Meyhane nedir, Meyhane ne demek

Meyhane; kökeni farsça dilinden gelmektedir.

  • İçki satılan ve içilen yer, içki yeri.
  • Kabare

"Meyhane" ile ilgili cümleler

  • "Meyhaneden çıktığında sarhoş kafayla bir esir gemisine binmiş, güvertede sızıp kalmıştı." - İ. O. Anar

Meyhane hakkında bilgiler

Meyhâne, yemekli ve müzikli bir içkili eğlence mekânı.

Meyhanelerde genel olarak meze türü yemekler yenir. Taverna da denilir.

Kelimenin aslı Farsçadır.

Meyhane ile ilgili Cümleler

  • Siz peynir yemeye devam edin, ben meyhaneye gidiyorum hemen şimdi tortulu, tortusuz şarap içmeye, kendinize dikkat edin.
  • İngiliz, Belçikalı ve Hollandalı bir meyhaneye girer ve gişede otururlar. Barmen söyler, "Bir dakika bekleyin, bu bir şaka mı ne?"
  • Jale'nin dün gece meyhanede söylediği şarkıyı Mustafa yazdı.
  • Köşe başında bir meyhane var.
  • Hasan'ın arabası bir meyhanenin dışında bulundu.

Meyhane anlamı, tanımı:

İçki : Bu içeceği içme işi. İçinde alkol bulunan içecek.

Meyhane pilavı : Kıyma, soğan, biber ve domates kullanılarak bulgurdan yapılmış olan bir pilav türü. Meyhane havasına özgü ve mezelik niteliğinde olan pilav.

Meyhane tavuğu : Katı yağ ile kavrulmuş soğan, domates, pirinç karışımının haşlanmış tavuk budunun üzerine dökülüp fırında pişirilmesiyle hazırlanan bir yemek türü.

 

Koltuk meyhanesi : İşlek semtlerde, yol üzerinde bulunan, az mezeyle ayaküstü içki içilen ucuz meyhane.

Selatin meyhanesi : Büyük meyhane.

Meyhaneci : Meyhane işleten kimse.

Meyhaneci otu : Çobandüdüğü.

Meyhaneciden şahit istemişler bozacıyı göstermiş : "uygunsuz iş yapan kimse, haklı olduğunu göstermek için kendisine benzeyen birini tanık gösterir" anlamında kullanılan bir söz.

Meyhanecilik : Meyhane işletme işi.

Kabare : Çeşitli gösterilerin yapıldığı eğlence yeri. Meyhane.

Yemekli : Yemek de yenilen. Yemek de verilen.

Müzikli : Film ve oyun için bazı bölümlerinde müzikten de yararlanılan.

Eğlence : Eğlenme işi, sefahat. Neşeli ve hoşça vakit geçirten şey veya kimse.

Genel : Herkesin yararlanabileceği (yer, nesne). Bir şeye veya bir kimseye özgü olmayıp onun bütün benzerlerini içine alan, umumi. Ayrıntıları göz önüne alınmayarak bütünü bakımından ele alınan. Bir genelleme sonucunda elde edilen. Yetkisi ve sorumluluğu çok olan.

Meze : İçki içilirken yenilen yiyecek. Eğlence, alay.

Yemek : Aşındırmak, kemirmek, oymak, delmek. Günün belli saatlerinde yenilen besin. Yasal yoldan cezalandırılmak. Başkasının parasını harcamak. Yemek yeme, karın doyurma işi. Kandırmak. Isırmak. Konuklara yiyecek verilerek yapılmış olan ağırlama. Harcamak, tüketmek, bitirmek. Birine alacağını vermemek, ödememek. Batmak, çizmek, kaşındırmak, dalamak. Hakkı olmayan ve kendisine yasak edilmiş bulunan bir şeyi kabul etmek. Sürekli üzmek, tedirgin etmek. Harcanmak, kullanılmak, sarf edilmek. Gücünü kırmak, perişan etmek, mahvetmek. Ağızda çiğneyerek yutmak. Hoşa gitmeyen kötü bir duruma uğramak, tutulmak. Yenmek için pişirilip hazırlanmış yiyecek, aş, taam, ekmek.

 

Meyhaneciden şahit istemişler, bozacıyı göstermiş : “uygunsuz iş yapan kimse, haklı olduğunu göstermek için kendisine benzeyen birini tanık gösterir” anlamında kullanılan bir söz.

Meyhaneli : Meyhanesi olan. İlgili cümle: "“Meyhaneli köylerin her birinde üçer beşer çekmiş, bulut olmuştur.”" O. C. Kaygılı.

Meyhanesiz : Meyhanesi olmayan.

Diğer dillerde Meyhane anlamı nedir?

İngilizce'de Meyhane ne demek? : [Meyhane] n. tavern, boozer, bar, pub, alehouse, barrel house, cabaret, gin mill, grogshop, inn, public house, saloon, shebang, taproom, shebeen

Fransızca'da Meyhane : cabaret [le], bistro [le]

Almanca'da Meyhane : n. Budike, Gastwirtschaft, Kneipe, Schankbetrieb, Schänke, Schenke, Schankwirtschaft, Schwemme, Weinstube, Wirtschaft, Wirtshaus

Rusça'da Meyhane : n. кабак (M), таверна (F)