Had no excuse türkçesi Had no excuse nedir

  • Haksızdı veya gerekçesizidi.
  • Gerekçesi yoktu.
  • Mazereti yoktu.

Had no excuse ingilizcede ne demek, Had no excuse nerede nasıl kullanılır?

Had : Have fiilinin ikinci hali. Almak. Elde etmek. Yapmak. Dolandırmak. Kabul etmek. Bulunmak. Olmak. Sahip olmak. Göz yummak.

No : Yok yanıtı. Hayır. Sahne çerçevesinin iç yüzünde, yukarıda, sağ ve sol yanlardaki dizi ışıtaçların tümü. Hiç. Aleyhte oy. Yasak. Yok. Gereksiz. Numara. Değil.

Excuse : Muaf tutmak. Haklı çıkarmak. Kusuruna bakmamak. Hoşgörmek. İzin vermek. Göz yummak. Affeylemek. Bağışlamak. Bahane. Mazur göstermek.

Had no answer : Cevapsız bıraktı. Çözüm bulamadı. Söylenecek bir şey bulamadı. Sözsüz bıraktı.

Had no clue : Tahminde bulunamıyordu. İşaret yoktu. İpucu yoktu. Fikri yoktu.

Had no doubt : Kararlıydı. Belirsizlik içermiyordu. Kuşkusu yoktu.

Had no complaints : Yakınmaları olmadı. İtirazları yoktu. Olumsuz eleştiri yapmadı. Şikayetleri olmadı.

Had no more strength : İçinde hiç güç kalmadı. Daha fazha fazla kuvveti yoktu. Güç toplayamadı.

Had nothing to lose : Deneyerek bir şey risk etmedi. Kaybedecek bir şeyi yoktu. Umutsuzdu.

Had no hope of salvation : Tüm ümidini kaybetti. Kurtulma ümidi yoktu.