Parmak nedir, Parmak ne demek
Parmak; bir anatomi terimidir.
- İnsanda ve bazı hayvanlarda ellerin ve ayakların son bölümünü oluşturan, boğumlu, oynak, uzunca organların her biri.
- Koyu sıvılara daldırıp çıkarıldığında bu organa bulaşan miktar kadar olan
- İnç.
- Eni bu organ kadar olan.
- Bir işe karışmış olma ilgisi.
- Bir tekerleğin merkezinden çemberine kadar uzanan çubukların her biri.
- Arşının yirmi dörtte biri.
"Parmak" ile ilgili cümle örnekleri
- "Bu işte onun parmağı var."
- "Bir parmak bal."
- "Değneği iki parmak kısaltmalı."
- "Parmaklarımızla masanın tahtasında tempo tutuyoruz." - A. Ağaoğlu
Yerel Türkçe anlamı:
Bir çeşit ekmek.
Araba tekerleğinin ortasını tekerleğin çevresine bağlayan çubuklar.
Bağ çubuğunun, dal olarak büyümesi için budarken bırakılan bölümü.
Biyoloji'deki anlamı:
El tarağı ve ayak tarağı kemiklerine bağlı olan ve genel olarak insanda beşer tane olup başparmak dışında, her biri üç küçük kemikten oluşan uzantılar. Dijit.
Veterinerlik alanındaki anlamları:
El ve ayak tarak kemiklerine bağlı olan ve hayvan türlerine göre değişik sayıda kemikten oluşan uzantılar, digitus, daktilus.
Zanaat Ticaret alanındaki sözlük anlamı:
Araba tekerleklerinde göbek ile çenberi birbirine bağlayan ağaç deynekler. (Yukarıkaşıkara *Yalvaç -Isparta; Gölbaşı *Çankaya -Ankara; Eskil, Yenikent *Aksaray -Niğde)
Zooloji alanındaki anlamı:
El tarağı ve ayak tarağı kemiklerine bağlı olan ve genel olarak insanda beşer tane olup baş parmak dışta kalmak üzere, herbiri 3 küçük kemikten meydana gelmiş bulunan uzantılar.
İngilizce'de Parmak ne demek? Parmak ingilizcesi nedir?:
finger, digit, inch
Fransızca'da Parmak ne demek?:
doigt
Osmanlıca Parmak ne demek? Parmak Osmanlıca'da ne anlama gelir?:
usbu'
Parmak hakkında bilgiler
Parmak insanlarda ve bazı hayvanlarda ellerin ve ayakların son bölümünü oluşturan, boğumlu, hareket ettirilebilen, uzunca organların her birine verilen addır. Sağlıklı bir insanda 5'i sağ elde, 5'i sol elde, 5'i sağ ayakta ve 5'i sol ayakta olmak üzere toplam 20 parmak ve her bir parmak ucunda farklı büyüklük ve şekillerde oluşması muhtemel tırnak adı verilen kemiksi yapı bulunur. Doğuştan bu sayının fazla olmasına Palidaktili ya da Türkçeleşmiş genel adı ile altı parmaklılık denir. Parmakları insanlarda olduğu gibi uzun bir çıkıntı biçiminde gelişen hayvanların da organlarına parmak adı verilirken kedi, köpek gibi hayvanların organlarına pati adı verilir.
El parmakları, ayak parmaklarına göre çok daha aktif ve hareketlidir. Sağlıklı bir insanda tüm parmaklar hareket ettirilebilir ve bükülebilir. İnsan vücudunda parmakların hareketini sağlayan iki ana kas yapısı bulunur, bunun yanında diğer hareketleri sağlayan ayrı kas yapıları vardır. Parmak hareketlerinin sağlandığı tüm kaslar avuç içi ile kolun dirsek altı kısmı arasına bulunur. Parmaklar genel olarak bilinçli şekilde hareket ettirilse de günlük uğraşlar sırasında parmak hareketlerinin bir çoğu beyinden gelen komutlar sayesinde istem dışı olarak yapılır.
Vücuttaki her bir parmak simetrik biçimde dizilidir. Sağ ve sol eller yan yana koyulduğunda baş parmakların birbiri ile temas etmesi gerekir. Her iki elin en dış tarafında bulunan parmaklar, sağlıklı bir insanda en küçük el parmaklarıdır. Birçok kültürde her bir parmak farklı biçimlerde adlandırılmıştır, Türkçede sağ el baz alınarak, parmaklara verilen adlar şöyledir; (soldan başlayarak)
Birinci parmak : Başparmak
İkinci parmak : İşaret parmağı, şahadet parmağı
Üçüncü parmak : Orta parmak
Dördüncü parmak : Yüzük parmağı
Beşinci parmak : Serçe parmak
Parmak ile ilgili Cümleler
- Polis herhangi bir parmak izi buldu mu?
- Parmaklarım bu eldivenlere sığmayacak kadar kalın.
- Parmakları kullanmak terbiyesizlik mi?
- Parmak uçlarım donuyor.
- Ali parmak uçlarına basarak odadan çıktı.
- Parmakları klavyenin üzerinde hızla hareket etti.
- Senin parmak izin alınmak zorunda.
- Benim parmaklarım her sözcüğü telâffuz eder, her aralık ve her aksan.
- Parmaklarım uyuşmuş.
- O parmaklarıyla masada tempo tuttu.
- Parmak izi olmadan polisin güveneceği bir şeyi yoktu.
- Ayak parmaklarıyla anahtarlarını almaya çalıştı.
- Tom'un parmaklarından biri kırıldı.
- Parmak ucumu yaktım.
Parmak anlamı, kısaca tanımı:
İnsan : Âdemoğlu, âdem evladı. Toplum hâlinde bir kültür çevresinde yaşayan, düşünme ve konuşma yeteneği olan, evreni bütün olarak kavrayabilen, bulguları sonucunda değiştirebilen ve biçimlendirebilen canlı. Huy ve ahlak yönünden üstün nitelikli (kimse).
Hayvan : Akılsız, duygusuz, kaba, hoyrat (kimse). At, eşek, katır gibi türlü hizmetlerde kullanılan yaratık. Kızılan bir kimseye söylenen bir söz. Duygu ve hareket yeteneği olan, içgüdüleriyle hareket eden canlı yaratık.
Ayak : Vücudun belden aşağı bölümü. Altılı ganyanda yer alan her bir koşu. Bacak. Bir doğrunun başka bir doğruyu veya bir düzlemi kestiği nokta. Halk edebiyatında uyak. Halk edebiyatında koşuklarda kısa yedekli dizeler. Basamak. Futun küpü alınarak hesaplanan değer. Yarım arşın veya 30,5 santimetre uzunluğundaki ölçü birimi, kadem, fit, fut. Birtakım şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek veya bunlardan her biri. Bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü. Kömür ocaklarında kömürün çıkarıldığı galeri. Yürüyüşün ağırlık veya çabukluk derecesi. Karakucak ve yağlı güreşte pehlivanların ayrıldıkları beş dereceden biri. Göl ayağı. Mayalardan önce, makama uygun olarak çalınan veya söylenen beste.
Bölüm : Çağ, devir. Bölme işlemi sonunda elde edilen sayı. Bir okul veya üniversitenin herhangi bir bilim ve uzmanlık dalında eğitim sağlayan birimlerinden her biri, departman. Canlıların bölümlenmesinde filumların bir araya gelmesiyle oluşan birlik. Bir bütünü oluşturan parçaların her biri, kısım. Bir kuruluşun yönetim birimlerinden her biri, departman, seksiyon.
Boğumlu : Boğumu olan.
Organ : Bir görevi, bir işi yerine getirmekle yükümlü kuruluş. Vücudun, belirli bir görev yapan ve sınırları kesin olarak belirlenmiş bölümü, uzuv.
Parmak atmak : Birini parmakla taciz etmek. sorun yaratmak.
Parmak basmak : İmza yerine parmağını mürekkebe batırarak bir yere bastırmak. bir konu üzerine dikkati, ilgiyi çekmek.
Parmak bozmak : Çocuklar arasında arkadaşlığı sona erdirmek, küsmek.
Parmak ısırmak : Büyük şaşkınlık duymak.
Parmak kadar : Çok küçük.
Parmak kaldı : "az kaldı, az kalsın, neredeyse" anlamında kullanılan bir söz.
Parmak kaldırmak : Bir toplulukta söz istemek için işaret parmağını açık bırakarak kapalı eli yukarı kaldırmak.
Parmağı ağzında kalmak : Şaşakalmak, şaşmak, hayret etmek.
Parmağı olmak : Bir işi olumsuz yönde etkilemek, bir işe karışmış olmak.
Parmağına dolamak : Bir konuyu, bir kimseyi ele alıp sürekli uğraşmak, diline dolamak.
Parmağında oynatmak : Her istediğini yaptırmak, kukla gibi kullanmak.
Parmağını aramak : İlgisini, bağlantısını aramak, kurulan düzeni araştırmak.
Parmağını bile kıpırdatmamak : Bir iş için hiçbir davranışta bulunmamak.
Parmağını yaranın üzerine basmak : Asıl derdi veya bir derdin asıl sebebini göstermek.
Parmağının ucuyla çevirmek : Bir işi kolayca ve ustalıkla yapabilmek.
Parmakla gösterilmek : Bir şey az bulunmak. seçkin, ünlü olmak.
Parmakla sayılacak kadar az olmak : Çok az olmak.
Parmaklarını yemek : Yemeği çok beğenmek.
Parmak adam : Çok kısa boylu kimse.
Parmak alfabesi : İşitme engellilerce kullanılmak üzere her harf için parmakların değişik durum alması ile oluşturulan alfabe.
Parmak hesabı : Hece ölçüsü. Parmaklar kullanılarak yapılmış olan hesap.
Parmak izi : Genellikle kimlik belirlemede yararlanılan, parmak uçlarının iç tarafındaki derinin her kişide değişik olan izi.
Parmak parmak : Parmak biçiminde. Parmaklayarak.
Parmak tatlısı : Parmak biçiminde yapılmış olan bir tür hamur tatlısı.
Parmak üzümü : Taneleri uzun olan bir tür üzüm.
Altıparmak : Bu kumaştan yapılmış olan gelin giysisi. Bir tür iri palamut balığı. Ayrı renkte altı yolu olan kumaş.
Badem parmak : Başparmak.
Başparmak : El ve ayakta bulunan en kalın parmak, badem parmak.
Beşparmak : Beş renkte dokunmuş çubuklu kumaş. Derisi dikenlilerden, beş ışınlı yıldız biçiminde bir deniz hayvanı, beşpençe (Uraster).
Bir parmak : Kısa boylu.
Orta parmak : El parmaklarının sağdan ve soldan üçüncü olanı.
Serçe parmak : Beş parmağın en küçüğü, küçük parmak.
Gelinparmağı : Uzun taneli bir tür üzüm.
Gösterme parmağı : İşaret parmağı.
Hanımparmağı : Uzun taneli bir tür üzüm. Parmak biçiminde bir tür hamur tatlısı.
İşaret parmağı : Elde, başparmaktan sonraki parmak, gösterme parmağı, şehadet parmağı, salavat parmağı.
Salavat parmağı : İşaret parmağı.
Şehadet parmağı : İşaret parmağı.
Vezirparmağı : Bir tür hamur tatlısı.
Yüzük parmağı : Orta parmak ve serçe parmak arasındaki parmak, adsız parmak.
Parmak çocuk : Çok küçük doğmuş çocuk.
Parmaklama : Parmaklamak işi.
Parmaklamak : Parmakla yemek. Parmakla dokunmak. Dürtmek.
Parmaklık : Kesik veya yara bulunan parmağı korumak için üzerine geçirilen, çoğunlukla plastik kılıf. Dik ve biraz aralıklı olarak yan yana dizilmiş tahta, demir vb. çubuklarla yapılmış bölme veya korkuluk.
Parmaklıklı : Parmaklığı olan.
Parmaklıksız : Parmaklığı olmayan.
Parmaksı : Elin parmaklarını andırır biçimde olan.
Ağzına bir parmak bal çalmak : Birini tatlı sözlerle veya çeşitli hediyelerle bir süre için kandırmak, oyalamak.
Çift parmaklılar : Memelilerin öküz, koyun gibi parmakları çift olan takımı, çift tırnaklılar.
İki parmaklı : İki parmağı olan (hayvan).
Izgara parmaklığı : Yüzen cisimleri ve yaprakları tutmak için, bir barajda, yükleme odasında basınçlı boru ağzının önüne eğik olarak yerleştirilen demir parmaklık.
Kalem parmaklı : Parmakları uzunca, düzgün ve buruşuksuz (kimse).
Şeriatın kestiği parmak acımaz : "kanunların uygun gördüğü cezaya katlanmak gerekir" anlamında kullanılan bir söz.
Şeytana parmak ısırtmak : Çok kötü ve çirkin bir şey yapmak.
Tek parmaklılar : Memeliler sınıfının otçul, geviş getirmeyen, beş parmaklı fil, üç parmaklı gergedan, tapir veya bir parmaklı toynaklıları içine alan alt takımı, tek tırnaklılar.
Üç parmaklı : Bir ayağında üç parmak bulunan (hayvan).
Oynak : Davranışları ağırbaşlı olmayan (kadın veya kız). Hareket, canlılık veren. Değişken, kararsız. Bükülüp doğrulmaya elverişli olan (eklem). Kımıldayan, yerinde sağlam durmayan, hareketli.
Sıvı : Bulunduğu kabın biçimini alabilen ve üstü yatay bir düzlem durumuna gelebilen akışkan cisim, mayi, likit.
Miktar : Ölçü. Bir şeyin ölçülebilen, sayılabilen veya azalıp çoğalabilen durumu, nicelik.
Teker : İnce ve çapı oldukça tekerlek biçiminde parça. Cismin gökyüzü üzerindeki iz düşümü. Bir gök cisminin daire biçiminde görünen yüzeyi. Tekerlek. Tekerlek biçimde olan.
Merkez : Bir dairenin veya bir küre yüzeyinin her noktasından aynı uzaklıkta bulunan iç nokta, özek. Bir kapalı eğrinin veya bazı çokgenlerde köşegenlerin kesişme noktası. Bir bölgenin veya kuruluşun yönetim yeri. Bir işin yoğun olarak yapıldığı yer. Belirli bir yerin ortası. Bir işin öğretildiği yer. Polis karakolu. Biçim, tarz.
Çember : Yazma, yemeni, başörtüsü. Aşılması, çözümü güç durum. Bu biçime getirilmiş katı cisimlerin çevresi. Sandık, denk, fıçı vb.nin dağılmaması için üzerlerine geçirilen dayanıklı bir cisimden kuşak. Çocukların çevirip arkasından koştukları tekerlek biçiminde oyuncak. Basketbolda içinden topun geçmesiyle sayı kazanılan ağlı demir halka. Merkez denilen sabit bir noktadan aynı uzaklık ve düzlemdeki noktalar kümesinin oluşturduğu kapalı eğri.
Çubuk : Kumaşta düz çizgi. Ankara iline bağlı ilçelerden biri. Tütün içmek için kullanılan uzun ağızlık. Ana direkler üzerine sürülen ikinci ve üçüncü direk parçası. Körpe dal. Değnek biçiminde ince, uzun ve sert olan şey.
Hareket : Demir yollarında katarların düzenlenmesi ve hangi saatlerde yola çıkıp hangi duraklarda karşılaşacaklarını düzenleme işleri. Devinim. Vücudu oynatma, kıpırdatma veya kımıldanma. Kas ve eklemlerin, belli doğal şartlar içerisinde işlemeleri sonucu vücut bölümlerinde düzenli ve olumlu etkilerle oluşturdukları yer değişimi. Belirli bir amaca varmak için birbiri ardınca yapılmış olan ilerlemeler, akım. Bir parçanın yavaşlık, çabukluk derecesi. Yola çıkma. Deprem. Davranış, tutum. Bir cismin durumunun ve yerinin değişmesi, devinim, aksiyon.
Bu : Yerde, zamanda veya söz zincirinde en yakın olanı gösteren bir söz. En yakında bulunan bir varlığı veya biraz önce anılan bir şeyi işaret yolu ile belirtmek için kullanılan bir söz.
Kadar : Dek. Miktarda, derecede. Süre belirten bir söz. Bir sayıdan sonra geldiğinde kesinlikle belli olmayan bir niceliği belirten söz. Gibi. Büyüklüğünde, genişliğinde. Denli. Ölçüsünde, derecesinde.
İnç : Uzunluğu 2,54 santimetre olan İngiliz uzunluk ölçü birimi, parmak, pus.
Bir : Aynı, benzer. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı). Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek. Eş, aynı, bir boyda. Tek. Bir kez. Sadece. Değer, önem bakımlarından birbirinden farksız, birbirine eşit, birbirine benzer. Bu sayı kadar olan. Sayıların ilki. Ancak, yalnız. Beraber. Bu sayıyı gösteren 1 ve I rakamlarının adı.
Olma : Olmak işi.
Yirmi : Bu sayıyı gösteren 20 ve XX rakamlarının adı. İki kere on, on dokuzdan bir artık. On dokuzdan sonra gelen sayının adı.
Biri : Bir tanesi. Bilinmeyen bir kimse.
Parmak ampütasyonu : Parmağın ameliyatla çıkarılması, falangektomi.
Parmak arası egzama : Parmaklararası derinin egzamatöz nitelikli akut veya kronik seyirli yangısı, interdigital egzama.
Parmak arası fibrom : Sığırlarda, parmaklar arası deri ve subkutan dokunun, çok sert ve değişik büyüklüklerde, düzgün gelişen siğil benzeri bir kitleyle belirgin üreme reaksiyonu, interdigital granülom, interdigital hiperplazi, interdigital fibroma, tırnaklar arası siğil, limaks, parmak arası granülom, parmaklar arası hiperplazi.
Parmak arası granülom : Parmak arası fibrom.
Parmak balığı : Kemikli balıklar (Teleostei) takımının, kıllı dişligiller (Chaetodontidae) familyasından, 17-18 cm kadar uzunlukta, Hint ve Pasifik okyanuslarında ve bunlara yakın tatlı sularda yaşayan bir tür. (Chaetodon argentatus,) Kemikli-balıklar (Teleostei)takımının kıllı-dişligiller(Chaetodontidae) familyasından bir balık türü. Uzunluğu 17-18 cm. Tropik Hint ve Pasifik Okyanuslarında ve yakın tatlı sularda yaşar. Gümüş renklidir. Süs balığıdır.
Parmak bırakmak : Kusmak için işaret parmağını ağza sokmak.
Parmak darısı : korakan.
Parmak ekzostozları : Atlarda ayağın korona bölgesinde oluşan kemik üremeleri.
Parmak götürmek : İşaret parmağını kaldırıp iymana gelmek.
Parmak kemiği : Parmakları meydana getiren küçük kemik parçaları. Falanj. (biyoloji) (karşılık: falanj), (Yun. phalanx = harp çizgisi,) Parmakları meydana getiren küçük kemik parçaları.
Diğer dillerde Parmak anlamı nedir?
İngilizce'de Parmak ne demek? : n. finger, toe, digit, hand, hook
Fransızca'da Parmak : doigt [le]
Almanca'da Parmak : n. Finger
Rusça'da Parmak : n. палец (M), спица (F), перст (M), дюйм (M)
adj. пальцевой
Bu kısımda Parmak nedir? Parmak ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik bir biçimde hemen sorabilir, daha sonra kısaca Parmak tanımı, açılımı, kelime anlamı hakkında ansiklopedik bilgi verebilir veya dilerseniz Parmak hakkında sözler yazılar ile ingilizce veya almanca sözlük anlamı paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.