Uyum nedir, Uyum ne demek

  • Bir bütünün parçaları arasında bulunan uygunluk, ahenk.
  • Bir cismin görüntüsünü tam ağ tabaka üzerine düşürebilmek için göz merceğinin dışbükeylik derecesini çoğaltıp azaltması olayı, mutabakat.
  • Toplumsal çevreye veya bir duruma uyma, uyum sağlama, intibak, entegrasyon
  • Ortak özellikleri açısından sesler arasındaki uygunluk, harmoni.

"Uyum" ile ilgili cümle

  • "Gerçekten de sonsuz bir sessizlik, bir uyum, bir şiir sarmıştı ortalığı." - N. Araz

Biyoloji'deki anlamı:

Reseptörlerin farklı uyartılara karşı gösterdikleri uyum.

Kademe kademe farklılaşan çevre şartlarına uyabilmek için canlıların gösterdikleri kapasite; organizmanın çevresine uyumu ile oluşan bir evrim olayı. Adaptasyon.

Çeşitli uzaklıklardaki cisimleri net olarak görebilmek için göz merceğinin gösterdiği değişiklik. Akomodasyon.

Dil bilgisi olarak anlamı:

Bir sözcükte ünlülerin veya ünsüzlerin kural halinde birbirlerini etkileyerek benzeşmeleri: Ünlü uyumu, ünsüz uyumu ve benzeri

Eğitim alanındaki sözlük anlamı:

Bireyin, çevresel koşullara ya da değerlere ruhsal bakımdan kendini uydurması süreci.

Organizmanın, varlığını sürdürebilmesi için gerekli değişmelerle kendini çevre koşullarına göre ayarlaması.

Gösteri Sanat terimi olarak anlamı:

 

Tiyatro sanatının her dalında aranan uygunluk ve denge.

Güzel Sanatlar alanındaki anlamı:

Bir yapıtta parçaların birbirleriyle ve yapıtın tümüyle uygunluğu. a. bk. renk uyumu.

Gramer anlamı:

Yalın veya eklerle genişletilmiş Türkçe kelimelerde kelimeyi oluşturan ünlü veya ünsüz türünden seslerin biribirlerini çeşitli bakımlardan kurallı biçimde etkileyerek benzeşmeleri. Uyumun ünlü uyumu, ünsüz uyumu ve ünlü ünsüz uyumu olmak üzere üç türü vardır. Bunlara bk.

Edebi terim anlamı:

İster kelimede ister cümlede olsun, seslerin kulağa hoş gelecek şekilde bağdaşmış bulunması hali (BENZEKLİ UYUM, Ahengi taklidi, H. imitative; BETİMLEYİM U, A. Tasvirî, H. figurative; İç UYUM, A. derunî, H. interne).

Su ürünleri alanındaki kelime anlamı:

Herhangi bir canlının değişen çevre koşullarına kendini uyarlaması, adaptasyon, alışma, uyma.

Tiyatro'daki terim anlamı:

Bir oyunun, oyun ve sahne düzenindeki denge. Ahenk

Zooloji alanındaki anlamı:

(karşılık: akomodasyon), (Lat. ad = yönelme gösteren ön ek, Lat. commodus = uygun): Gözün, değişik uzaklarlardaki eşyayı net görmek üzere kendini ayarlaması; bu olay yüksek omurgalılarda olduğu gibi merceğin biçim değiştirmesiyle ya da sade omurgalılarda ve kafadan-ayaklılarda olduğu gibi retina ile mercek arasındaki uzaklığın değişmesiyle sağlanır.

Bilimsel terim anlamı:

Belirli bir uzaklıktaki bir nesneye bakmak için gözde (genellikle) kendiliğinden olan değişme.

Belli bir kültür çevresine ilişkin bir halkbilim öğesinin, başka bir kültür çevresinin öğeleri ya da düzeni içinde az çok değişikliğe uğrayarak varlığını sürdürmesi, zıt anlamlısı benimseyim, abama, ödünçleme.

 

Yönteme, düzene uyma, boyun eğme.

Azerbaycan Türkçesi: harmoniya ~ ahäng ~ uyuşma; Türkmen Türkçesi: saazlaşık; Gagauz Türkçesi: uyum ~garmoniya ~ singarmonizma; Özbek Türkçesi: uyğunlik ~ garmoniya; Uygur Türkçesi: maslişiş ~ahaňdaşliq; Tatar Türkçesi: oxşaşlanu ~ oxşaşlıq ~ ahäň ~ ahänlelek ~ garmoniyä ~yaraşu; Başkurt Türkçesi: garmoniya ~ oqşaşıw; Kmk: gelişiw; Krç.-Malk.: uşaw,singarmonizm; Nogay Türkçesi: uyımlasuw; Kazak Türkçesi: ündesuw; Kırgız Türkçesi: garmoniya ~okşoşuu ~ assimiliyatsiya; Alt:: garmoniya ~ tüňeylejeri; Hakas Türkçesi: tööylezîg;Tuva Türkçesi: ayannajılga ~ tömeylejiri ~ garmoniya; Rusça: garmoniya ~ upodobleniye ~ singarmonizm

madencilik:

Alttaki katmanlara göre uyma durumunda olma.

[Bakınız: uyarlama]

Bireyin çevresel koşul ve etkenleri benimseme ya da çevreyle bütünleşme durumu.

Şiir ya da düzyazıdaki sözcük ya da sözcük öbeklerinin ses ve yapı benzeşmesinden oluşan ve kişide güzel bir etki uyandıran düzen.

İngilizce'de Uyum ne demek? Uyum ingilizcesi nedir?:

accommodation, adaptation, accomodation, adjustment, harmony, concordance, conformity, observance

Osmanlıca Uyum ne demek? Uyum Osmanlıca'da ne anlama gelir?:

ahenk, tetabuk, âhenk

Uyum tanımı, anlamı:

Ön uyum : Bir canlı varlığın belli bir ortama kendini uydurma yatkınlığı.

Sesli uyumu : Ünlü uyumu.

Ses uyumu : Ünlü ve ünsüz uyumu.

Sessiz uyumu : Ünsüz uyumu.

Ünlü uyumu : Türkçede, kelimelerdeki ünlülerin incelik, kalınlık veya düzlük, yuvarlaklık bakımlarından birbirine benzemesi, ünlü benzeşmesi, vokal uyumu, ahenk kaidesi.

Ünsüz uyumu : Türkçede sert ünsüzle biten bir kelimeye c d g ünsüzlerinden biriyle başlayan bir ek getirildiğinde ekin başındaki ünsüzün sertleşmesi, ünsüz benzeşmesi, sessiz uyumu: Açık-ça, sepet -te, bıç-kı vb.

Vokal uyumu : Ünlü uyumu.

Uyuma : Uyumak durumu.

Uyumak : İlaç etkisiyle ağrı duymayacak kadar derin uykuya dalmak. İşlem görmemek, durgun kalmak, el sürülmemek. Çevresindeki olayları fark etmemek, görmemek. Uyku durumunda olmak.

Uyumlu : Uyumu olan, ahenkli, mevzun, imtizaçlı.

Uyumluluk : Uyumlu olma durumu, uyarlılık.

Uyumsuz : Eş zamanlı olmayan, başlama ve bitme anları başka olan (olaylar), asenkron. Uyumu olmayan, ahenksiz, imtizaçsız.

Uyumsuzluk : Uyumsuz olma durumu, ahenksizlik, imtizaçsızlık.

Acıyan uyumuş acıkan uyumamış : "her türlü sıkıntıya katlanılır, açlığa katlanılmaz" anlamında kullanılan bir söz.

Ayakta uyumak : Aşırı dalgın, şaşkın veya yorgun olmak.

Büyük sesli uyumu : Büyük ünlü uyumu.

Büyük ünlü uyumu : Türkçe bir kelimenin ilk hecesinde kalın bir ünlü "a, ı, o, u" varsa ondan sonra gelen bütün hecelerin kalın ünlülerle, ince bir ünlü "e, i, ö, ü" varsa sonraki hecelerin de ince ünlülerle sürüp gitmesi kuralı, büyük sesli uyumu: Çocuklaşmak, denizcilik gibi.

Kalıp gibi uyumak : Kımıldamadan uzun ve derin bir uyku uyumak.

Küçük sesli uyumu : Küçük ünlü uyumu.

Küçük ünlü uyumu : Türkçe bir kelimede düz ünlülerden (a, e, ı, i) sonra düz ünlülerin, yuvarlak ünlülerden (o, ö, u, ü) sonra dar yuvarlak (u, ü) veya düz geniş (a, e) ünlülerin gelmesi, küçük sesli uyumu: Evler. Etek. Salkımlar. Ördek, Okul, Sucuların gibi.

Ses uyumsuzluğu : Bazı sözlerde, söz öbeklerinde, boğumlanma yerleri aynı veya birbirine yakın seslerin tekrarlanması sonucu söyleyişin güçlüğe uğraması, kulağı rahatsız etmesi, kakışma, ses kakışması, tenafür, kakofoni.

Su uyur düşman uyumaz : "düşmana karşı her zaman uyanık davranmak gerekir" anlamında kullanılan bir söz.

Sütçü beygiri gibi ayakta uyumak : Çok tembel ve miskin olmak.

Parça : Müzik eseri. Pasaj. Küçümseme ve değersiz sayma bildiren bir söz. Tane. Birkaçı bir araya geldiğinde bir bütünü oluşturan şeylerin her biri, modül. Güzel, alımlı kız veya kadın. Bir bütünden kopma, kırılma, yırtılma vb. yoluyla ayrılmış bölüm, lime. Nesne. Bir bütünden ayrılan, ayrı sayılan veya artakalan şey.

Uygunluk : Bir elçinin bir ülkeye atanmasından önce o ülkeden istenen uygun görme yazısı, agreman. Uygun olma durumu, yakışık, mutabakat, mukarenet. Özne ile yüklemin veya bazı dillerde olduğu gibi sıfat ile adın, cins ve sayı bakımından birbirine uyması: Öğretmen geldi. Öğrenciler ödevlerini yapmışlar gibi. Eşitlik.

Ahenk : Uyum. Uzlaşma. Ezgi.

Toplumsal : Toplumla ilgili, topluma ilişkin, içtimai, maşerî, sosyal.

Çevre : Kişinin içinde bulunduğu toplumu oluşturan ortam. Hayatın gelişmesinde etkili olan doğal, toplumsal, kültürel dış faktörlerin bütünlüğü. Yağlık. Bir birimden önce veya sonra gelen aynı türden birimlerin tümü, bunların oluşturduğu küçük grup, kontekst. Bir kimse ile ilişkisi bulunanlar, muhit. Bir şeyin yakını, dolayı, etraf, periferi. Aynı konu ile ilgisi bulunan kimselerin tümü, muhit. Düzlem üzerindeki bir şekli sınırlayan çizgi.

Durum : Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon. Ad soyundan kelimelerin birbirleriyle edatlarla ve fiillerle ilişkilerini belirleyen biçim, hâl. Duruş biçimi, konum, tavır. Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri.

Sağlama : Sağlamak işi. Bir problemin çözümü veya bir hesabın doğruluğunu denetlemek için yapılmış olan kontrol işlemi, mizan.

Uyum çözümlemesi : [Bakınız: Fourier çözümlemesi]

Uyum düzenleşimi : Bireyin çevresine uyma yolunda yaptığı birbiriyle ilişkili eylemlerin tümü.

Uyum eksikliği : [Bakınız: artık üstikileri ortalaması]

Uyum etmek : Ağlar gibi yapmak, ağlamaya kendini zorlamak.

Uyum iyiliği : Gözlenmiş bir değerler kümesi ile kuramsal olarak bulunan değerler kümesi arasındaki uyumun niteliği. Bir örnekbiçimin verilere uygun olması durumu. Uyumun iyiliği, genellikle gözlenen ve kuramsal olarak bulunan değerler arasındaki çıkarımın üstikilerine dayalı bir ölçütle belirlenir ve bu ölçüt en küçük değerli ise, uyumun en iyi olduğu söylenir.

Uyum iyiliği testi : Nitel verilerde, ana kitleden seçilen örneklerin gözlenen örnek verilerinin beklenen değerlere ne kadar ve nasıl uyduğunu belirlemek amacıyla kullanılan ki-kare ve Kolmogrov-Smirnov uyum iyiliği testleri.

Uyum süresi : Sürekli ve gücü değişmeyen bir uyaranın uygulandığı andan başlayarak duyusal hiç bir değişikliğin görülmediği ana değin geçen süre.

Uyum yardımı : İktisadi karar birimlerinin yeni koşullara uyumunu sağlamak için yapılan her türlü yardım.

Uyumcu davranış : Bireyin çevreyle uyum ilişkileri geliştirmesine yarayan ya da toplumsal düzgülere uygun düşen davranış.

Uyumcul dalga : Uyumcul devinim yapan bir kaynağın uzaya yaydığı dalga. Bu dalganın uzanımları zaman ve uzay yerlemlerinin dikmeliksel (sinüsel) bir işlevidir, anlamdaş dikmeliksel dalga.

Uyum ile ilgili Cümleler

  • Ben İki gündür uyumadım.
  • Uyuma süresince, beyin hiçbir anda olmadığı kadar etkindir.
  • Herkes uyumaya gitti.
  • Uyuma ölürsünü de çok net hatırlıyorum.
  • Lütfen sessiz ol. Biraz uyumaya çalışıyorum.
  • Annem benden önce uyumaya gitti.
  • Uyumadan önce dua ederdi.
  • Uyuma sorunu yaşıyorum.
  • Yorgunum, bu nedenle uyumaya gideceğim.
  • Uyuma.
  • Uyuma ihtimaline karşı, alarmı kur.
  • Uyumadan önce şarkı dinlerim.
  • O, çevresine uyum sağladı.
  • Belki bunun üstünde uyumalıyız.

Diğer dillerde Uyum anlamı nedir?

İngilizce'de Uyum ne demek? : adj. unison

n. congruity, consistence, harmony, concordance, accordance, conformity, concord, accord, symphony, accommodation, balance, chime, coherence, coherency, concert, concinnity, congruence, consecution, consistency, consonance, keeping, proportion

Fransızca'da Uyum : harmonie [la], accord [le], convenance [la], reclassement [le]

Almanca'da Uyum : n. Akkomodation, Anpassung, Einklang, Gleichgewicht, Harmonie, Kongruenz, Wohlklang, Wohllaut, Zusammenklang

Rusça'da Uyum : n. согласие (N), созвучие (N), единение (N), ансамбль (M), унисон (M), совместимость (F), аккомодация (F), каденция (F), гармония (F)