Ekin nedir, Ekin ne demek

"Ekin" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Yağmur, vaktinde ve yeterince yağmalı; ekinlere kına, pancarlara kurt düşmemeli." - T. Buğra

Yerel Türkçe anlamı:

Hububat bitkisi

Sosyoloji'deki anlamı:

Tarihsel toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan bütün özdeksel ve tinsel değerler ile bunları yaratmada, kullanmada, sonraki kuşaklara iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların tümü.

Diğer sözlük anlamları:

Buğday.

Ekin isminin anlamı, Ekin ne demek:

Kız ismi olarak; Ekilmiş tahılın filiz vermiş biçimi, tarlada bitmiş tahıl. Buğday. Kültür. Erkek ismi olarak; Ekilmiş tahılın filiz vermiş biçimi, tarlada bitmiş tahıl. Buğday. Kültür.

Bilimsel terim anlamı:

Bir toplumun tüm yaşam tasarımı ya da geçmişten aktardığı ve yeniden biçimleyerek geleceğe taşıdığı kalıt.

İnsan topluluğunun yazınsal, sanatsal ve tinsel ürünlerinin tümü.

İngilizce'de Ekin ne demek? Ekin ingilizcesi nedir?:

culture

Osmanlıca Ekin ne demek? Ekin Osmanlıca'da ne anlama gelir?:

hars

Gezilecek görülecek bir yer, şehir olarak tanımı:

Şanlıurfa şehrinde, Yaylak nahiyesine bağlı bir bölge.

 

Ekin hakkında bilgiler

[Bakınız: buğday]

Ekin anlamı, kısaca tanımı:

Ekin biti : Buğday biti.

Ekin iti : Başını dik tutup herkese yüksekten bakan kimse.

Ekin kargası : Tüyleri parlak, kara ve erguvani parıltılı bir tür karga (Corvus frugilefus).

Ekinci : Tahıl yetiştirip satan kimse.

Ekincilik : Ekincinin yaptığı iş.

Ekini belli etmemek : Eksik, bozuk, yanlış, kusurlu bir işi sağlam ve doğru gibi göstermek.

Ekinlik : Ekin ekilmiş yer.

Ekinokok : Etoburların gelişmiş dönemlerinde bağırsaklarında yaşayan bir tür tenya.

Ekinoks : Gün tün eşitliği.

Ekinözü : Kahramanmaraş iline bağlı ilçelerden biri.

Ekinti : Ekilen şey.

Tahıl : Buğday, arpa, mısır, yulaf, çavdar, pirinç vb. hasat edilen ürünler ile tohumlarının genel adı, hububat.

Tarla : Tarıma elverişli olan, sınırlı ve belirli toprak parçası. Deniz hayvanlarının çok olduğu yer.

Atıl : Süreduran. Etkisiz, işe yaramaz. Tembel. İşsiz, aylak.

Harman : Herhangi bir şeyin çok bulunduğu yer. Biçildikten sonra tahıl demetlerinin üzerinden düven geçirilerek tanelerin başaklarından ayrılması işi. Selüloz açılması aşamasından başlayıp kâğıt veya karton sayfasının meydana gelmesine kadar kullanılan bir veya birkaç kâğıt hamuru ile diğer malzemelerin meydana getirdiği sulu süspansiyon. Birçok çeşitten birer parça alıp yeni birleşim oluşturma işi. Herhangi bir şeyin toplu hâlde bulunduğu, işlendiği veya satıldığı yer. Bu işin yapıldığı yer veya mevsim.

Durum : Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri. Duruş biçimi, konum, tavır. Ad soyundan kelimelerin birbirleriyle edatlarla ve fiillerle ilişkilerini belirleyen biçim, hâl. Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon.

 

Kültür : Bir topluma veya halk topluluğuna özgü düşünce ve sanat eserlerinin bütünü. Tarım. Bireyin kazandığı bilgi. Tarihsel, toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan bütün maddi ve manevi değerler ile bunları yaratmada, sonraki nesillere iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların bütünü, hars, ekin. Uygun biyolojik şartlarda bir mikrop türünü üretme. Muhakeme, zevk ve eleştirme yeteneklerinin öğrenim ve yaşantılar yoluyla geliştirilmiş olan biçimi.

Hars : Kültür. Tarla sürme.

Buğday : Bu bitkinin başaktan ayrılıp öğütülmesiyle elde edilen tanesi. Buğdaygillerin örnek bitkisi (Triticum).

Ekin adacığı : Toplumsal ayrım gözetme ya da coğrafyasal yalıtlanmışlık sonucu oluşup kendisini çevreleyen ekinden köklü ayrımlar gösteren yerel ekin.

Ekin ayrıntıları : Bir toplumun ekinsel özelliklerini oluşturan ikincil önemdeki öğeler. (Örneğin bir yemek kabının biçimi, genişliği, yapımında kullanılan gereç, yapım yöntemi, kullanılış biçimi vb.)

Ekin başı : Buğday başağı, başak.

Ekin biçin : Ekim, zer'iyyat, ekip biçme işi.

Ekin bölgesi : [Bakınız: uygarlık bölgesi]

Ekin çekirgesi : Böcekler (Insecta) sınıfının, düz kanatlılar (Orthoptera) takımından, duyargaları kısa ve yassı, vücudu ince ve uzun, başın ön bölgesi koni gibi uzamış, açık sarı, kül rengi ve açık yeşil renkli olan bir eklem bacaklı türü. (zooloji) (Acrida bicolor ): Böcekler (İnsecta) sınıfının düzkanatlılar (Orthoptera) takımından bir eklembacaklı türü. Duyargaları kısa ve yassı, vücudu ince ve uzun, başın ön bölgesi koni gibi uzanmıştır. Açık sarı-külrengi ve açık yeşil renkli olur.

Ekin güvesi : Tırtıl evresinde körpe ekinleri kemiren ve yaprakları donmuşa döndürerek ağır yıkımlara yol açan küçük kelebek.

Ekin havızı : Yağ, pekmez şerbeti ve undan yapılan muhallebi gibi hafif bir helva.

Ekin kamburbiti : Ekinlerden başka, orman ağaçlarıyle tahta ev eşyasına da zarar veren, küçük, kınkanatlı böcek.

Ekin kamburböceği : Genç evrede ekinlerin kök ve yapraklarını, ergin çağda başakları kemirerek, tarlayı yer yer kel bırakan karaböcek. (Soydaş birçok türü daha vardır.)

Ekin ile ilgili Cümleler

  • Ekin meydanları büyüktü.
  • Manyok kuraklığa dayanıklı bir ekindir ve bu nedenle milyonlarca insan için önemli bir temel gıdadır.
  • Bu kötü hava ekinleri etkileyecek.
  • O bir kuzgun, karga veya bir saksağan değil. O bir ekinkargası.
  • Ekin erken donun bir sonucu olarak ciddi hasar gördü.
  • Fırtına ekinlere büyük zarar verdi.
  • Seller ekinleri mahvetti.
  • hakimim her arabayı aracı sürmeye tarlalarınız bedavaya sürülür ekinleriniz ekilir.
  • Ekinlerin yağmura ihtiyacı var.
  • Yağmur miktarı ekinlerin büyümesini etkiler mi?

Diğer dillerde Ekin anlamı nedir?

İngilizce'de Ekin ne demek? : n. crop, growing grain, corn, cropper

v. sow, plant, crop, inseminate, set, set out, sprinkle, tame

Fransızca'da Ekin : moisson [la]

Almanca'da Ekin : n. Getreide, Saat

Rusça'da Ekin : n. посев: посевы (PL), культивация (F), возделывание (N)