Flatteners türkçesi Flatteners nedir

  • Eşitlik yanlısı kimse.
  • Yassılayıcı.
  • Eşitlikçi.
  • Düz yapan veya düzleştiren şey.

Flatteners ingilizcede ne demek, Flatteners nerede nasıl kullanılır?

Field flattener : Alan sapması kusurunu düzelten mercek. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Alan düzleyici. Anastigmat objektif.

Flattener : Düz yapan veya düzleştiren şey. Yassılayıcı. Eşitlik yanlısı kimse. Eşitlikçi.

Flattened : Basık. Düz. Düzleştirilmiş.

Flatten out : Düzleşmek. Yaprak haline getirmek. Uçağı düzeltmek. Pikeden sonra doğrulmak (uçak). Doğrulmak (uçak). Palyeye geçmek.

Flatten with a bulldozer : Buldozerle düzlemek. Dozerle düzlemek. Buldozer ile düzleştirmek.

Polar flattening : Yer'in ya da dönen herhangi bir gökcisminin tam geometrik küre olmayışı, kutuplarda basıklaşmış olması. böyle bir cismin eşlek yarıçapı a, ondan daha küçük olan kutupsal yarıçapı b ise, basıklık (a - b) / a formülüyle tanımlanır. Kutup basıklığı.

Flattening roll : Yassılama haddesi.

Flattening : Yassılama. Yassılaşma. Basıklık. Yoluna koyma. Doğrultma. Düzeltme düzleştirme eylemi. Düzleşme. Arzın basıklığı. Yassılma. Düz yapma.

Flattenin : Basıklık. Eşlek yarıçapının, eksenuçları yarıçapından uzun oluşu nedeniyle yeryuvarı biçiminde görülen fiziksel nitelik. değeri: a—b = 1/297.

 

Flattening out : Yaprak haline getirmek. Düzleşmek. Uçağı düzeltmek. Doğrulmak (uçak). Pikeden sonra doğrulmak (uçak). Palyeye geçmek.

İngilizce Flatteners Türkçe anlamı, Flatteners eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Flatteners ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Toady : Şakşakçı. Yağcı. Yalakalık etmek. Yaltaklanmak. Dalkavukluk etmek. Yağ çekmek. Dalkavuk. Yalaka. Yaltakçı. Kuyruk sallayıcı.

Crawler : Sürünen şey. Tırtıl zincirli makine. Paletli araç. Sümüklüböcek. Yağcı. Böcek. Sürünen. Palet. Krol yüzücü.

Sycophant : Dalkavuk. Parazitlik. Parazit. Yağcı.

Ass kisser : Yağcı gibi olan kimse. Yalaka. Yağcı. Kıç yalayıcı. Yaltakçı. (argo terim) dalkavuk.

Egalitarian : Siyasal ve sosyal eşitliğe inanan. Eşitçi. Eşitlilik taraftarı. Siyasal ve sosyal eşitliliğe ait.

Leveler : Düzelteç. Tesviye aleti. Düzleştiren. Doğrultaç. Düzleyen.

Follower : Mürit. Destekçi. Ahşap başlık. Başlık. Havari. Takipçi. Taraftar. Hizmetli. Baskıcı. Peyk.

Two dimensional : İki boyutlu. İkiboyutlu. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Uzunluğu ve genişliği olan. Yalnız eni ve boyu olan, derinliği bulunmayan. görüntülükteki görüntüleri bu duyguyu veren. İki boyutu olan.

Adulator : Dalkavuk. Yaranmaya çalışan kimse. Yalaka.

Flatteners synonyms : planate, flattener, egalitarians, planar, levellers, lackey, levelers, equitable, equalitarian.

Flatteners zıt anlamlı kelimeler, Flatteners kelime anlamı

Linear : Birinci derece. Çizgisel. Lineer. Doğrusal.

Cubic : Küpsel. Küp biçiminde. Küp şeklinde olan. Kübik. Küplü. Küp şekilli. Küp biçimli. Küp. Küp kristalli.

Leader : Önayak. Başyazı. Müşteri çeken ucuz mal. Şef. Başmakale. Büyük işlerde bir topluluğa önayak olan kişi. Gazetenin görüşünü yansıtan makale. Önder. Reis. Öncü.