Maroon türkçesi Maroon nedir

  • Tiyatro alanında kullanılır.
  • Issız bir adaya bırakmak.
  • Kestane.
  • Mahsur kalmak.
  • Bordo.
  • Issız adada bırakmak.
  • Özellikle de bir adada tek başına bırakmak.
  • Kestanerengi.
  • Patlama etmeni.
  • Sahnede patlama sesi veren düzen.
  • Bir kişiyi bir yerde.
  • Vişne çürüğü rengi.
  • Kestane rengi.
  • Patlayıcı fişek.
  • Maron.

Maroon ingilizcede ne demek, Maroon nerede nasıl kullanılır?

Maroon aras : Güney lübnan'da bir köy. Maroun al-ras.

Marooned : Issız adada bırakmak. Dünya ile ilişkisini kesmek.

Marooning : Bir kişiyi bir yerde. Issız adada bırakmak. Kestanerengi. Kestane rengi. Bordo. Issız bir adaya bırakmak. Dünya ile ilişkisini kesmek. Maron. Mahsur kalmak. Kestane.

Maroons : Mahsur kalmak. Özellikle de bir adada tek başına bırakmak. Issız adada bırakmak. Patlayıcı fişek. Issız bir adaya bırakmak. Kestane rengi. Bir kişiyi bir yerde. Kestane. Kestanerengi. Bordo.

Be marooned : Mahsur kalmak.

Coumarone : Kumaron.

Maronite : Maruni.

Cold fumarole : Soğuk tüten. Soğuk fümarol. 100° c den aşağı sıcaklıkta co2 li ya da co2 siz su buharı çıkaran tütenler.

Dicoumarol : Dikumarol. Dikumarin. Ağız yoluyla etkili olan bir tür antikoagülan.

Alcalic fumarole : 100-200 derece sıcaklıkta, nh2 cl, co2, h2s ve h2o bileşimli gazlar çıkaran fumaroller. Alkali tüten.

İngilizce Maroon Türkçe anlamı, Maroon eş anlamlısı

 

Sözcükler, direkt olarak Maroon ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Claret red : Bordo rengi.

Forsake : Vazgeçmek. Bırakmak. Terketmek. Terk etmek. Yüzüstü bırakmak.

Abstract theatre : Soyut tiyatro. Önce resim sanatında kullanılan "soyut" terimi daha sonra, biraz değişik anlamda tiyatroya girmiştir. olaylar dizisini ve oyuncu türünü gerçekçilik erklerinden ve alışılagelmiş mantık düzeninden kurtarmak amacını güden, bir bütünlüğü olan tiyatro türü. iç dünyayı gerçek olarak alır. konuşmalar ve oyun kişileri biçimsel ve anlamsal yoldan bozulur (deforme edilir), karikatürleştirilir. Olay dizisini ve oyunculuk anlayışını gerçekçilik erklerinden ve alışılagelmiş mantık dizgesinden soyutlamak amacını güden tiyatro. iç dünyayı gerçek olarak aldığından, oyun kişileri ve bunların konuşmaları anlamsal ve biçimsel açıdan bozularak karikatürleştirilir.

Alley theme : Sonucu kimseyi doyurmayan ve çözüm yolu inandırıcı olmayan oyun konusu. Çıkmaz konu. Çözüm yolu olmayan, sonucu kimseyi doyurmayan oyun konusu.

Abandon : Koyup gitmek. Viran hale getirmek. Yarıda kesmek. Terk etmek. Tehire salmak. Yüzüstü bırakmak. Coşku. Taşkınlık. Vazgeçmek.

Allegory : Yerine. Dokundurma. Kinaye. Bir konunun yerine onunla benzerlikleri olan başka bir konuyu geliştirerek öbürünü anlatma. birtakım soyut ya da somut kavramları kişileştirerek seyirciye iletme. Alegori. Orunlama.

Strand : Halatın bir kolu. Bükmek (ip). Flesa. Saç tutamı. Yalı. Karaya oturtmak. Tel. Zor durumda bırakmak. Karaya oturmak.

 

Chestnuts : Bayat espri. Doru. Bayat fıkra.

Adaptability : Uyumluluk. Tiyatro için hazırlanmış bir metnin ya da bir özetin tiyatro özelliklerini taşıma derecesi. Adapte olabilirlik. Bireyin çevresel etken ve değişkenliğe ayak uydurma gücü. İntibak kabiliyeti. Uyma yeteneği. Uyarlama yeteneği. Uysallık. Uyum yeteneği.

Maroon synonyms : brownish red, be shut up, absurd theatre, after piece, auburn, act drop, analyze, marrons, sweet chestnut, acting manager, be confined, chromatic, be stranded, marooned, marooning, maroons, desert, be marooned, acting style, desolate, alto, actor manager, be stuck, acrobacy, abstractionism, active hero, marron, auburns, spanish chestnut, chestnut, amateur theater, hazels, cast away.

Maroon zıt anlamlı kelimeler, Maroon kelime anlamı

Achromatic : Renksemez. Renk değişikliği yapmayan, ışığı renklerine ayırmadan kıran, akromatik, akromatoz. Renközü olmayan. (siyah, beyaz ve gri, renksemezdir). renkserin karşıtı. Renksiz. Renksiz; renk meydana getiren en küçük uyartıya duyarsız. Akromatik. Perdesi değişmeyen. Biyoloji, sinema, televizyon alanlarında kullanılır.

Plain : Sade bir biçimde. (sürekli) şikayet etmek. Yalın bir dille. Sadelik. Sade. Düzlük. Vuzuh. Açıklık. Düz. Süssüz.

Maroon ingilizce tanımı, definition of Maroon

Maroon kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To put (a person) ashore on a desolate island or coast and leave him to his fate. A brownish or dull red of any description, esp. of a scarlet cast rather than approaching crimson or purple. In the West Indies and Guiana, a fugitive slave, or a free negro, living in the mountains. Having the color called maroon. See 4th Maroon.