Liquid fuel türkçesi Liquid fuel nedir

  • Kimya alanında kullanılır.
  • Gazyağı, mazot, benzin vb. sıvı yakacaklara verilen genel ad.
  • Akaryakıt.

Liquid fuel ingilizcede ne demek, Liquid fuel nerede nasıl kullanılır?

Liquid : Fizik, kimya, madencilik alanlarında kullanılır. Islak. Saydam. Sıvı. Özdeğin su, yağ gibi, bulunduğu kalbin biçimini alan az sıkışabilir akışkan hali. Seviye. Likit. Sıvı madde. Hemen paraya çevrilebilir. Mayi, sıvı.

Fuel : Hava ya da oksijenle yanma sonucu ısı erkesi veren özdek. Benzin. Yakıt. Yakacak. Yandığı zaman ısı veren özdek. nötronların zincir tepkimesi kaynağı olan ışınetkin özdek. Isı elde etmekte kullanılan madde. Isıl erke sağlamak için yakılarak kullanılan nesne. Fizik, kimya alanlarında kullanılır. Yakıt vermek. Yakıt almak.

Liquid air : Soğutucu olarak kullanılan sıvı hava. Sıvılaştırılmış hava. Sıvı hava.

Liquid asset : Likit değer. Likit varlık. Kolayca paraya dönüştürülebilen varlık. Bir girişimin ödemelerde bulunmak amacıyla derhal kullanabileceği taşınmaz malların tümü. kasadaki para, bankalardaki depo sayıştırılan gibi arıtımlı değerler. Arıtımlı değer. Hızlı bir şekilde paraya dönüştürülebilen varlık. Emre hazır değer.

Liquid assets : Likid varlıklar. Dönen varlıklar. Disponibilite. Birinci dereceden likit varlıklar ve ikinci dereceden likit varlıklar toplamı. bk. birinci dereceden likit varlıklar. Paraya kolay çevrilebilir mal. Likit varlıklar. Hazır değerler. Kolaylıkla paraya çevrilebilen varlıklar.

 

Liquid brewers yeast : Bira üretiminde yan ürün olarak ele geçen, fermantasyon yeteneği olmayan ve kuru madde temelinde % 35'den az ham protein içermeyen bir maya. Sıvı bira mayası.

İngilizce Liquid fuel Türkçe anlamı, Liquid fuel eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Liquid fuel ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Acid salt : Asit tuzu. Aynı zamanda asit olan tuz. Sodyum klorit. Asit tuz. Bileşimindeki asit hidrojenlerinin bir bölümü metallerle yer değiştirmemiş olan tuz. örn. sodyum bikarbonat (nahco3).

Acid radical : Bir ya da daha fazla hidrojen iyonları kaybından yaratılan kökçe. Bir asidin negatif parçası. Asit kökü. Asidik hidrojeni ayrıldıktan sonra kalan asit molekül kalıntısı. Bir asit molekülünün, yükünleştiğinde protonlarından ayrılan ve tepkimelerde tek bir parça gibi davranan no3-, so24 gibi, eski yüklü parçası.

Acier inoxydable : Krom, nikel gibi uygun metallerin katkısıyla havanın, nemin ve pek çok kimyasal özdeğin etkisine karşı dayancı artırılmış olan çelik türü. Paslanmaz çelik.

Acidimetry : Asidimetre. Asit ölçme. Asidimetri. Asitimetre. Bir asitli çözeltiyi, ölçün baz çözeltisiyle tepkimeye sokarak asitlik derecesini belirleme yöntemi. Asitölçüm. Asit ölçümü. Bir asidin etkisinin ölçüldüğü süreç.

Aldehydes : Aldehitler. Aldehit. Bir (r) alkil köküne ya da hidrojene bağlanmış, (-cho) formil kökünü taşıyan organik bileşikler.

 

Aliphatic saturated compounds : Molekülündeki karbonlar arasında tek bağlar bulunan organik bileşikler. örn. propan (. Alifatik doymuş bileşikler.

Aliphatic compounds : Düz ya da dallanmış karbon iskeletinden türemiş olan hidrokarbonlar sınıfı. örn. Alifatik bileşikler.

Activated coal : Aktif kömür. Çözeltilerden renk giderme ya da gaz karışımlarından kimi gazlan ayırma amacıyla yüze yutma özelliği geliştirilmiş kömür. Etkinleştirilmiş kömür. Etkin kömür.

Alcoholometry : Alkolometri. Alkolölçüm. Alkollü bir çözelti içinde yoğunluk ölçülmesi yoluyla alkol niceliğini belirleme yöntemi. Alkol ölçüm. Bir içkide saf alkol seviyesini ölçme ve doğrulama yöntemi.

Active metals : Etkin metaller. Demir, çinko gibi ölçün elektrot potansiyelleri hidrojeninkinden daha düşük olan metaller. Aktif metaller.

Liquid fuel synonyms : fuel oil, additive properties, alicyclic compounds, alcohols, oil fuel, additive, alabaster, active passive metal.