Enframing türkçesi Enframing nedir

Enframing ingilizcede ne demek, Enframing nerede nasıl kullanılır?

Enframe : Çerçevelemek.

Enframed : Çerçeve içine konulmuş. Çerçevelenmiş. Çerçevelemek.

Enframes : Çerçevelemek.

Enfranchise : Politik haklarını vermek. Oy hakkı vermek. Serbest bırakmak. Üyeliğe vb kabul etmek. Hak tanımak. Sorumluluktan kurtarmak. Azat etmek. Üyeliğe kabul etmek. Kabul etmek (üyeliğe vb.). Ayrıcalık tanımak.

Enfranchise slaves : Özgür köleler.

Disenfranchises : Oy hakkını kullandırtmamak. Mahrum etmek. Haklarından mahrum etmek.

Enfranchising : Serbest bırakma. Hak tanımak. İmtiyaz verme. Oy kullanma hakkı tanıma. Sorumluluktan kurtarmak. Azat etme. Vatandaşlığa kabul etme. Azat etmek. Ayrıcalık tanıma. Kabul etmek (üyeliğe vb.).

Enfranchisements : Hak tanıma. Azatlık. Serbest bırakma. Vatandaşlığa kabul etme. Oy hakkı verme. Vatandaşlık hakkı verme. Azat. Oy verme hakkı. Vatandaşlık haklarının tanınması.

Enfranchisement : Vatandaşlığa kabul etme. Vatandaşlık haklarının tanınması. Serbest bırakma. Vatandaşlık hakkı verme. Oy verme hakkı. Oy hakkı verme. Azat. Hak tanıma. Azatlık.

Disenfranchisements : Haklarından mahrum etme. Hakkını kullandırtmama.

İngilizce Enframing Türkçe anlamı, Enframing eş anlamlısı

 

Sözcükler, direkt olarak Enframing ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Copperplate : İnce el yazısı. Baskı klişesi (levha biçiminde olan). İşlemeli bakır levha. Bakır klişe. Bakır levha.

Gravure : Gravür. Tifdruk. Fotoğrafla klişe yapma. Fotogravür.

Bordering : Sınırlama. Sınır komşusu olmak. Bitişik olmak. Kıyısı olan. Benzer olmak. Sınırlayan. Sınırdaş. Kenar geçirmesi. Demeye gelmek.

Frame : Gizli dolaplar çevirmek. Bir saydam resmin zedelenmesini önlemek ve saydam resim göstericisinde kolaylıkla kullanılmasını sağlamak amacıyla, ortasına yerleştirildiği mukavva ya da yoğruktan çerçeve. Gövde. Çerçeveli sürükleme ağlarında ağların donandığı demir çubuk. Çerçeve. Uydurma kanıtlarla suçsuz birini suçlu göstermek ya da mahkum ettirmek. (çalışmaları, ilişkileri, faaliyetleri) bir çerçeveye oturtmak. Vücut biçimi. Çatı. Belirtmek.

Framing : Kafes. Çerçeve. Filmi gösterici, bakımlık, kurgu aygıtı ya da film yayın aygıtında resmin pencereye tam olarak çakışmasını sağlayacak biçimde geçmek. Sinemacı ya da televizyoncunun, elindeki malzemeyi görüntü çerçevesinin ikiboyutlu alanı içerisine en uygun, en elverişli biçimde yerleştirmesi işi. İskelet. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Çerçeve düzeltme. İskelet (binaya ait). Çatı.

Plate : Zırhla kaplamak. Klişe yapmak. Sac. Levha yapmak. Plaka. Gümüş kaplamak. Kaplamak. Levha. Altın kaplamak. Levha kaplamak.

Mounts : Binmek. Takma. Üzerine yerleştirmek. Oturtmak. Çıkmak. Monte etmek. Bindirmek. Üzerine çıkmak. Düzenlemek.

 

Inlay : Döşemek. Kakma işlemek. Bazı perdeleri belirtmek ve aynı zamanda gitara hoş bir görünüm vermek için denizkulağı, sedef ya da plastikten yapılan ve klavyeye işlenen şekiller. Parke kaplamak. Dişçi. Kakma. Gömmek. İçine kakmak.

Halftone : Noktalı klişe. Yarı ton. Ototipi. Noktalı resim. Koyu ile açık arasında. Yarım ton. Gri görüntü.

Conceptualization : Kavramlaştırma öğesi. Çıkarımcı yordamlarda yanıtlayıcıların, nesneleri adlandırma, düzenleme ve kümelendirme biçimlerine bakarak tutumlarına inmeyi sağlayan öğe. bk. yarıçıkarımcı yordam. Kavramsallaştırma. Kavramsal yorumlama. Kavramlaştırma. Ayrıntılı kavram (ayrıca conceptualisation). Kavram oluşturma süreci.

Enframing synonyms : line engraving, halftone engraving, copperplate engraving, line block, woodcut, formulation, steel engraving, linecut, enframe, photoengraving, inlays, mount, wood block, wood engraving, border, inlaying, conceptualisation, etching, enframed, enframes.