Freezer türkçesi Freezer nedir

Freezer ile ilgili cümleler

English: Her friends had to padlock the freezer to prevent her from eating ice cream.
Turkish: Arkadaşları onun dondurma yemesini engellemek için buzluğa asma kilit takmak zorunda kaldılar.

English: We have a freezer in the basement.
Turkish: Bodrumda bir derin dondurucumuz var.

English: Is your freezer still working?
Turkish: Dondurucunuz hâlâ çalışıyor mu?

English: Make sure you closed the freezer door correctly.
Turkish: Dondurucunun kapağını kapattığından emin ol.

English: Ali opened the freezer and took out a container of ice cream.
Turkish: Ali dondurucuyu açtı ve dondurma kabını çıkardı.

Freezer ingilizcede ne demek, Freezer nerede nasıl kullanılır?

The freezer is broken : Dondurucu bozuldu.

Deep freezer : Derin dondurucu. Dondurucu.

Freezers : Dondurucu. Derin dondurucu. Buzdolabı. Buzluk.

Freeze column : Sütunu dondur.

Freeze dry : Dondurarak kurutmak (meyve vb.).

Freeze panes : Bölmeleri dondur. Parçayı dondur. Parçaları dondur. Yapı pencereleri dondur.

Freeze on wages : Verginlerin dondurulması. Ücretlerin dondurulması.

Freeze fracture : Dondurup kırma metodu. Dondurarak kırma. Elektron mikroskobunda zarların ya da hücre içi granüllü yapıların incelenmesinde kullanılan biyolojik örneklerin dondurulup kırılması ve yüzeylerinin kopyalarının alınması suretiyle incelenmesini sağlayan metot.

 

Freeze drying method : Hücre ve dokuları incelemede kullanılan, dokuların önce dondurulup, sonra yüksek vakum altında, düşük ısıda suyunun alınması. bu işlem sırasında su, alkol ya da diğer bir çözücü madde ile yer değiştirir. Dondurma kurutma metodu.

Freeze frame : Görüntü dondurma. Dondurulmuş görüntü. Çerçeve dondurma. Sabitleşmiş kare.

İngilizce Freezer Türkçe anlamı, Freezer eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Freezer ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Freezing : Çok soğuk. Dondurma. Donma. Sıcaklığı düşürerek bir sıvının katı duruma değişimini sağlamak. Dondurmak. Bir sıvının ya da çözeltinin, sıcaklığının azaltılması sonucu katılaşması;erimenin tersi. Donup kalma. Soğuk. Buz gibi.

Chillers : Soğutan şey. Heyecanlı veya gerilim dolu hikaye. Akvaryum kliması. Akvaryumun ısısını düşürmek için kullanılan soğutucu. Heyecanlı hikaye. Ürkütücü hikaye.

Cryogenic : Dondurgan. Çok soğuk ile ilgili. Çok soğuk. Donduran. Kriyojenik. Kriyojene ait veya ilgili (düşük sıcaklıklar yaratan madde).

Frigorific : Soğukluk üreten. Frigorifik. Soğutmalı.

Ice box : Bu dolabı. Buz kutusu.

Cryogen : Soğutucu madde. Kriyojen. Dondurucu kimyasal madde. Soğutucu kimyasal madde.

Frostiest : Kır. Donuk. Kırağılı. Ayaz. Ağarmış. Buz tutmuş. Buzlu. Kırağı kaplı. Soğuk (tavır veya cevap vb).

 

Frigidaire : Elektrikli soğutucu. Frijider.

Cooling : Kimya, sinema, televizyon, veterinerlik alanlarında kullanılır. Belli bir oylum içindeki özdeğin sürekli işlemlerle sıcaklığını düşürme. İşlem uygulanmış sıcak yemleri hava hareketi yardımıyla, kurutma ve sıcaklığını düşürme işlemi. Gösterim sırasında göstericide ışıtacın verdiği sıcaklığı azaltma. Bekleyiş. Serinletici. Soğutma dili. İntizar. Soğutma.

Iceboxes : Buzluk (ingiliz ingilizcesi). Buz kutusu. Buzhane. Soğutucu (amerikan ingilizcesi). Buz makinesi. Buz kalıbı. Buz dolabı.

Freezer synonyms : as cold as ice, cryo, icehouses, reefers, ice chest, condensing, reefer, coolant, heatsink, refrigerators, ice cave, refrigerator, deepfreezing, icehouse, deepfreeze, chilling, electric refrigerator, deepfrozen, fridges, deep freeze, frige, cooler, chiller, coolers, freezers, heat sink, deep freezer, fridge, ice cream machine, frostier, cryogens, heat exchanger, icebox.

Freezer ingilizce tanımı, definition of Freezer

Freezer kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : One who, or that which, cools or freezes, as a refrigerator, or the tub and can used in the process of freezing ice cream.