Less valued türkçesi Less valued nedir

  • İktisat alanında kullanılır.
  • Eksik değerleme.
  • İşletmenin gizli ihtiyat oluşturmak ve özkaynak kazançlarını gizlemek amacıyla varlıklarının değerini, bilinçli olarak, gerçek değerinin altında göstermesi.

Less valued ile ilgili cümleler

English: Nothing is more valuable than time, but nothing is less valued.
Turkish: Hiçbir şey zamandan daha değerli değildir fakat hiçbir şey daha az değerli değildir.

Less valued ingilizcede ne demek, Less valued nerede nasıl kullanılır?

Less : Daha az sayıda. Aşağı. Çıkarılmak üzere. Daha az. Eksi. Eksik. Eksik miktar. Daha küçük. Az. Daha az şey.

Valued : Değerli. Saygın. Değerlendirilmiş. Kıymetli. Kıymetlendirilmiş.

Less detail : Az ayrıntı. Daha az ayrıntı.

Less gossipol containing cottonseed meal : Düşük gosipollü pamuk tohumu küspesi. Mekanik özütlemeyle elde edilmiş, içerisindeki serbest gosipol oranı % 0.04'den fazla olmayan pamuk tohumu küspesi.

Less lactose content condensed whey : Laktozun, proteinin ve/veya minerallerin bir kısmı alınmış olan peynir altı suyundan suyun kısmen ayrılması suretiyle elde edilen bir ürün. Düşük laktozlu yoğunlaştırılmış peynir altı suyu.

Less speed : Daha az hız.

İngilizce Less valued Türkçe anlamı, Less valued eş anlamlısı

 

Sözcükler, direkt olarak Less valued ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Ability to pay principle : Vergilemenin bireylerin ödeme gücüne uygun bir biçimde yapılması gerektiğini ifade eden bir vergileme ilkesi. kaynağı bol olanların kamu projelerine daha fazla katkı vermesi gerektiği ilkesi. Ödeme gücü ilkesi.

Ability rent : Yetenek rantı. Özel yeteneklere sahip olan kişilerin üretime katkılarının üstünde elde ettikleri kazanç fazlası. krş. kıtlık rantı.

Ability to pay approach : Bireylerin, devlet harcamalarının finansmanına, elde ettikleri gelir düzeyiyle orantılı olarak vergilendirilmeleri yoluyla katılmalarını ifade eden ve adam smith tarafından geliştirilen vergileme yaklaşımı. krş. yararlanma yaklaşımı. Güç yaklaşımı.

Abolition of forced labour convention : Zorla ya da zorunlu çalıştırmanın herhangi bir biçiminin siyasal zorlama ve eğitme, siyasal ya da ideolojik görüşlerin açıklanması nedeniyle cezalandırma, işgücünü harekete geçirme, çalışma disiplinini sağlama, ayrımcılık ve işbırakımını, katılanları cezalandırma aracı olarak kullanılmasını yasaklayan, 1957 yılında kabul edilen temel uluslararası çalışma sözleşmelerinden birisi. Zorla çalıştırmanın yasaklanması sözleşmesi.

A change in individual demand : Bireysel istem kayması. Bir tüketicinin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu bireysel istemin artması veya azalması, diğer bir deyişle bireysel istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması.

 

A group shares : A grubu hisse senedi. Şirkete sonradan ortak olanlardan farklı olarak, şirketin ilk kurucularına genellikle kara iştirak ve oy kullanmayla ilgili haklar veren ayrıcalıklı hisse senedi türü.

A shift in supply : Üreticilerin mal sunumunu etkileyen fiyat dışındaki değişkenlerde ortaya çıkan değişme sonucu sunumun artması veya azalması diğer bir deyişle sunum eğrisinin sağa (aşağıya, güneydoğuya) veya sola (yukarıya, kuzeybatıya) kayması. krş. sunumun sağa kayması, sunumun sola kayması. Sunum kayması.

A change in supply : Üreticilerin mal sunumunu etkileyen fiyat dışındaki değişkenlerde ortaya çıkan değişme sonucu sunumun artması veya azalması diğer bir deyişle sunum eğrisinin sağa (aşağıya, güneydoğuya) veya sola (yukarıya, kuzeybatıya) kayması. krş. sunumun sağa kayması, sunumun sola kayması. Sunum kayması.

Less valued synonyms : lower valued, disvalued, abnormal budget receipts, abnormal budget expenditures, undervaluation, abnormal budget, a type mutual funds, a change in demand, a shift in demand, undervalued, a pass through certificate, a shift in individual demand.