Move along türkçesi Move along nedir

Move along ile ilgili cümleler

English: Let's move along.
Turkish: İlerleyelim.

English: Now move along.
Turkish: Şimdi ilerle.

English: Please move along.
Turkish: Lütfen ilerleyin.

English: We'd better move along.
Turkish: İlerlesek iyi olur.

English: Move along now.
Turkish: Şimdi ilerleyin.

Move along ingilizcede ne demek, Move along nerede nasıl kullanılır?

Move : Yer değiştirmek. Bir cismin başka bir cisme ya da cisimlere göre yer değiştirme eylemi. Kıpırdatmak. Hamle. Hareket etmek. Kımıldatmak. Hareket ettirmek. Tahrik etmek. Kımıldamak. Hareket.

Along : Uzunluğuna. Birlikte. Oraya. Süresince. Orada. Boyunca. İleriye. Burada. Kıyısında.

Move after enter : Enter'dan sonra taşı.

Move ahead : İlerlemek.

Move and size with cells : Hücrelerle taşı ve boyutlandır.

Move column : Sütunu taşı. Sütun taşı. Sütun taşımayı.

İngilizce Move along Türkçe anlamı, Move along eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Move along ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Flourished : Abartılı jestler yapmak. Güzelleşmek. Zenginleşmek. Fanfar çalmak. Yıldızı parlamak. Sergilemek. Gelişmek. Savrulmak. Süslü konuşmak.

Develop : Bilgisayar, uzay alanlarında kullanılır. Banyo etmek. Harekete geçmek. Artmak. Gelişmek. Tab etmek. Artırmak. Fotoğraf plakları ve kartlarını ilaçlı suda yıkayarak üzerlerindeki görüntüyü belirtme işlemi. Yıkamak (film). Açınım yapmak.

 

Gain : Almak. Kazanç. Artırmak. İleri gitmek (saat). Bir elektronik dizgede ya da bu dizgenin yükselteç gibi bir bölümündeki im gücünde artış. (genellikle çıkış gücünün, giriş gücüne desibel oranıyla belirtilir). Ulaşmak. Yükselmek. Bir elektrik akını ya da geriliminin yükseltim oranı. telsiz iletişiminde akımmıknatıssal dalgaların gücünü yükseltme oranı. Bir devredeki çıkış sinyalinin giriş sinyaline oranını ifade eden yükseltim ölçüsü.

Get a long : Gitmek. Becermek. Başarmak. Ayrılmak.

Develops : Açınım yapmak. İlgi göstermek. Gelişmek. Banyo etmek. Açıklamak. Ün kazanmak. Yükselmek (ateş). Tab etmek. Şekillendirmek.

Forges : Demir işlemek. Düzenlemek. Dövmek. Yapmak. İşlemek. Sahtesini yapmak. Uydurmak. Biçim vermek. Taklidini yapmak. Demir dövmek.

Cover ground : İleri doğru hareket etmek. Hızlı gitmek. Yol katetmek. Belirli bir konu hakkında bilgi vermek. Uzağa yolculuk yapmak. Uzun yol kat etmek. Yol kat etmek.

Flourishes : Dalgalanmak. Savurmak. Savrulmak. Fanfar çalmak. Yıldızı parlamak. Sağlıklı olmak. Güzelleşmek. Zenginleşmek. Büyümek. Gelişmek.

Forge ahead : Yarışta başa geçmek. Öne geçmek. Yarışta en ileriye geçmek. Gittikçe başarılı olmak. Hızla ilerlemek. Sağlam adımlarla ilerlemek.

Gained : Ulaşmak. Kar etmek. Yükselmek. Çoğalmak. İleri gitmek (saat). Kazanılmış. Elde etmek. Almak. Kazanmak.

Move along synonyms : come to the fore, advance, flourish, come along, gain ground, forge.