Narrates türkçesi Narrates nedir

Narrates ile ilgili cümleler

English: Kemal Tahir narrates the occupation days of Istanbul in 1920s in his book named "The People Of The Slave City".
Turkish: Kemal Tahir "Esir Şehrin İnsanları" isimli kitabında İstanbul'un 1920'li yıllardaki işgal günlerini anlatır.

Narrates ingilizcede ne demek, Narrates nerede nasıl kullanılır?

Narrate : Kimi oyunların başında, ortasında, sonunda; ya da yer yer anlatıcı yoluyla oyunun konusunu anlatmak, kimi bölümleri özetlemek ya da yorumlamak. Tahkiye etmek. Aktarmak. Söylemek. Anlatmak. Hikayelemek. Nakletmek. Hikaye etmek. Öykülemek.

Narrated : Anlatmak. Öykülemek.

Narrater : Anlatan. Sunan. Anlatıcı. Anlatan kimse. Bir oyunun perdeleri arasında hikaye veya tanımlayıcı metin okuyan kimse (ayrıca narrator). Hikaye anlatan kimse.

Narraters : Anlatan kimse. Hikaye anlatan kimse. Bir oyunun perdeleri arasında hikaye veya tanımlayıcı metin okuyan kimse (ayrıca narrator). Sunan. Anlatıcı. Anlatan.

Narrating : Öyküleme. Öykülemek. Anlatmak.

Narrative poem : Anlatı şiiri. Destansı şiir. Bir hikaye anlatan şiir.

Narrative : Rivayet birleşik zamanı. Anlatı. Hikaye anlatma. Öyküsel. Öykü biçiminde. Hikaye türünden. Bildirme ve tasarlama kiplerine, ek-fiilin duyulan geçmiş zamanının getirilmesiyle oluşturulan birleşik kip. görülen geçmiş zaman kipi ile emir kipinin rivayet birleşik kipleri yoktur. al-ır-mış, al-ıyor-muş, al-mış-mış, al-acak-mış, al-say-mış, al-a-y-mış, al-malı-y-mış vb. Hikaye. Öykü. Fıkra.

 

Narrations : Hikayeleme. Kaleme alma. Anlatım. Anlatış. Nakil. Hikaye. Anlatma. Öyküleme. Anlatı. Öykü.

Narratively : Anlatım veya öykü ile. Hik3aye tarzında. Anlatımla.

Narratives : Hikaye anlatma. Rivayet. Öykü. Hikaye.

İngilizce Narrates Türkçe anlamı, Narrates eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Narrates ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Affirms : Bildirmek. Olumlamak. Tekrarlamak. Söz vermek. Onaylamak. Beyan etmek. Tasdik etmek. Doğrulamak. İddia etmek.

Explain : Hesap vermek. İzah etmek. İzahatta bulunmak. Açıklamada bulunmak. Açıklama yapmak. İzahat vermek. Açıklamak. Aydınlatmak.

Carry : Çekmek. Bulundurmak. Götürmek. Bulaştırmak. Desteklemek. Çakmak. Taşımak. Menzili olmak. Desteğini kazanmak.

Apprize : (eski kullanım) tahmin etmek. Fiyat saptamak. Bilgi vermek. Bildirmek. Değerini yükseltmek. Haberdar etmek. Haber vermek. Değer vermek. Değer biçmek.

Communicate : Bağlantılı olmak. İçini dökmek. Tebliğ etmek. İletmek. Bulaştırmak. İblağ etmek. Geçirmek. İletişime geçmek. Bitişik olmak.

Endorse : Desteklemek. Tecimsel belgitlerden doğacak hakları bir başkasına geçirmek. Gitar, ekonomi alanlarında kullanılır. “destek” anlaşması yapmak.

Articulate : Boğumlu. Eklemlerle birleştirmek. Hecelemek. Telaffuz etmek. Düşünce ve duygularını rahatça dile getirebilen. Sözlü ifade etmek. Eklemli. Açık seçik konuşmak. Açık bir şekilde ifade etmek. Dile getirmek.

 

Get across : Zorlukla sıyrılmak. Anlaşılmasını sağlamak. Anlaşılmasına neden olmak. Benimsenmek. Birbirinin karşıtı olmak. Açıklamak. Anlaşılmak. Beğenilmek.

Cites : Çağırmak (mahkemeye). Bahsetmek. Takdiri açıklamak. Celbetmek. Alıntı yapmak. Anmak.

Be enunciative of : İfade etmek.

Narrates synonyms : fish genus, genus naucrates, family carangidae, pilotfish, naucrates ductor, depicts, convey, freighted, carry over, depict, apprise, apprized, describes, cite, elucidate, relate, apprizes, narrated, apprises, endorses, apprising, recounted, affirming, conveys, narrating, recount, alleges, communicates, narrate, adapting, air, carry forward, hand on.