Folded türkçesi Folded nedir

Folded ile ilgili cümleler

English: Ali folded his arms.
Turkish: Ali kollarını kavuşturdu.

English: Ali folded his clothes and put them in his suitcase.
Turkish: Ali giysilerini katladı ve onları valizine koydu.

English: Ali folded his handkerchief.
Turkish: Ali mendilini katladı.

English: After the iron had cooled off, Mary wrapped the electrical cord around the iron, put the iron back on the shelf, folded up the ironing board, and put it away back in the closet.
Turkish: Ütü soğuduktan sonra Mary elektrik kablosunu ütüye sardı, ütüyü tekrar rafa koydu, ütü masasını katladı ve onu yine dolaba kaldırdı.

English: Ali folded his shirts.
Turkish: Ali gömleklerini katladı.

Folded ingilizcede ne demek, Folded nerede nasıl kullanılır?

Folded dipole : Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Katlanmış dipol. Çiftucayın kutlanmasıyla oluşan dalgalık çeşidi. Katlanmış çiftucay.

Folded fell : Katlanmış dikiş yeri (kumaş).

Folded structure : Kıvrımlı yapı. Kıvrılmaya uğramış katman dizgesi, bk. kıvrılma.

Stand by with folded arms : Eli kolu bağlı kalmak.

Being folded : Katlanma.

Scaffolded : Darağacı kurulmuş.

Folder : Kırma makinesi. Katlayan. Klasör. Dosya. Katlamacı. Cilbend. Yeni klasör. Bir tabaka kağıt üzerine basılan ve bu tabakanın katlanmasıyla oluşan (yayın). kalın kartonun bir kez katlanmasıyle oluşan (dosya). Katlama makinesi. Dizin.

 

Blindfolded : Gözleri kapatılmış. Gözü bağlı. Gözü kapalı.

Unfolded : Tamamen açılmış. Serilmiş. Açılmış. Gözler önüne serilmiş. Yayılmış.

Refolded : Tekrar katlamak. Tekrar bükmek.

İngilizce Folded Türkçe anlamı, Folded eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Folded ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Breakage : Kırılma. Kırık parça. Kırılan şeylerin tutarı. Kırılma tazminatı. Çatlak. Kopma. Kırık.

Crinkly : Kırışık. Engebeli. İnişli çıkışlı. Eşitsiz. Buruşuk. Büzüşük. Eğri büğrü. Dengesiz. Dalgalı.

Fractured : Çatlak. Kırık. Çatlamış.

Rowlock : Yüzeyine yatırılmış tuğla. İskarmoz. Yarımay. Iskarmoz. Kılıcına tuğla. Kürek lumbarı. Kürek ıskarmozu.

Curled : Ondüle. Bukleli. Lüle lüle. Kıvırcık. Bükülü. Sarmal. Ondüleli.

Increased : Büyütülmüş. İlave edilmiş. Yoğunlaştırılmış. Artırılmış. Zamlı. Yükseltilmiş. Arttırılmış. Katmerlenmiş. Artmış.

Fractals : Her birinin ikincisinin kopyası olarak göründüğü parçalanmış boyutları olan gruplar (matematikte mandelbrot grubu gibi). Benzer elemanların oluşturduğu şekil. Kesirsel. Fraktal. Parçalanmış. (bilgisayarda) ilginç dış hatları olan geometrik şekiller. Oransal kırılma.

Endured : Dayanmak. Katlanmak. Dişini sıkmak. Çekmiş. Sürmek. Devam etmek. Kaldırmış. Sürmüş. Sabretmek.

 

Transpose : Denklemin öbür tarafına geçirmek. Sırayı değiştir. Tanspoze. Devrik_dönüşüm. Perdesini değiştirmek. İşlemi tersine çevir. Aktarmak. Sırasını değiştirmek. Yerini değiştirmek.

Dual : İkici. Eşlek. İkilik. İki eş parçalı. İki. Çift yönlü. Çifteş. Çiftli. Bir yöneyler uzayındaki her yöneyi: ı a >, tersyüzleyerek edinilen yöney uzayı: < a ı.

Folded synonyms : holding device, rumpled, ear mark, decker, multiple, circuitous, break, curved, curlier, ruffled, turnups, twice, double, turned down, dog eared, pleated, pin, turndown, storeyed, candlestick, overthrown, furrowy, breaking, breakages, pursy, peg, refracted, shattered, offended, contrapositive, ruptured, fracture, full.

Folded zıt anlamlı kelimeler, Folded kelime anlamı

Empty : İçini çıkarmak. Aç. İçeriksiz. Boş. İçini boşaltmak. Tahliye etmek. Önemsiz. Abuk sabuk. Dökmek.

Disjoin : Ayırmak. Bağları kopmak. Birleşmesine engel olmak.