Kayerlemek nedir, Kayerlemek ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Hayvanın eski nallarını onarmak, eski nalın çivilerini yenilemek.

Kayerlemek tanımı, anlamı

Kayer : Emek. Nal. Sövgü

Yenilemek : Bir kimse veya bir şeyin yerine yenisini koymak. Hastalık, tekrarlamak.

Yenileme : Yenilemek işi. Eski bir yapıda yıkılmış, bozulmuş olan bölümleri aslına uygun bir biçimde onarma, restorasyon.

Onarmak : Bozulmuş, eskimiş olan bir şeyi düzeltip işler veya kullanılır duruma sokmak, işe yarar duruma getirmek, tamir etmek. İşlenen bir kusuru, yapılmış olan bir yanlışlığı giderecek veya önleyecek davranışlarda bulunmak. Bir yapının, bir heykelin, bir resmin bozulmuş yerlerini yeniden yapmak, ilk duruma getirmek, restore etmek.

Onarma : Onarmak işi.

Hayvan : Duygu ve hareket yeteneği olan, içgüdüleriyle hareket eden canlı yaratık. At, eşek, katır gibi türlü hizmetlerde kullanılan yaratık. Kızılan bir kimseye söylenen bir söz. Akılsız, duygusuz, kaba, hoyrat (kimse).

Yenile : Şimdi, pek az önce. Az önce, hemen, yeni. Başlama atışını türlü nedenlerle sayılmaz kılan ve atışın yenilenmesini bildiren hakem kararı. Yeni, henüz, yeniden, pek yeni.

Yenil : Hafif.

Nalın : Takunya.

Hayva : Ayva. Tenekeyi lehimlemek için kullanılan bakır ya da demir araç. [Bakınız: hayva demiri].

Çivil : Karasinek. Küçük, ufak. Yeşilken ince ince doğranıp kurutulmuş fasulye. Yağ ve su ile eritilen peynire un katılıp pişirilen aş.

 

Nalı : Nasıl.

Yeni : Kullanılmamış veya az kullanılmış olan, eski karşıtı. Tanınmayan, bilinmeyen. O güne kadar söylenmemiş, görülmemiş, gösterilmemiş, düşünülmemiş olan. Biraz önce, çok zaman geçmeden. Daha öncekilerden farklı olan. Eskisinin yerine gelen. En son edinilen. İşe henüz başlamış. Oluş veya çıkışından beri çok zaman geçmemiş olan.

Eski : Çoktan beri var olan, üzerinden çok zaman geçmiş bulunan, yeni karşıtı. Herhangi bir görevden düştüğü veya durumunu yitirdiği için bir kimsenin eski saygınlığının kalmadığı durumlarda kullanılan bir söz. Herhangi bir meslekte uzun süreden beri çalışmış olan. Mesleğinde uzmanlaşmış, deneyimi olan. Önceki, sabık. Geçerli olmayan. Çok kullanmaktan yıpranmış, harap olmuş şey.

Onar : On sayının üleştirme sayı sıfatı. Her birine on, her defasında onu bir arada.

Çivi : İki şeyi birbirine tutturmak, bir nesneyi bir yere sabitlemek için çakılan, ucu sivri, başlı, metal veya ağaçtan yapılmış ufak çubuk, mıh. Kalkan balığının üzerindeki düğmeye benzer kemiksi oluşum.

Diğer dillerde Kaydi takas anlamı nedir?

İngilizce'de Kaydi takas ne demek ? : clearing in exchange market