Encapsulating türkçesi Encapsulating nedir

Encapsulating ingilizcede ne demek, Encapsulating nerede nasıl kullanılır?

Encapsulation : Sarma. Kapsülleme. Kapsül içine alma. Kapsüle konulma. Giydirme. Tek programda bağımsız olarak çalışması için gerekli tüm yöntemler ve verilerin girilmesi. Kuşatma. Kapsüllenmiş olma durumu. Kapsüllenme.

Encapsulations : Sarma. Kapsüllenmiş olma durumu. Muhafaza içine yerleştirme. (telekomünikasyon) bir veri yapısının başka birine dahil edilmesi. Kapsüle saklanma. Kapsülleme. Kapsül içine alma. Tek programda bağımsız olarak çalışması için gerekli tüm yöntemler ve verilerin girilmesi. Kapsüllenme. Kapsüle konulma.

Encapsulate : İçermek. Sarmalamak. Kapsamak. Kısa ve öz biçimde açıklamak. Özetlemek.

Encapsulated : Sıkıştırılmış. Kapsüllü. Enkapsül. Etrafı kapsülle çevrili, enkapsül. Kapsüllenen. Koyulaştırılmış. Kapsüle konulmuş. Kapsüllenmiş. Enkapsüle. Kapsüle saklanmış.

Encapsulates : İçermek. Özetlemek. Kısa ve öz biçimde açıklamak. Kapsamak. Sarmalamak.

Microencapsulated feed : Su ürünleri yetiştiriciliğinde, larvaların başlangıç beslenmesinde kullanılan, besin maddelerinin eriyebilir bir kapsül içerisine yerleştirildiği karma yem. Mikro kapsüllü yem.

 

İngilizce Encapsulating Türkçe anlamı, Encapsulating eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Encapsulating ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Abridging : Kesmek. Kısaltmak (yazılı bir eseri). Kısaltmak. Azaltmak. Kısmak. Mahrum etmek. Tenkis etmek.

Con dense : Koyulaştırmak.

Abbreviate : Kırpmak. İhtisar etmek. Kısaltmak. Sadeleştirmek.

Compassed : Pusula. Anlamak. Kavramak. Başarmak. Erişmek. Gizli plan kurmak. Kuşatmak. Bir konuyu kavramak. Çevirmek.

Enfoldings : Sarılma. Kucaklama. Çevreleme. Kaplama. Sarmalama. Katlama. Çevresini sarma. Kat kat sarma. Kuşatma.

Abstractive : Soyutlayıcı. Özet. Soyutlama yeteneği olan. Abstraktif. Soyutlanma niteliği olan. Özetlenme niteliği olan. Çekinmek.

Comprisal : İhtiva etme.

Blanket : Örtmek. Susturmak. Battaniye. Engel olmak. Reaktör kalbinin çevresine ya da içine yerleştirilen ve zincir tepkimesi yapabilen unsurlardan oluşan kapalı bölge. Sarıp sarmalamak. Bütün olasılıkları içeren. Üretken bölge.

Apply to : Müracaat etmek. -i ilgilendirmek. Üstesinden gelmek. Bahsetmek. -i içermek. Aşağıdakilere uygula. Uygulanacağı yer. -e hitap etmek.

Subsuming : Sınıflandırmak. Kapsam.

Encapsulating synonyms : physical process, blankets, contains, count in, add to, brief, comprehending, blanketed, finalizations, abridgments, epitomizing, embodies, abridges, compassing, abridge, abridgement, embrace, comprising, abridgment, carry, implications, comprised, inclusions, inclusiveness, condition, abstracting, compresses, comprehends, comprises, contain, status, embody, capsulize.