Emboldens türkçesi Emboldens nedir

Emboldens ingilizcede ne demek, Emboldens nerede nasıl kullanılır?

Embolden : Yüreklendirmek. Cesaret vermek. Teşvik etmek. Gaza getirmek.

Emboldened : Cesaret vermek. Cesaret verilmiş. Teşvik edilmiş. Teşvik etmek. Yüreklendirilmiş. Yüreklendirmek. Gaza getirilmiş.

Emboldening : Teşvik etmek. Gaza getirme. Teşvik etme. Cesaret verme. Yüreklendirme. Yüreklendirmek. Cesaret vermek.

Embole : Embol.

Embolectomy : Tıkalı damarı ameliyatla açma. Ambolektomi. Embolektomi. Damar açımı. (tıp veya medikal terimi) embolusun (kan pıhtısı, kan dolaşımında bulunan çözünmeyen bir madde kümesi) ameliyatla alınması.

Emboli : Emboli. Embolus. Embolusun çoğulu, çok sayıda embolus. Kan pıhtısı. Kan dolaşımında bulunan çözünmeyen bir madde kümesi (tıp veya medikal terimi). Tıkaç. Damar tıkantısı.

Embolic nephritis : Embolik böbrek yangısı. Çeşitli bakteriemilerde ve septik tromboembolizm sonucu böbrekte tek veya çok sayıda apse oluşumu ve idrarda irin bulunmasıyla belirgin böbrek yangısı.

Embolisation : Tıkama. Tıkanma. Damarları tıkama amacıyla madde enjekte etme. (britanya ingilizcesi) tıkama. Bir kan damarının veya organın bir pıhtı ya da başkaca bir nedenle tıkanması durumu (embolization olarak da yazılır). Embolizasyon.

 

Embolic pneumonia : Embolik akciğer yangısı. Dolaşımdaki bakteri ve parazitlerin kan yoluyla akciğere ulaşmasıyla biçimlenen akciğer yangısı.

Embolic : Emboliik. Embolik. Tıkanık (damar). Damarı tıkayan tıkaçla ilgili olan. pıhtı sonucu damarın tıkanmasıyla ilgili olan. Embolus (kan pıhtısı, kan dolaşımında bulunan çözünmeyen bir madde kümesi) ile ilgili.

İngilizce Emboldens Türkçe anlamı, Emboldens eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Emboldens ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Abets : Yardakçılık etmek. Yoldan çıkarmak. Yardım etmek. Kışkırtmak. Kızıştırmak. Yardımda bulunmak. Suça katılmak. Özendirmek (suç). Tahrik etmek.

Countenances : Kontrol. Uygun bulmak. Destek. Müsamaha etmek. Yüz ifadesi. Çehre. Desteklemek. Onama. Yüz.

Bold : Cüretkar. Küstah. Göze çarpan. Cüretli. Dik. Arsız. Koyu renk yazılmış. Koyu. Cesaretli. Kaim.

Egg : Torpido. Damarına basmak. Yumurta atmak. Genellikle yuvarlak şekilli, dişi eşey organında mayoz bölünmeleri sonucu teşekkül eden haploit kromozom sayılı, erkek eşey hücresi ile birleşerek zigotu meydana getiren, büyük, hareketsiz, bir hücre. ovum. Bomba. Kışkırtmak. Tahrik etmek. Eşek şakası. Dürtmek.

Cheer on : Alkışla cesaret vermek. Tezahürat yapmak. Alkışlamak. Desteklemek.

Uplifts : Yukarı çıkarmak. Kalkındırmak. Yükseltmek. Yukarı dikmek (göz). Moralini yükseltmek. Daha iyi bir duruma getirmek. Alttan kaldırmak. Yüceltmek. Canlandırmak.

Cathect : (psikoanaliz) bir başka insandaki veya fikirdeki veya nesnedeki duygusal veya zihinsel enerjiyi harcamak. Canlandırmak. Gayrete getirmek.

 

Exhorting : İkaz etme. Tembih etmek. Nasihat etme. Akıl öğretme. Uyarma. Tavsiye etmek. Teşvik etme. Yüreklendirme.

Emboldening : Cesaret verme. Teşvik etme. Gaza getirme. Yüreklendirme.

Countenance : Tasvip etmek. Yüz. Çehre. Kontrol. Göz yummak. Destek. Uygun bulma. İzin vermek. Yüz ifadesi.

Emboldens synonyms : countenanced, favour, buck somebody up, egging, cheer, encourage, cathects, encouraged, bring out, exhorted, exhort, take heart, drew, hearten, countenancing, exhorts, recreate, encourages, buck up, emboldened, eggler, bolden, cheered, embolden, heartened, abet, favor, uplift.

Emboldens zıt anlamlı kelimeler, Emboldens kelime anlamı

Discourage : Korkutmak. Yıldırmak. Cesaretini kırmak. Gözünü korkutmak. Vazgeçirmek. Mücadele gücünü kırmak. Umudunu köreltmek. Hevesini kırmak. Caydırmak. Hayal kırıklığına uğratmak.

Dishearten : Umudunu kırmak. Cesaretini kırmak. Mücadele gücünü kırmak. Umutsuzluğa düşürmek. Hevesini kırmak. Ümidini kırmak. Bir şeyden soğumak.

Timid : Tutuk. Cüretsiz. Sıkılgan. Tavşan yürekli. Ürkek. Yüreksiz. Çekingen. Sakınan. Çıtkırıldım. Korkak.