Endositoz nedir, Endositoz ne demek
Endositoz; Biyoloji, Anatomi, Veteriner alanlarında kullanılan bir terimdir.
Biyoloji'deki anlamı:
Ökaryot hücrelerin plazma zarının içeri çökmesi ile bir kesecik içinde dışarıdan madde alınması. Pinositoz, fagositoz.
Veterinerlikte sözlük anlamı:
Hücre zarının dış tarafında oluşan bir çukurluk içine giren bir molekül veya taneciğin çevresindeki zar parçası tarafından tamamen sarılması ve böylece oluşan vezikülün zardan koparak sitoplazma içine alınması olayı, viropeksis. Endositoz; hücrelere sıvıların alınması olan pinositozla katı maddelerin alınması olan fagositozu içerir. Virüslerin hücre içerisine girmelerinde kullandıkları bir yoldur.
Teknik terim anlamı:
Hücre zarının içeri çökerek kese oluşturması suretiyle büyük moleküllerin hücre içine alınması ve hücresel sindirimi.
Endositoz hakkında bilgiler
Endositoz, hücrelerin zarlarından geçemeyecek büyüklükteki maddelerin içeri alınma şeklidir. Enerji gerektiren bir alınımdır. Monomerler, hücre zarından geçebilir. Ancak polimer maddeler hücre zarından geçemeyecek kadar büyüktür. Bu maddeleri içeri alırken hücre endositoz yapar. Polimer maddelere örnek olarak nişasta, glikojen, protein örnek verilebilir. Temelde endositoz iki ana başlıktan oluşur. Bunlar fagositoz (katı maddeleri içeri alma) ve pinositoz (sıvı maddeleri içeri alma)dur.
Endositoz anlamı, tanımı
Reseptör aracılığı ile endositoz : Birçok hayvanda, örtülü çukurların bulunduğu yerlerde hücre yüzeyindeki özel reseptörlere bağlanarak endositozla hücre içine madde alınması yolu.
Büyük moleküller : Küçük moleküllerin polimerlerinden oluşan proteinler, nükleik asitler ve şekerler.
Plazma zarı : [Bakınız: hücre zarı]. Hücre zarı.
Sitoplazma : Çekirdek dışta kalmak üzere protoplazma yığını.
Hücre zarı : Sitoplazmayı çevreleyen, 75-80 A° kadar kalınlıkta, protein, lipit ve karbohidratlardan oluşan, lipitlerin genellikle fosfolipitler hâlinde çift tabaka oluşturdukları, sıvı mozaik zar modeline göre proteinlerin lipitlere birleşik ya da az veya çok gömülü oldukları, karbohidratların oligosakkarit zincirleri hâlinde bazı lipit ve bazı proteinlere bağlı bulundukları, hücrenin alt, üst ya da yan kısımlarında çeşitli özelleşmeler gösteren, hücreyi koruyan, pek çok hücre faaliyetine katılan yarı geçirgen yapı. Organellerin etrafını çevreleyen zar ise mitokondri zarı, Golgi zarı gibi organellerin adıyla anılır. Plâzma zarı, sitoplâzmik zar, membran, biyomembran, biyolojik zar, plazmalemma. Sitoplazmayı çevreleyen, 75-80 ºA kadar kalınlıkta, protein, lipit ve karbonhidratlardan oluşan, hücreyi koruyan, pek çok hücre faaliyetine katılan yarı geçirgen yapı, plazma zarı, plazmalemma. Hücreleri dıştan kesintisiz çevreleyen, metabolik olaylarda görev alan ve elektron mikroskobunda üç katman hâlinde gözlenen birim zar yapısında organellerden biri, plazma zarı, sitoplazmik zar, plazmalemma, birim zar.
Viropeksis : Endositoz.
Oluşturma : Oluşturmak işi.
Pinositoz : Endositozla küçük ya da sıvı partiküllerin hücre içine alınması olayı. Hücre zarından doğrudan geçemeyecek kadar büyük moleküllü sıvı maddelerin fagositoza benzer biçimde hücreye alınması. Yüksek molekül ağırlıklı maddelerin, kolloidal taneciklerin veya ilaç taşıyan lipozomların, hücre zarının dış yüzeyinde oluşan bir çukur içine girip çevresindeki zar kısmı tarafından tamamıyla sarılmasından sonra oluşan keseciğin (pinositik vezikül) zardan kopup içindeki maddeyle birlikte sitoplazma içine girmesi olayı. Sıvının, sıvı yutucu hücre (pinosit) tarafından kendi içine alınması.
Suretiyle : Yoluyla, biçimiyle.
Fagositoz : Hücre yutarlığı.
Hücre içi : Hücrenin içinde olan. İntrasellüler. [Bakınız: göze-içi].
Sindirim : Besinlerin çeşitli enzimlerle eritilerek, parçalanarak ince bağırsakta emilebilir, kana karışabilir duruma gelmesi için uğradıkları fiziksel ve kimyasal değişikliklerin bütünü, hazım.
Virüsler : Bir protein kılıf ve nükleik asit olarak tek ya da çift iplikli, düz ya da halkasal DNA ya da RNA'dan oluşan, influenza virüsü gibi bazı virüslerde nükleik asidi birkaç parçadan oluşabilen, bazılarında protein kılıfın dışında zardan oluşan düz ya da üzerinde çıkıntılar bulunan bir kılıfları olan, hastalık yapıcı, bakterilerden daha küçük, yaşamak için bir başka hücrenin içine girmek zorunda olan ve ancak elektron mikroskobunda görülebilen zorunlu parazitler. Nükleik asidi DNA ya da RNA oluşuna göre, morfolojilerine ve kılıf bulunup bulunmadığına göre gruplara ve alt gruplara ayrılırlar. Helikal virüsler, çok şekilli virüsler, kılıflı virüsler, kompleks virüsler, tek iplikli DNA virüsleri, çift iplikli DNA virüsleri, tek iplikli RNA virüsleri, tek iplikli ve kılıflı RNA virüsleri gibi.
Girmeler : Muğla ili, Kemer nahiyesine bağlı bir yerleşim yeri.
Glikojen : Karaciğer ve kaslarda bulunan, hidrolizle şeker veren karbonhidrat.
Büyüklük : Büyük olma durumu. Ululuk. Depremde oluşan enerjinin düzeyini belirten ölçü. Büyüklere yaraşır bağışlayıcı davranış.
Çukurluk : Çukur olma durumu. Çukur yer.
Bir yol : Bir kez, bir defa.
Vezikül : İçi su dolu kabarcık.
Diğer dillerde Endositoz anlamı nedir?
İngilizce'de Endositoz ne demek ? : endocytosis, endocytose
Bu kısımda Endositoz nedir? Endositoz ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik bir biçimde hemen sorabilir, daha sonra kısaca Endositoz tanımı, açılımı, kelime anlamı hakkında ansiklopedik bilgi verebilir veya dilerseniz Endositoz hakkında sözler yazılar ile ingilizce veya almanca sözlük anlamı paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.