Flattens türkçesi Flattens nedir

Flattens ingilizcede ne demek, Flattens nerede nasıl kullanılır?

Flatten out : Pikeden sonra doğrulmak (uçak). Düzleşmek. Palyeye geçmek. Uçağı düzeltmek. Doğrulmak (uçak). Yaprak haline getirmek.

Flatten with a bulldozer : Buldozerle düzlemek. Dozerle düzlemek. Buldozer ile düzleştirmek.

Flatten : Yassılaşmak. Düzleşmek. Keyfini kaçırmak. Matlaştırmak. Düzlemek. Yerle bir etmek. Yaslamak. Tatsızlaşmak. Yassıltmak. Yassılamak.

Flattened : Düz. Düzleştirilmiş. Basık.

Flattener : Düz yapan veya düzleştiren şey. Yassılayıcı. Eşitlik yanlısı kimse. Eşitlikçi.

Flattening : Yassılaşma. Yoluna koyma. Düz yapma. Basıklık. Düzeltme düzleştirme eylemi. Arzın basıklığı. Yassılma. Yassılama. Doğrultma. Düzleşme.

Flatteners : Düz yapan veya düzleştiren şey. Eşitlikçi. Yassılayıcı. Eşitlik yanlısı kimse.

Flattenin : Basıklık. Eşlek yarıçapının, eksenuçları yarıçapından uzun oluşu nedeniyle yeryuvarı biçiminde görülen fiziksel nitelik. değeri: a—b = 1/297.

Flatted : Apartman dairelerine bölünmüş. Basık. Yarım ses düşürülmüş (müzik terimi). Katlara ayrılmış (ingiliz ingilizcesi). Düzleştirilmiş. Düzeltilmiş.

 

Flattening video files : Hareketli görüntü dosyalarını yassıltma.

İngilizce Flattens Türkçe anlamı, Flattens eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Flattens ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Flat : Sertliği az olan, karanlık bölümleriyle aydınlık bölümleri arasında kesin ayırım bulunmayan (görüntü). Yüzey. Düzlük. Patlak lastik. Gitar, sinema, televizyon, ekonomi alanlarında kullanılır. Düz şey. Dekorda, sahne üstündeki askı palangaları yoluyla tutturulan tavan. Bir sesin yarım ton kalınlaştırılacağını gösteren nota işareti. Tatsızlık.

Lay waste to : Yakıp yıkmak.

Propped : Desteklemek. Destek koymak. Dayamak.

Rest : Huzur. Dem alış. Yatmak. İstirahat. Dinlenmek. Mesnet. Es. Kalmak. Durmak.

Levigate : Yüzeyini pürüzsüz hale getirmek. Düz etmek. Cilalamak. Düz. Düz yapmak. Toz haline getirmek.

Pull down : Aşağı çekmek. Para kazanmak. Yıkmak (binayı). Halsiz bırakmak. Sağlığını bozmak. Yıkmak. Alaşağı etmek. Düşürmek. Aşağıya çekmek.

Elimate : Parlatmak.

Evens : Eşit. Düzeltmek. Eşit olarak bölüştürmek. (ingiliz ingilizcesi) bir bahsi kazanma veya kaybetmenin eşit olasılığı (at yarışında). Hatta. Tesviye etmek. Bile. Düzletmek.

Flattens synonyms : planeness, become even, level to the ground, bash in, raze something to the ground, flush, evened, coventrize, laminate, roll, lay waste, shape, flatten, slicked, leaned, prop up, reclines, dulls, embarrass, deluster, steamroll, put to shame, dull, plaster, indispose, leant, levels, dimensionality, deadened, distemper, splat, discomfiting, rub down.

 

Flattens zıt anlamlı kelimeler, Flattens kelime anlamı

Disparage : Adamdan saymamak. Küçümsemek. Batırmak. Küçük düşürmek. Kötülemek. Aşağı görmek. Küçük görmek. Aleyhinde konuşmak. Kötümsemek. Hor görmek.

Criticize : Ayıplamak. Kritiğini yapmak. Eleştirmek. Kusur bulmak. Değerini belirtmek için (birşeyi) incelemek. Eleştiri yöneltmek. Tenkit etmek. Yermek. Eleştiri getirmek. Kritik etmek.

Starve : Açlıktan öldürmek. Acından ölmek. Mahrum etmek. Çok acıkmak. Açlıktan gözü kararmak. Kurt gibi acıkmak. Açlıktan kıvranmak. Sefalet çekmek. Açlık çekmek. Açlıktan ölmek.