Turkish: O, neye karar verildiğini uzun uzadıya açıkladı.
English: I don't know the exact length of this bridge.
Turkish: Bu köprünün tam uzunluğunu bilmiyorum.
English: I walked the length of the street.
Turkish: Cadde boyunca yürüdüm.
English: Ali measured the length of the board.
Turkish: Ali panonun boyunu ölçtü.
English: He measured the length of the bed.
Turkish: Yatağın uzunluğunu ölçtü.
Length measuring : Uzunluk ölçümü.
Length of a curve : Eğri uzunluğu.
Length of a vector : Yöney uzunluğu.
Length of asecret : Gizin uzunluğu.
Length of lag : Gecikmenin uzunluğu.
A length of piping : Belirli uzunlukta bir boru parçası.
Length wise : Boylu boyunca. Uzunluğuna.
Length of the corth : Gün doğması ile batması arasında geçen süre. Gün uzunluğu.
Length of reel : Makara boyu. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Mıknatıslı film, mıknatıslı ses kuşağı, mıknatıslı görüntü kuşağı gibi kuşakların sarıldığı makaraların alabildiği uzunluk.
Length of tangent : Teğet uzunluğu.
Sözcükler, direkt olarak Length ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.
Stature : Boy bos. Prestij. Ayar. Boy pos. Kamet. İtibar. Önem. Kişilik.
Space : Açıklık. Alan. Bütün gökcisimlerinin içinde bulunduğu büyük oylum. Espas. İnsanı, çevreden belli bir ölçüde ayıran ve içinde yaşam etkinliklerini ve eylemlerini sürdürmesine elverişli, toprak, hava ve sudan oluşan çevre. Üçü uzaysal ve biri zamansal olmak üzere dört-boyutlu sınırsız sürem. Mekan. Aralık bırakmak. Espas koymak. Aralıklara bölmek.
Journeyed : Seyahat etmek. Yolculuk. Geziye çıkmak. Yolculuk yapmak. Gezinti yeri. Yolculuk etmek. Sefer. Seyahat.
Physical property : Fiziki özellik. Fiziksel özellik.
Continuances : Devam. Kalıcılık. Süreklilik. Erteleme. Uzatma. Devam etme. Temdit. Sürüp gitme.
Continuance : Bir süreç ya da gidişin aralıksız süregelmesi. Temdit. Uzatma. Kesiksizlik. Devam. Sürüp gitme. Devam etme. Erteleme. Kalıcılık.
Permanence : Devamlılık. Kalıcılık. Süreklilik. Devam. Daimilik. İstikrar. Sebat. Bir oluşum ya da bir sürecin değişmeden süregelmesi. Kalımlılık.
Tallness : Uzun olma. Yükseklik. Uzun boyluluk.
Size : İrilik. Beden (elbise için). Apre. Çirişlemek. Büyüklüğüne göre ayırmak. Uzam. Sertleştirmek (şapka). Boyut. Ölçü.
Length synonyms : fundamental quantity, fundamental measure, dur, batch, radius, bar, magnitude, shoot, aliquot, cake, shortness, protraction, attachment, due, dies, brevity, due date, lengths, time, delay, aliquots, bit, statures, clans, impermanency, duration length, margins, footage, breadths, diameter, extents, durations, interval.
Shortness : Kıtlık. Noksanlık. Darlık. Terslik. Bücürlük. Gevreklik. Küçüklük. Yetmezlik. Kısa boyluluk. Bodurluk.
Short : Kısa okunuşlu ünlü. Eksiklik. Kısa metrajlı film. Kısa devre yaptırmak. Kontak. Alçak. Kasa açığı. Kısa hece. Kısa devre.
Long : Özlemini çekmek. Özlemek. Gözlemek. Arzu etmek. Hasretini çekmek. İstemek. Can atmak. Hasret kalmak. Hasret olmak. Uzun.
Length antonyms : longness, permanence, impermanence.
Length kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To lengthen. The longest line which can be drawn through a body, parallel to its sides. As, the length of a church, or of a ship. The length of a rope or line. The longest, or longer, dimension of any object, in distinction from breadth or width. Extent of anything from end to end.
Sayfa düzgün görüntülenmiyorsa, lütfen sayfayı yenileyin. (F5)
Bu kısımda Length kelimesinin türkçesi nedir? ingilizcede Length ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik olarak hemen sorabilir, daha sonra kısaca ingilizce Length anlamı, açılımı ya da türkçe kelime anlamı hakkında bilgiler verebilir veya dilerseniz Length ile ilgili cümleler sözler yazılar ile ingilizce türkçe çeviri sözlük anlamları paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.