Mediterranean climate türkçesi Mediterranean climate nedir

  • Coğrafya alanında kullanılır.
  • Akdeniz iklimi.
  • Kışları ılık ve yağışlı, yazları sıcak ve kurak geçen dönencealtı bölgelerde görülen bir iklim türü.

Mediterranean climate ingilizcede ne demek, Mediterranean climate nerede nasıl kullanılır?

Mediterranean : Aradeniz. Aralık denizi. Çevresi karayla çevrili. Anadenizden genellikle dar ve sığ bir boğazla ayrılan, akdeniz örneğinde olduğu gibi, karalar içine sokulan deniz. Kara ile çevrili. Kapalı (deniz). Kıtalar arası. Akdenizli. Akdeniz'e veya akdeniz bölgesine özgü. Akdeniz.

Climate : Coğrafya, uzay alanlarında kullanılır. Abuhava. Klima. Ortam. Çevre. Yeryüzünün herhangi bir yerinde, havayuvarı olaylarının ortaklaşa gerçekleştirdikleri etkilerin, uzun yılların ortalamasına dayanan durumu. Klimat. Hava. Bölge. Havanın sıcaklık, basınç, nem, rüzgar gibi koşullarını topluca belirten terim.

Mediterranean anemia : Akdeniz anemisi.

Mediterranean basin : Akdeniz çanağı. Akdeniz havzası. Akdeniz'i çevreleyen çanak.

Mediterranean black headed gull : Yağmur kuşları (charadriiformes) takımının, martıgiller (laridae) familyasından, 35 cm kadar uzunlukta, sırtı kül rengi, karnı ak, başı kara, gagası ve ayakları kırmızı olan, akdeniz ve karadeniz'de yaşayan bir tür. Kara başlı martı.

 

Mediterranean coast fever : Akdeniz kıyı humması. Arakonakçı kenelerle bulaşan ve ülkemiz sığırlarında çok rastlanan öldürücü hastalık; mısır humması. Akdeniz sahil humması. Kuzey afrika, akdeniz’in kıyı kesimi, asya’nın birçok bölgesi, türkiye, orta asya ve hindistan’da sığırlarda theileria annulata’nın neden olduğu hyalomma cinsine bağlı kenelerle taşınan hastalık, tropikal theileriozis.

İngilizce Mediterranean climate Türkçe anlamı, Mediterranean climate eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Mediterranean climate ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Abrasion platform : Aşınan ve karaya doğru gerileyen bir yalı yarın yerinde oluşan, denize doğru azıcık eğimli yerey. Dalga aşındırması düzlüğü. Dalga aşındırma düzlüğü.

Adventife cone : Bir yanardağ ana konisi üzerinde ikincil bacalardan çıkan lavların oluşturduğu küçük tepecikler. Yan koni.

Ageing of the population : Doğumların azalması, sağlık koşullarının ve sağlıkbilimsel denetim ve bakımın ileri düzeye ulaşması sonunda ortalama yaşın büyümesi nedeniyle bir ülke ya da bölge nüfusunda yaşlı kişiler oranının artması. Nüfus yaşlanması.

Age pyramid : Belli bir zamanda, bir ülke, bir kent nüfusunun ya da aynı işle uğraşan bir topluluğun yaş bölünüşünü gösteren çizge. Yaş piramidi.

Alluvial deposit : Alüvyon. Akarsuların taşıyıp yığdıkları mil, kil gibi çok ince taneli öğelerle, kum ve çakılların karışımıyla oluşan yığın. Lığ.

Aluvial terrace : Akarsu sekisi. Gençleşmeyle güç kazanan akarsuların yataklarını yeniden derinleştirerek koyak tabanı içine gömülmeleri sonunda oluşan ve bu yeni yatağın iki yanında kalan az eğimli, asılı düzlük, bk. gençleşme.

 

Abandoned meander : Akmaz. Taşkın sırasında sapından koparak bütünüyle akış dışında kalan büklüm.

Altimetric profile : Büyük ölçekli haritalarda, eşyükselti eğrilerinden yararlanarak, istenilen iki nokta arasında yeryüzü biçimlerini ve içyapısını gösteren yandan görünüş. Kesit.

Aboriginal population : Yerli nüfus. Bir ülkeye başka bir yerden gelerek yerleşmiş kişilerin tersine, birkaç soydan beri orada doğup yaşamış kişilere verilen ad. bk. göçmen nüfus.

Agricultural production : Ekonomi bakımından, üretimin iki ana kolundan biri; kökeni toprak olan her türlü besin ve işlenmemiş işleyim özdeklerinin elde edilmesi. Sebze. Tarımsal üretim. Tahıl ve temel gıda ürünleri üretimi. Zirai üretim. Taze meyve. Tarım üretimi.

Mediterranean climate synonyms : agrarian geography, agricultural co operative, air route, afforestation, aluvial coast, agricultural specialisation.