Keepings türkçesi Keepings nedir

  • Saklama.
  • Bakım.
  • Uyum.
  • Geçindirme.
  • Geçimini sağlama.
  • Tutma.
  • Gelecekte kullanmak için ayırma.
  • (evrak vb) muhafaza etme.
  • Muhafaza etme.
  • (defter) tutma.

Keepings ingilizcede ne demek, Keepings nerede nasıl kullanılır?

Keeping abreast of : Gelişmeleri takip etmek. Çağını izlemek. (son gelişmeler hakkında) bilgi sahibi olmak. Haberdar etmek. Güncel kalmak. Haberdar olmak. (son gelişmelerden) haberdar olmak. İle atbaşı gitmek. Gelişmeleri izlemek.

Keeping accounts : Mali kayıtlar tutmak. Hesap tutmak.

Keeping aloof : Uzak durma.

Keeping apples : Kış elması. Dayanıklı elma.

Keeping at a distance : Birinin -den uzak durmasına neden olmak. Mesafeli davranmak. Mesafeyi korumak. -den uzak durmak.

Keeping late hours : Geç saate kadar kalmak. Gece geç saate kadar çalışmak.

Keeping house : Ev işleri yapmak (örn.: yemek, temizlik, alışveriş, vs. yapmak). Ev idare etmek. Ev yönetmek. Evle ilgilenmek.

Keeping away : Uzak durma.

Keeping quiet : Sessiz olmak. Uslu durmak. Gürültü yapmamak.

Keeping in mind : Unutma.

İngilizce Keepings Türkçe anlamı, Keepings eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Keepings ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Catchment : Baraj havzası. Toplama. Kaptaj. Havza. Su toplama. Su tutma havzası. Hizmet alanı.

 

Accord : Uygunluk. Uzlaşmak. Uymak. Akort. Anlaşmak. Mutabakat. Uzlaştırmak. Uyumlu hale getirmek. Ahenk vermek.

Keeping : Himaye. Koruma. İşletme.

Adaptation : Adaptasyon. Uygunluk. Uyarlanmış yapıta verilen ad. Alıntı. İmtizaç. Uyma. Bireyin çevresel koşul ve etkenleri benimseme ya da çevreyle bütünleşme durumu. Tiyatro için hazırlanmış bir yabancı oyunu, yöresel koşullar gözönüne alınarak uygun biçimde kendi diline çevirmek, çıkartmalar ve eklemeler yapmak. örn. moliere'in scapin'in dolapları'nın ayyar hamza'yı çevrilmesi. bir romanı ya da öyküyü sahne içinde yeniden düzenleme, derleme. Belli bir kültür çevresine ilişkin bir halkbilim öğesinin, başka bir kültür çevresinin öğeleri ya da düzeni içinde az çok değişikliğe uğrayarak varlığını sürdürmesi, krş. benimseyim, abama, ödünçleme.

Controlment : Kontrol. Bastırılmış olma durumu. Denetleme. Düzenleme. Kontrol etme eylemi.

Accomodation : Akomodasyon. Uyum, uyum süreci. farklı mesafelerdeki cisim görüntülerinin retina üzerine net düşmesini sağlamak için kaslar aracılığıyla göz merceğinin bu değişik mesafelere kendisini ayarlaması veya uyum sağlama mekanizması. Kademe kademe farklılaşan çevre şartlarına uyabilmek için canlıların gösterdikleri kapasite; organizmanın çevresine uyumu ile oluşan bir evrim olayı. adaptasyon. çeşitli uzaklıklardaki cisimleri net olarak görebilmek için göz merceğinin gösterdiği değişiklik. akomodasyon. reseptörlerin farklı uyartılara karşı gösterdikleri uyum. Biyoloji, veterinerlik alanlarında kullanılır.

Capacitations : Yatacak yer sağlama. Kapasitasyon. Yetkilendirme süreci. Bir sperm hücresinin yumurtayı dölleyebilecek kapasitede olması süreci (biyoloji terimi).

 

Handling : Tedavi. Yol tutuş. Nakliye. Elle kullanma. Göz kamaştıktan sonraki görüntü. Ambalajlama. Gümrük gözetimi altındaki eşyanın asli niteliklerini değiştirmeden istiflenmesi, yerinin değiştirilmesi, büyük kaplardan küçük kaplara aktarılması, kapların yenilenmesi veya tamiri, havalandırılması, kalburlanması, karıştırılması. Elleçleme. Bilgisayar, iktisat alanlarında kullanılır.

Aspects : Tavır. Yön. Çehre. Hal. Cephe. Bakış açıları. Görüş. Görünüş. Görünüm.

Coherency : İltisak. Eş fazlı olma. Uyumluluk. Yapışma. Ahenk. Bağdaşım. Tutarlılık. Tutarlık.

Keepings synonyms : embosoming, concealment, custody, coherence, containment, detention, accordancy, attendances, nurseling, balance, disguisements, detentions, holdups, holdup, hiding, accordance, maintenances, embowering, depositum, sensitivity, cadence, catch, dissimulation, hides, feedings, custodies, charter, containments, hands, attention, conservations, capacitation, safekeeping.

Keepings zıt anlamlı kelimeler, Keepings kelime anlamı

Tight : Sarhoş. Dar. Kasılmış. Kısa ve özlü. Gergin. Sıkışmış. Sızdırmaz. Başabaş. Cimri. Sıkışık.

Nonconformity : Ayak uydurmama. Uyumsuzluk. Uygunsuzluk. Resmi kiliseye karşı olma. Resmi kiliseye uymama. Bağdaşmama. Ademi tevafuk. Uymayı reddetme. Uymama.

Noncompliance : Uyunçsuzluk. Riayetsizlik. Uymama. Hastanın, reçetede yazılan ilaçlar hakkında hekim tarafından kendisine yapılan tavsiyelere uymama isteği ve uymama derecesi. Uyumsuzluk. İtaatsizlik. Karşı gelme.