Dulup nedir, Dulup ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Atılarak eğrilmeye hazırlanmış yün ya da pamuk.

Kırkılmış, taranmış keçi kılı.

Yumak.

Parmak.

Hallaç.

Teknik terim anlamı:

[Bakınız: dulp].

Dulup anlamı, tanımı

Dulup atmak : Yün ya da pamuğu hallaç yayıyla kabartmak

Dulup etmek : Çile haline getirmek, kelep yapmak.

Dulup olmak : Yumak haline getirilmek.

Eğrilme : Eğrilmek işi.

Kırkıl : Cılız kalmış tay. Aklı karalı, kır renkte olan: Kırkıl sakallı. [Bakınız: kırgıl].

Hallaç : Yünü, pamuğu yay veya tokmak gibi bir araçla kabartma, ditme işini yapan kimse, atımcı.

Parmak : İnsanda ve bazı hayvanlarda ellerin ve ayakların son bölümünü oluşturan, boğumlu, oynak, uzunca organların her biri. Koyu sıvılara daldırıp çıkarıldığında bu organa bulaşan miktar kadar olan. İnç. Eni bu organ kadar olan. Bir işe karışmış olma ilgisi. Bir tekerleğin merkezinden çemberine kadar uzanan çubukların her biri. Arşının yirmi dörtte biri.

Hazır : Bir iş yapmak için gereken her şeyi tamamlamış olan, anık, amade, müheyya. Belli bir işe yarayacak, kullanılacak bir duruma getirilmiş. Fırsattan yararlanarak. Bir işi yapmak için gereken her şey tamamlanmış olarak. Belirli bir biçimde yapılmış olarak satılan, alıcı bekleyen, ısmarlama karşıtı.

Yumak : Yuvarlak biçimde sarılmış iplik, yün vb. şey. Yıkamak. Yuvarlak biçimde sarılmış olan.

 

Taran : 1.İn. 2.Balıkların saklandıkları yosunlu ya da taşlı yer. 3.Hayvanların otlağa ve suya gidip geldiği yer. Kuş ya da balık kümeleri. Geniş (genellikle ağız için). Hayvanların otlamasına elverişli otlu ve sulu yer.

Pamuk : Ebegümecigillerden, koza biçimindeki meyvesi üç, dört, beş dilimli olan, sıcak bölgelerde yetişen tarım bitkisi (Gossypium). Bu tellerin işlenmiş biçimi. Yere serili halı, kilim vb. yaygıların üzerinde oluşan, uçuşabilen toz kümecikleri, hav. Bu bitkinin işlenmiş biçiminden yapılmış. Bu bitkinin tohumlarının çevresinde oluşmuş ince, yumuşak tellerin adı.

Ya da : Seçeneği, çeşitliliği veya tercihi belirten bir söz.

Kırkı : Kırkma işi. Davarların yün veya kıllarını kırkmaya yarayan makasa benzer araç.

Dulp : Top, takım, yığın, küme.

Kılı : Ufak tefek, çelimsiz. Dana. Şakacı, güldürücü kişi. Çocuk oyununda bir süre için oyundan ayrılanın yerine koyduğu iz, bel.

Keçi : Geviş getirenlerden, eti, sütü, derisi ve kılı için yetiştirilen, memeli dişi hayvan (Capra hircus). İnatçı.

Eğri : Doğru veya düz olmayan, bir noktasında yön değiştiren, çarpık, münhani, doğru karşıtı. Bir olayın şiddetindeki azalış ve çoğalışları gösteren çizgi. Yatay veya düşey olmayan, bütünüyle bir yana eğilmiş bulunan, eğik, mail. Yay gibi kavislenmiş, eğmeçli, mukavves. Doğru veya düz olmayan çizgi, yüzey. Yanlış bir biçimde.

Kırk : Otuz dokuzdan sonra gelen sayının adı. Bu sayıyı gösteren 40 ve XL rakamlarının adı. Dört kere on, otuz dokuzdan bir artık.

Atıl : Tembel. Etkisiz, işe yaramaz. Süreduran. İşsiz, aylak.

Yuma : Yumak işi.

Diğer dillerde Dulsitol anlamı nedir?

İngilizce'de Dulsitol ne demek ? : dulsitol