Turkish: Bu, neşelendirici.
English: It was exhilarating.
Turkish: O neşelendiriciydi.
English: It was so exhilarating.
Turkish: O, çok neşelendiriciydi.
Exhilaratingly : Tahrik edici (uyarıcı) bir tarzda. Neşelendirici bir şekilde. Neşelendirerek. Canlandırıcı bir şekilde.
Exhilaration : Neşe. Sarhoşluk. Canlılık. Neşe ve zindelik. Keyif.
Exhilarative : Canlandıran. Uyaran. Neşelendirici. Coşturucu. Canlandırıcı. Tahrik eden. Neşelendiren. Renk katıcı. Hayat verici.
Exhilarate : Keyiflendirmek. Çok neşelendirip zindeleştirmek. Coşturmak. İnşirah vermek. Canlandırmak. Keyif vermek. Keyif ve neşe vermek. Çok keyiflendirmek. Neşelendirmek.
Exhilarated : Neşelendirilmiş. Canlı. Coşkulu. Neşeli.
Exhilarant : Coşturucu. Hayat verici. Canlandırıcı. Diriltici. Heyecan verici. Müferrih. Renk katıcı. Neşelendirici.
Exhilarates : Keyif ve neşe vermek. Çok keyiflendirmek. İnşirah vermek. Keyiflendirmek. Çok neşelendirip zindeleştirmek. Coşturmak. Keyif vermek. Canlandırmak. Neşelendirmek.
Sözcükler, direkt olarak Exhilarating ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.
Elating : Gururlandıran. Sevindirici. Gururlandırmak. Mutlu edici. Neşelendirmek. Sevindirmek. Coşturmak. Coşturucu.
Stimulating : İlham veren. Aydınlatıcı. Ufuk açıcı. Tahrik edici. Uyarıcı. Uyandırıcı. Uyaran.
Crispy : Körpe. Kırışık. Taptaze ve sulu (meyve veya sebze). Kıvırcık. Canlı. Kıtır kıtır. Çıtır çıtır. Gevrek. Zinde.
Airier : Havadar. Canlı. Boş. Havai. Çalım satan. Çevik. Hayali. Kendine bir hava veren. Hava gibi hafif.
Freshening : Taze olma. Tazeleştirme. Canlandırma.
Arousing : Tahrik eden. Uyandıran. Kışkırtan. İlham veren.
Animater : Hayat veren kişi veya şey. Hareketlendiren bir şey.
Activator : Aktivatör. Harekete geçirici. Etkileştirici. Etkinleştirici. Etkinleştiren eden kimse. Bir şeyi harekete geçiren kimse. Aktivator. Aktive edici. Aktifleştirici.
Cheering : Alkış. Tezahürat. Cesaret verici. İç açıcı. Şevinçten uçan. Neşelendiren. Sevinçli.
Uplifting : Canlandıran. Moral verici. Primin arttırılması. Moral yükseltici. Mutluluk veren. Ruhu şenlendirici.
Exhilarating synonyms : airiest, crispier, crispiest, elaters, breezier, heartier, breezy, blithe, bracing, atwitter, bracings, animators, cheerful, animated, beatifical, breezily, boons, invigorating, blithesome, exhilarant, heartening, animator, enlivenment, breeziest, airy, enlivenments, jollying, animaters, elater, enlivening, bacchic, exciting, blithest.
Debilitating : Zayıflatma. Yapamaz hale getiren. Güçsüzleştiren. Halsiz bırakan. Elden ayaktan düşüren. Zayıflatan.
Unexciting : Sıkıcı. Heyecansız. Can sıkıcı.
Exhilarating kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Gladdening. Cheering. That exhilarates.
Sayfa düzgün görüntülenmiyorsa, lütfen sayfayı yenileyin. (F5)
Bu kısımda Exhilarating kelimesinin türkçesi nedir? ingilizcede Exhilarating ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik olarak hemen sorabilir, daha sonra kısaca ingilizce Exhilarating anlamı, açılımı ya da türkçe kelime anlamı hakkında bilgiler verebilir veya dilerseniz Exhilarating ile ilgili cümleler sözler yazılar ile ingilizce türkçe çeviri sözlük anlamları paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.