Loving türkçesi Loving nedir

Loving ile ilgili cümleler

English: Ali is loving every minute of it.
Turkish: Ali bunun her dakikasını seviyor.

English: I can't imagine loving anybody as much as Tom seems to love Mary.
Turkish: Tom'un Mary'yi seviyor göründüğü kadar çok birini sevmeyi düşünemiyorum.

English: I can't imagine loving anybody that much.
Turkish: Birini bu kadar çok sevmeyi hayal bile edemiyorum.

English: Ali will never stop loving Mary.
Turkish: Ali Mary'yi sevmekten asla vazgeçmeyecek.

English: Ali never stopped loving you.
Turkish: Ali seni sevmekten asla vazgeçmedi.

Loving ingilizcede ne demek, Loving nerede nasıl kullanılır?

Loving kindness : Şefkat. İyilik.

Your loving friend : Şefkatle (kişisel bir mektubun kapanışında kullanılır). Sevgilerle. Seni seven arkadaşın.

Fun loving : Eğlenmeyi seven. Eğlence düşkünü.

Self loving : Kendini beğenmiş.

Lovingly : Sevgi ile.

Cytomegalovirus : Sitomegalovirüs. Sitomegalovirus.

Acyclovir : Viral dna üretiminin baskılanmasıyla etkisini gösteren ve hem yerel hem de sistemik olarak uygulanabilen herpes simplex tip 1 ve 2 virüslerine karşı seçici etkili bir ön ilaç. Asiklovir.

 

Degloving : Eldiven çıkarma eylemi. Eldivenlerini çıkarma. Soyulma.

Carlovingian : Karolenj. Karolenj hanedanının üyesi kimse.

Bloviate : Saçma sapan konuşmak (argo terim). Boş boş konuşmak. Kendini beğenmiş bir şekilde konuşmak. Gevezelik etmek. Çene çalmak. Boş konuşmak. Çok fazla konuşmak.

İngilizce Loving Türkçe anlamı, Loving eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Loving ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Lovesome : Sevimli.

Good : Sağlam. Doğruluk. Çok. Emin. Sağlığa yararlı. İyi. Sağlamlaştırmak. Dolu dolu. Hayırlı. Güzel.

Blessing : Teşvik. Yakarı. Nimet. Yemekten önceki şükran duası. Şükran. Gücüyle başaramadığı bir dileğini gerçekleştirmek isteyen birey ya da toplumun, doğaüstü güç, nesne ya da varlıktan sözlü ya da yazılı gelenek yoluyla öğrendiği, genellikle belirli bir yapı ve uyumla söylenen ya da içten yinelenen dinsel nitelikli sözlerle yardım istenmesini içeren eylemli ya da eylemsiz dilek. bk. sözlü gelenek, adak yapmak. Destek. Dua. Hayır dua.

Kindly : Hoş. Lütfen. Merhametli. Babacan. Nazikçe. İyi kalpli. Kibarca. İyi niyetli.

A good turn : İyi davranış. Yumuşaklık. Bir iyilik. Dostça davranış. Şefkat. Arkadaşça davranış. Yardım. Sevecenlik.

Fondlers : Abartılı. Fazla müsamahakar. Aşık. Merak. Aşırı. Deli. İptila. Meraklı. Düşkün.

Complaisance : Göz yumma. Sempati. Yumuşaklık. Yumuşak başlılık. Hoşgörü. Müsamaha. Teveccüh. Tolerans. Nezaket.

Fondest : Deli. Düşkün. Merak. Meraklı. Aşık. Pervasız. Abartılı. Aşırı. Fazla müsamahakar.

Uxorious : Karısına çok düşkün.

 

Humane : İnsan. İnsani. İnsanlığa yakışan. İnsancıl. Merhametli. Hümanist. Yufka yürekli. Uygar. İyiliksever.

Loving synonyms : taken with, touchy feely, soft on, loverlike, amorously, passionate, tenderest, bighearted, benignant, fond, warmhearted, cares for, potty, tenderer, doting, tender, kindest, fonder, kindness, advantage, warm hearted, amative, merciful, kinder, captivated, overfond, softest, smitten, good health, committed, loverly, angelic innocence, attached.

Loving zıt anlamlı kelimeler, Loving kelime anlamı

Unloving : Sevmeyen. Şefkatsiz. Sevgisiz.

Passionless : Kendine hakim. Ruhsuz. Heyecansız. İhtirassız. Tutkusuz. Soğukkanlı.

Coldhearted : Allahsız. Katı kalpli. Acımasız. Merhametsiz. Katı yürekli. Duygusuz. Soğuk. Şefkatsiz.

Loving antonyms : hateful, unattached, unpeaceful.

Loving ingilizce tanımı, definition of Loving

Loving kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Affectionate.