Fetishism türkçesi Fetishism nedir

  • Tapıncakçılık.
  • Fetişizm.
  • Tapınakçılık.
  • İlkel sayılan toplumlarda doğaüstü bir güç ve etkisi olduğuna inanılan doğal ya da yapay, cansız ya da canlı nesnelere tapınma.
  • Sosyoloji alanında kullanılır.

Fetishism ingilizcede ne demek, Fetishism nerede nasıl kullanılır?

Commodity fetishism : Meta fetişizmi.

Fetishisation : Mevcut nesnelerin hayali özelliklerine tapınma eğilimi (ayrıca fetishization). Bir nesneye fetiş veya put olarak muamele etme eğilimi.

Fetishise : Putlaştırmak. Fetişleştirmek. Bir objeye put veya fetiş gibi davranmak (ayrıca fetishize).

Fetishist : Fetişist. Tapıncakçı.

Fetishistic : Putlara ilişkin. Fetişistik. Fetişlerle ilgili veya fetişlere ait. Takıntılı bağlılık veya saçma adanma ile alakalı. Fetişlere ilişkin. Fetişçi.

Fetishes : Put. Tapıncak. Saplantı. Fetiş. Dikkat. Aşırı ilgi.

Fetishists : Fetişist. Tapıncakçı.

Fetish : Put. Dikkat. Hastalık. Doğaüstü bir güç ve etkisi olduğuna inanılan doğal ya da yapay, cansız ya da canlı bir nesne. Marksist yaklaşımda tapılan nesne. İktisat, sosyoloji alanlarında kullanılır. Aşırı ilgi. Tapıncak. Geçici olarak ruhsal varlıklara barınaklık yaptıklarında doğaüstü bir güce erişilerek bulundukları yerlerle taşıyanlara kendi güçlerini katan, ruhların ayrılmasıyla güçlerini yitiren doğal ya da yapay nesnelerden her biri. bk. cancılık, tapıncakçılık. krş. büyü, din, muska. Fetiş.

 

Fetishize : Putlaştırmak. Bir objeye put veya fetiş gibi davranmak (ayrıca fetishise). Fetişleştirmek.

Fetischism : Tapıncakçılık. Nesnelerle bireylerin kendilerine değgin olmayan ruhlarca ele geçirilmelerine ilişkin halk öğretisi ya da tapıncakla ilgili olarak yapılan dilekte bulunma, kurban kesme ve kutyasaklara kesinkes uyma gibi uygulamalardan oluşan bir saygınlık düzeni, bk. tapıncak. krş. din, büyü, cancılık.

İngilizce Fetishism Türkçe anlamı, Fetishism eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Fetishism ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Abilities : Geniş anlamında, bireyin, davranışlarını düzenleyen, etkinliklerini koşullandıran ve dirimbilimsel-toplumsal olarak belirlenen özellikleri. dar anlamında, bireyi belli bir uğraşsal etkinliğe uygun kılan bir dizi ruhsal özellikleri. İktidar. Yeterlik. Beceri. Kabiliyet. Güç. Yetenekler. Yetenek.

Age distribution : Bir popülasyondaki her bir yaş grubu içerisindeki bireylerin sayısı veya oranı. Bir toplum ya da toplumsal küme nüfusunun yaş kesimlerine göre dağılma oranları. Yaş dağılımı.

Paraphilia : Parafili. Sapık cinsel dürtü veya cinsel sapıklık.

Achievement motive : Herhangi bir amacı gerçekleştirme güdüsü. Başarı güdüsü. Amaç doğrultusunda engelleri ve güçlükleri aşma azim ve kararlılığı. Başarma güdüsü.

Aesthetical ideal : Belli bir kümenin, bir halkın kendine özgü sanatsal tasarımlarında yansıyan ve bireyin fiziksel, tinsel yeteneklerinin belli somut tarihsel koşullar altında gerçekleşebilecek özgür, tam ve her yönde uyumlu gelişmesine ilişkin olan ülkü. Güzelduyusal ülkü.

 

Adjustment in marriage : Eşlerden her birinin öbürü ile birlikte uyumlu bir aile yaşamı oluşturup sürdürme yeterliği. Evlilikte uyum.

Fetichism : İçerisinde büyüsel bir güç olduğuna ya da belli bir cinin eğleştiğine inanılan taş, boynuz, pençe, post, deri, bez parçası vb. nesnelerden yarar umma; onlara korkuyla karışık dinsel ve büyüsel saygı duyma. Nesnelerin ilahlaştırılması. Takıntılı bağlılık (psikiyatri). Körü körüne bağlılık. Saçma bağlılık. Nesnelerle bireylerin kendilerine değgin olmayan ruhlarca ele geçirilmelerine ilişkin halk öğretisi ya da tapıncakla ilgili olarak yapılan dilekte bulunma, kurban kesme ve kutyasaklara kesinkes uyma gibi uygulamalardan oluşan bir saygınlık düzeni, bk. tapıncak. krş. din, büyü, cancılık.

Aesthetic : Bedii. Nesnel toplumsal ilişkilerin bireyin uyumlu gelişimine, soyluyu ve alpı özgürce geliştirmesine, çirkin ve aşağılıkla savaşmasına... yardımcı olan ya da olmayan yanlarının duyusal belirişi. Güzelduyu. Estetik.

Acculturation : Kültürlenme ya da kültürel etkileşim. Kültürel etkileşim. Kültür etkileşimleri. Kültürlenme. Bir kültürün başka bir kültürden aldığı tesir. Kültürel uyum. Kültürleşme. Bir kültürün ya da bir kültür öğesinin başka bir kültüre girmesi sonucu her ikisinin de değişmeye uğraması süreci. Çevresindeki kültürü kabullenme.

Alienation : Devir. Belli tarihsel koşullarda insan ve toplum etkinlikleri ürünlerinin (emeğin, paranın, toplumsal ilişki sonuçlarının, insanın özelliklerinin ve yeteneklerinin) bu etkinliklerden bağımsız ve bunlara egemen ya da özlerinde olduklarından değişik biçimde kavranması. Soğutma. Bireyin çevre koşullarına aykırı düşmesi ya da kendisini başkasının gözüyle görmesi. Yabancılaşma. Dengesizlik. Uzaklaşma. Yabancı emek. Devretme.

Fetishism synonyms : age grade, belief, agression, acclimatation, agnation, fetischism, affection, adaptive behavior, all round development of individual, age group.

Fetishism zıt anlamlı kelimeler, Fetishism kelime anlamı

Unbelief : İnançsızlık. İmansızlık.