Marshier türkçesi Marshier nedir

Marshier ingilizcede ne demek, Marshier nerede nasıl kullanılır?

Marshiest : Batak. Bataklık gibi. Sulak. Bataklığa ait. Bataklığa özgü. Bataklı.

Marshiness : Sulaklık. Bataklık olma.

Marsh buggy : Bataklık böceği.

Marsh crocodile : Hinttimsahı.

Marsh fever : Malarya. Sıtma.

Marsh gas : Bataklık gazı. Metan gazı. Metan.

Marsh grass : Göl otu.

Marsh hen : Su tavuğu. Sutavuğu.

Marsh timouse : Bataklık baştankarası.

Marsh plant : Bataklık bitkisi.

İngilizce Marshier Türkçe anlamı, Marshier eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Marshier ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Quaggier : Bataklıklı. Vıcık vıcık.

Marshes : Bataklıklar. Bataklık.

Boggy : Bataklık. Çamurlu.

Boggiest : Çamurlu. Bataklık.

Gutters : Suyolu. Kötü yol. Oluk. Çatı oluğu. Çukur.

Marshs : Çoğu zaman taşkına uğrayan düşük rakımlı topraklar. Bir topluluğu simgelemek için düzenlenen müzik parçası. Bataklık.

Boggier : Çamurlu. Bataklık.

Marsh : Azmak. Bataklık. Yoğun ötrofikasyon sonucu sığ su alanlarının zengin organik maddelerle kaplanması, azmak. Çoğu zaman taşkına uğrayan düşük rakımlı topraklar. Küçük su birikintisi, gölcük. bataklık. Bir topluluğu simgelemek için düzenlenen müzik parçası. Daha çok göl kıyılarında, akıntısı yetersiz , alçak ve düz ovalarda görülen, belli bir çanağı olmayan durgun, sığ, üzeri yoğun sazlarla kaplı su birikintisi.

 

Moistest : Tenli. Nemli. Islak. Yaşlı (göz). Gönen. Rutubetli. Sulu. Alatav.

Fusilier : Tüfek ile silahlanmış asker. Tüfek kullanan asker. Eskiden tüfekler ile silahlanmış olan ingiliz piyade eri.

Marshier synonyms : grenade thrower, five iron, footslogger, infantryman, soldier, quaggiest, waterlogged, paludal, foot soldier, bogs, quaggy, doughboy, gutter, bads, bog, grenadier, plashiest, bad, in carey street, marshiest, musketeer, plashy, iron, watery, marshy, fenny.

Marshier zıt anlamlı kelimeler, Marshier kelime anlamı

Establish : Yapmak. Kanıtlamak. Yerleştirmek. Kabul ettirmek. Oluşturmak. Tesis etmek. Doğruluğunu ortaya koymak. Kurmak. Koymak. Belirlemek.