Habit türkçesi Habit nedir

  • Elbise.
  • Alışkı.
  • Alışkanlık.
  • Toplumsal göreneklere uymayan kişilerce oluşturulan görenek türü. bk. görenek, krş. toplumsal görenek.
  • Tabiat.
  • Bağımlılık.
  • Bir edim ya da etki karşısında canlı bir varlığın kazanmış olduğu değişmez tutum. bir şeyin sık sık yinelenmesi sonunda oluşan huy ve alışkı.
  • Düşkünlük.
  • Huy.
  • Kıyafet.
  • Yaradılış.
  • Yapı.
  • Yaşam biçimi.
  • Eğitim alanında kullanılır.
  • Kişisel görenek.
  • Kafa yapısı.
  • Adet.
  • Tıynet.

Habit ile ilgili cümleler

English: A bad habit is easily acquired.
Turkish: Kötü bir alışkanlık kolay edinilir.

English: Ali picked up that habit from his father.
Turkish: Ali o huyu babasından aldı.

English: Beth has a strong habit of interrupting people while they are talking.
Turkish: Beth'in, insanlar konuşurken onların sözünü kesme gibi güçlü alışkanlığı var.

English: "Speak to me in French too - not just in German!" "No, because once I start, it'll become a habit and then how am I supposed to improve my German?"
Turkish: "Benimle Fransızca da konuş, sadece Almanca değil!" "Hayır, çünkü bir kez başlarsam bu bir alışkanlık olacak ve ben nasıl Almancamı geliştireceğim?"

English: Bob has the habit of going to bed at 10:00.
Turkish: Bob'ın saat 10:00 'da yatağa gitme alışkanlığı vardır.

 

Habit ingilizcede ne demek, Habit nerede nasıl kullanılır?

Habit formation : Alışkanlık oluşturma.

Habit forming : Bağımlılık yaratan. Alışkanlık yapan.

Habit forming drugs : Tehlikeli ruh hali veya algılamayı değiştiren maddeler. Bağımlılık yapan maddeler. Alışkanlık yapan ilaçlar.

Habit of body : Bünye. Yapı.

Habit of mind : Kafa yapısı. Ruhsal durum. Ruh hali.

Make a habit of : Alışkanlık haline getirmek. Alışkanlık edinmek.

Be in the habit of : Alışmak. Alışkanlığında olmak.

Habit spasm : Tik.

Become a habit : Adet olmak (bir davranış vb).

Acquired habit : Edinilen alışkanlık. Benimsenmiş alışkanlık. Kazanılan alışkanlık.

İngilizce Habit Türkçe anlamı, Habit eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Habit ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Decrepitude : İhtiyarlık. Dermansızlık. Köhnelik.

Clothes : Giysi. Örtüler. Çul. Kapama. Esvap. Giysiler. Çamaşır. Üstbaş. Giyecek.

Bib and tucker : Giyecek. En iyi kostüm. Giysi.

Use : İçmek (sigara içki vb'ni). Harcamak. Muamele etmek. Faydalanmak. İstismar etmek. Davranmak. Yararlanmak. Kullanma. Yeğlenen terim.

Antipodes : Yeryüzünün aksi tarafında bulunan yer. Taban tabana ters olma. Zıtlık. Yerkürenin tam tersindeki yer. Avustralya ve yeni zelanda. Birbirine zıt iki şey.

Natures : Karakter. Cibilliyet. Doğa. Cins. Maya. Mahiyet. Doğal dünya (nehirler, ağaçlar, toprak, vs.). Dünya.

Costuming : Sahne elbisesi. Giysi. Kostüm. Elbise giymek. Kılık. Tayyör. Kisve.

Interdependence : Dayanışma. Birbirine bağlı olma. Karşılıklı dayanışma. Karşılıklı bağımlılık. Bağımlaşıklık. Birbirine bağlılık. Birbirine muhtaç olma. Bağlılık.

 

Habits : Uzun süre içindeki yinelenmeler sonunda özdevimselleşen bilinçsiz ya da bilinçli davranışlar. Adetler. Alışkanlıklar.

Caparison : Süsleme. Donatmak. Haşe örtmek. Haşe örtme. Haşe. Giyecek. Örtü. Giysi. Eyer örtüsü.

Habit synonyms : usage, bleeding, characters, humors, geneses, consuetude, bondage, abstract intelligence, beings, blood, internal, clothing, academic preparation, internals, artifact, existence, habiting, appareled, chemistries, formality, folk, courses, dependency, dependance, a priori knowledge, metaled, dependence, habit of mind, accustomedness, folkway, familiarities, dotage, architectures.

Habit zıt anlamlı kelimeler, Habit kelime anlamı

Nondevelopment : Kalkınmama. Gelişmeme.

Undress : Gündelik elbise. Üniforma. Soyunmak. Dökülüp saçılmak. Giysilerini çıkarmak. Soymak. Elbiselerini çıkarmak. Ev elbisesi. Sargısını açmak.

Habit ingilizce tanımı, definition of Habit

Habit kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : As, a religious habit. As, a full habit of body. Esp., physical temperament or constitution. To inhabit. Elms have a spreading habit. The usual condition or state of a person or thing, either natural or acquired, regarded as something had, possessed, and firmly retained. His habit is morose.