Footed türkçesi Footed nedir

Footed ile ilgili cümleler

English: Ali isn't accustomed to walking barefooted.
Turkish: Ali yalınayak yürümeye alışkın değildir.

English: Ali isn't used to walking barefooted.
Turkish: Ali yalın ayak yürümeye alışık değildir.

Footed ingilizcede ne demek, Footed nerede nasıl kullanılır?

Brush footed butterflies : Fırça bacaklı kelebekler. Alaca kelebekler. Kanatları alaca, tırtılları dikenli, birinci çift bacakları körelmiş olup, otçul türleri de bulunan kelebekler familyası; dört ayaklı kelebekler, fırçabacaklı güveler. (kurtçuk evresinde deri ve göz yangısı yapabilenleri de vardır.).

Brush footed butterfly : Fırça ayaklı kelebek.

Comb footed spider : Theridiidae ailesinin herhangi bir üyesi. Tarak ayaklı örümcek.

Four footed butterfly : Dört ayaklı kelebek.

Red footed falcon : Kızılayak doğan. Kırmızıayaklı kerkenez. Aladoğan. Ala doğan.

Four footed : Dört ayağı olan. Dört ayaklı. Dört ayak üzerinde yürüyen.

Cloven footed : İki parçaya ayrılmış ayağı olan. Çatal tırnaklı.

Flat footed : Kararlı. Hoyrat (ingiliz ingilizcesi). Sabit. Değişmez. Sağlam. Azimli. Beceriksiz (ingiliz ingilizcesi). Düztaban. Düz taban.

Light footed : Ayağına çabuk. Ayağı çabuk. Zarif. Çevik. Hızlı. Çabuk.

 

Club footed : Yumru ayaklı.

İngilizce Footed Türkçe anlamı, Footed eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Footed ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Walking : Asa. Dansçının dans adımlarıyla yürümesi. Gezme. Yürüme. Yürüme (yürüyüş). Yürüyüş. Birbiri ardınca, biri yerden kalkarken öteki öne basan ayakla sürekli yer değiştirme; adım atarak istenilen bir yönde yer değiştirme. Atletizm, jimnastik alanlarında kullanılır. Bir ayak yerden kalkarken öteki ile öne basma kuralına bağlı olarak belli bir uzaklığa yürüyerek ulaşma. bu yolla, belli bir uzaklığa en kısa sürede yürüyerek ulaşmak amacıyla yapılan yarış.

Lightsome : Canlı. Çevik. Parlak. Şuh. Işık dolu. Kaygısız. Neşeli. Uçarı. Havai. Hızlı.

Tripping : Bülbül gibi. Sendeleyen. Hafif adımlarla yürüyen. Hafif adımlarla yürüme. Çevik. Kıvrak. Hafif dans. Sendeleme.

Free standing : Bağımsız. Ayaklı ürün. Serbest. Serbestçe duran. Solo.

Movable : Tarihi değişen (yortu). Menkul eşya. Seyyar. Taşınır. Pay ve borç belgitleri gibi yasal hükümlerle aktarılabilen mallar. eşya ve hayvanlar gibi yer değiştirebilen mallar. Portatif. Hareket edebilen. Taşınır eşya.

Legged : Bacaklı.

Walkings : Döşeme. Yürüyüş. Asa. Gezme. Yürüyen. Yürüme. Yürüyüş (tarzı).

Light : Neşelendirmek. Aydınlık. Görme organına bağlı ya da görme organı aracılığı ile olan bütün duyulanma ve algıların vergisi. görme organını uyarabilen ışınım. Işıldamak. Konmak. Bir görünçlüğün aydınlatılması için yönetmenin ışıkçılara verdiği komut. Aydınlatmak. Aydınlanmak. Işık vermek. Soba yakmak.

Footed synonyms : pedate.

Footed zıt anlamlı kelimeler, Footed kelime anlamı

Footless : Ayaksız. Yararsız. Budala. Asılsız. Temelsiz.

Footed antonyms : heavy footed.

Footed ingilizce tanımı, definition of Footed

Footed kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Shaped in the foot. Having a foot or feet.