Enthusiasm türkçesi Enthusiasm nedir

Enthusiasm ile ilgili cümleler

English: Ali doesn't share Mary's enthusiasm.
Turkish: Ali Mary'nin çoşkusunu anlamıyor.

English: Have some enthusiasm for your job.
Turkish: Kendinizi işe verin.

English: Tom's enthusiasm is contagious.
Turkish: Tom'un coşkusu bulaşıcıdır.

English: He has great enthusiasm.
Turkish: Onun büyük bir coşkusu vardır.

English: Ali doesn't share your enthusiasm.
Turkish: Ali senin coşkunu paylaşmaz.

Enthusiasm ingilizcede ne demek, Enthusiasm nerede nasıl kullanılır?

Dampened his enthusiasm : Onun hevesini kaçırdı. Heyecanını söndürdü veya azalttı.

Lacking enthusiasm : İsteksiz. Gayretsiz. Hevesi olmayan.

With resumed enthusiasm : Taptaze bir heyecanla. Yenilenmiş bir canlılıkla. Tazelenmiş zindelikle. Yenilenmiş hevesle.

Without enthusiasm : Heyecansızca. İlgilenmeden. Hevessizce. Cansız bir şekilde. İsteksizce.

Enthusiasms : Şevk. Hayranlık. Gayret. Heves. Coşkunluk. Çoşkunluk. Coşku. Heyecan. İstek. Şevku-teheyyüç.

Enthusiast : Coşkun kimse. Hayran. Şevkli kimse. Ateşli taraftar. İstekli kimse.

Overenthusiastically : Aşırı coşku ile. Aşırı hevesli bir şekilde. Aşırı istekli bir biçimde. Aşırı coşkulu bir halde.

 

Enthusiastic : Can atan. İstekli. Şevkli. Ateşli. Hevesli. Hararetli. Coşkun. Meraklı. Coşkulu.

Be enthusiastic : Heyecan duymak.

Enthusiasts : İstekli kimse. Hayran. Ateşli taraftar. Coşkun kimse.

İngilizce Enthusiasm Türkçe anlamı, Enthusiasm eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Enthusiasm ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Euphoria : Mutluluk ve neşe. Mutluluk. Neşe. Öföri. Hastanın kendisini iyileşmiş gibi hissetmesi. Öfori. Yerinde duramama. Mutluluktan uçma. Zindelik hissi.

Ebulliency : Galeyan. Taşkınlık. Kaynayıp taşma.

Ardors : Hararet. Ateşlilik. Ateş.

Elation : Mutluluk. Haz. Sevinç. Kıvanç. Gurur. Elasyon.

Admirations : Beğenme. Takdir. Tutkunluk. Hayranlık uyandıran şey. Beğeni.

Abundance : Gerekli bütün malların sıkıntıya düşülmeksizin elde edilebileceği iktisadi durum. Miktar. Her bir hücrede bulunan belli bir mrna molekülü ortalama sayısı. abundans. Kesret. Evrende kimyasal öğelerin dağılımı; evrenin ya da güneş gibi belirli bir yıldızın ortalama kimyasal bileşimi. Bet bereket. Servet. Bereket. Taşkınlık.

Passion : Güçlü duygu. İhtiras. Merak. Hırs. Özlem. Tutku. Düşkünlük. Hastalık. Tutkunluk.

Ecstasy : Mest olma. Aşırı sevinç. Dinsel, büyüsel ve gizemsel uğraşı alanlarındaki din adamlarının, büyücülerin, dervişlerin, özellikle samanların tanrılarla, doğaüstü güçlerle, kutsal nesnelerle özdeşleşmek; sayrıları sağaltmak, büyü yapmak, geleceği okumak vb. için gövdesel devinimlerden, kutsal sözlerden, oruçlardan, müzikten ya da uyuşturucu bitki ve ilaçlardan yararlanmak yoluyla içine düştükleri geçici ruhsal durum. Vecit. Zevk. Esrime. Aşırı mutluluk. Kendinden geçme (extasy olarak da yazılır).

 

Ebullience : Kaynayıp taşma. Taşkınlık. Galeyan.

Ebullition : Köpürme. Kaynama. Taşma. Galeyan. Feveran. Kabarma. Köpürerek taşma. Taşkınlık.

Enthusiasm synonyms : rabidity, technophilia, entrancement, assiduities, bent, anxiety, sprightliness, arousal, ardours, life, rabidness, liveliness, elan, adoration, exaltation, diligence, worship, agitations, ardor, bents, avidities, animal spirits, assiduous, appetites, colour, predilection, efforts, brios, feeling, ardency, animations, zealousness, buck fever.

Enthusiasm ingilizce tanımı, definition of Enthusiasm

Enthusiasm kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Ecstasy. Inspiration as if by a divine or superhuman power. Hence, a conceit of divine possession and revelation, or of being directly subject to some divine impulse.