Karasuyak nedir, Karasuyak ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Siyah, yuvarlak, ekşi bir çeşit üzüm.

Karasuyak kısaca anlamı, tanımı

Karas : Büyük küp

Karasu : Çoğunlukla gözün iç basıncının çoğalmasıyla kendini gösteren, körlüğe sebep olabilen bir göz hastalığı, glokom. Sakarya iline bağlı ilçelerden biri. Bitkilere zararlı olan, toprak altından çıkan acı su. Mide suyu. Çay. Glokom. Ağır akan su. Ağrı şehri, merkez ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi. Bartın şehrinde, merkez ilçesi, merkez bucağına bağlı bir bölge. Bursa ilinde, Karacabey belediyesi, merkez bucağına bağlı bir yer. Çanakkale ilinde, Yenice belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir bölge. Erzincan ilinde, Akarsu bucağına bağlı bir yer. Erzurum ilinde, Aşkale ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi. Erzurum ili, Karayazı ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir bölge. Rize ilinde, merkez ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi. Sakarya kenti, Karasu belediyesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi. Trabzon şehri, Tonya belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi.

Kara : Yeryüzünün denizle örtülü olmayan bölümü, toprak. Kötü, uğursuz, sıkıntılı. Yüz kızartıcı durum, leke. En koyu renk, siyah, ak, beyaz karşıtı. Esmer. Bu renkte olan. İftira.

 

Yuvarlak : Top veya küre biçiminde olan, müdevver. Top veya küre biçiminde toparlak şey. Kesin ve açık olmayan (söz, laf vb.). Homoseksüel erkek.

Siyah : Kara, ak, beyaz karşıtı. Bu renkte olan. Baskıda başka harflerden daha kalın görünen harf türü.

Çeşit : Aynı türden olan şeylerin bazı özelliklerle ayrılan öbeklerinden her biri, tür, nev. Türlü. Canlıların bölümlenmesinde, bireylerden oluşan, türden daha küçük birlik.

Yuvar : Organizmadaki kan, lenf, süt vb. sıvılarda bulunan, genel olarak yuvarlak veya oval küçük cisim. Yer yuvarlağı gibi düzgün olmayan küresel biçim.

Ekşi : Sirke veya limon tadında olan. Bu tadı veren şey. Uygunsuz, yakışıksız. Limon. Üzümden yapılan biraz ekşi pekmez. Domates salçası. Ham petrol, nafta ve benzin de olduğu gibi fazla miktarda kükürt ve kükürt bileşikleri(merkaptan veya hidrojen sülfür gibi) içerme durumu. Sirke(asetik asit), limon(sitrik asit) gibi besinlerdeki temel tat.

Üzüm : Asmanın taze veya kuru olarak yenilen ve salkım durumunda bulunan meyvesi.

Yuva : Kuşların ve başka hayvanların barınmak, yumurtlamak, kuluçkaya yatmak, yavrularını büyütmek veya yavrulamak için türlü şeylerden yaptıkları ve türlü biçimlerde hazırladıkları barınak. Kimsesizlere veya yoksullara yardım etmek ve onları barındırmak amacıyla açılan yer. Genellikle ailenin oturduğu ev. Bir şeyin içinde yerleşmiş olduğu veya yerleştirildiği oyuk. Bir şeyin öğretildiği yer. Bazı kötü nitelikli kimselerin çok bulunduğu, toplandığı yer. Bir şeyin çok bulunduğu yer. İki buçukla dört yaş arası çocukların bakıldığı, okul öncesi eğitim kurumu.

 

Siya : Kürekleri tersine kullanarak sandalı geriye yürütme.

Bir : Sayıların ilki. Tek. Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek. Eş, aynı, bir boyda. Bu sayıyı gösteren 1 ve I rakamlarının adı. Bir kez. Değer, önem bakımlarından birbirinden farksız, birbirine eşit, birbirine benzer. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı). Beraber. Aynı, benzer. Bu sayı kadar olan. Ancak, yalnız. Sadece.

Diğer dillerde Karasu humması anlamı nedir?

İngilizce'de Karasu humması ne demek ? : blackwater fever