca, asıl. Yalan olmayan, doğru olan şey, hakikat. Yalan olmayan. Bir durum, bir nesne veya bir nitelik olarak var olan, varlığı inkâr edilemeyen, olgu durumunda olan, özbeöz, hakiki, reel. Yapay olmayan. Doğruluk. Aslına uygun nitelikler taşıyan, sahici. Doğadaki gibi olan, doğayı olduğu gibi yansıtan.

 

Doğrusu ile ilgili Cümleler

  • Kurum "çekemezlik" doğrusu derken, halk "çekememezlik" der.
  • Siz ikiniz de doğrusunuz.
  • Doğrusu nasıl bir tedbir alındığını anlayamadım.
  • Doğrusu hepimiz biraz korktuk.
  • Doğrusu ondan hoşlanmıyorum.
  • Daha doğrusu neden satmaya çalıştı beni?
  • Bu havada dışarı çıkmayıp evde oturmak en doğrusu.
  • Yarın, daha doğrusu bugün öğlen bana oyun oynamayın, tamam mı tatlım?
  • Doğrusu, her gün oraya arabayla gitmenin taşınmaktan daha iyi olduğunu düşünüyorum.
  • Doğrusu, endişelenecek bir şey yok.
  • Şimdi gidersek bu muhtemelen en doğrusu.
  • Doğrusu ne söyleyeceğimi bilmiyordum.
  • Bir hükümet ideolojiler mi sunmak zorunda? Daha doğrusu insanların çıkarlarına mı hizmet etmek zorunda?
  • Doğrusu hiçbir fikrim yok.

Diğer dillerde Doğrusu anlamı nedir?

İngilizce'de Doğrusu ne demek? : adv. in fact, actually, as a matter of fact, honestly, to tell the truth, in all conscience, frankly speaking, strictly speaking, the straight of it, frankly, indeed, in sooth to say, strictly, verily, of a verity

Fransızca'da Doğrusu : au juste, à la vérité, en conscience

Almanca'da Doğrusu : adv. genau genommen, nachgerade