Ousts türkçesi Ousts nedir

  • Defetmek.
  • Yerini almak (zorla).
  • Yerinden etmek.
  • Yerini almak.
  • Zorla çıkarmak.
  • (birini) (yerinden veya koltuğundan) devirmek.
  • Zorla yerini almak.
  • Mahrum etmek.
  • Çıkarmak.
  • Dışarı almak.
  • Ayağını kaydırmak.

Ousts ingilizcede ne demek, Ousts nerede nasıl kullanılır?

Jousts : Mızrak dövüşü. Gazetedeki yazıları ile atışmak. Mızrak dövüşü yapmak. Atlı mızrak dövüşü yapmak. Polemik. Polemiğe girmek. Atlı mızrak dövüşü. Joust.

Personal accousts : Kişisel sayışımlar. Kişisel ya da ortaklıklar adına açılan sayışımlar. gerçek ve tüzel kişilere yapılan ödemelerle onlardan sağlanan paraları gösteren sayışımlar.

Rousts : Dip dalga (isyan vb). İsyan çıkarmak. Güçlü ve şiddetli dalga. Güçlü akım veya cereyan.

Oust : Çıkarmak. Yerini almak. Defetmek. Yerinden etmek. Zorla yerini almak. Zorla çıkarmak. Mahrum etmek. Yerini almak (zorla). Ayağını kaydırmak. (birini) (yerinden veya koltuğundan) devirmek.

Ousted : Çıkarmak. Yerini almak (zorla). Yerinden etmek. Mahrum etmek.

Acoustic absorptivity : Ses emiciliği. Ses emiciliği katsayısı. Ses soğurganlığı. Bir yüzey tarafından soğurulan ses erkesinin yüzeye vuran erkeye oranı.

Acoustic capacity : Akustik güç.

Acoustic baffle : Akustik ekran.

Acoustic : Yankılanımlı. Duyulan ses. İşitsel. Fizik biliminin, konusu ses olan kolu. Sesle ilgili. Öz yankımak işi veya durumu. Sesli. Seslik. Yankılanım. Elektrikten faydalanmaksızın yankılandırılarak şiddetlendirilen ses.

 

Ousting : Kovma. Yerinden etmek. Yerini almak (zorla). Mahrum etmek. Çıkarmak.

İngilizce Ousts Türkçe anlamı, Ousts eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Ousts ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Blanks : Sayıyı önlemek (spor terimi). Boşluklar. Silmek. Boş olanlar.

Replace : Geri ödemek. Yenisini takmak. Değiştirmek. Yerine koymak. Yerine bakmak. Vekalet etmek. İade etmek. Başkasıyla değiştirmek. Hastalanan ya da gelmeyen bir oyuncunun rolünü oynamak.

Banished : Sürgün etmek. Kovmak. Kovulmuş. Sürmek. Aklından çıkarmak. Sürgün yemiş. Sürgüne gönderilmiş. Kafasından atmak.

Sit in : Yerine bakmak. Gözlemcilik yapmak. Vekalet etmek. Çocuk bakıcılığı yapmak. Oturma eylemi yapmak. Başında durmak. Bakıcılık yapmak. Bakmak. Bir başkasının yerine temsil elmek.

Banish : Sürgün etmek. Sürmek. Sürgüne yollamak. Düşünmemek. Sürmek (bir yerden atmak). Uzaklaştırmak. Kafasından atmak. Sürgüne göndermek. Aklından çıkarmak.

Abridges : Tenkis etmek. Azaltmak. Özetlemek. Kısaltmak. Kısaltmak (yazılı bir eseri). Kısmak. Kesmek.

Abridge : Kısaltmak. Kısaltmak (yazılı bir eseri). Özetlemek. Azaltmak. Kesmek. Tenkis etmek. Kısmak.

Expel : Dışarı atmak. Sürgün etmek. Okuldan atmak. Azletmek. Atmak. Uzaklaştırmak. Kovmak. Sürmek.

Crap out : İşe yaramaz şeyleri çıkarmak. Gebermek. Mortoyu çekmek. Ölmek. Bozulmak.

Relegate : İndirmek. Sürgün etmek. Küme düşmek. Göndermek. Aşağı bir duruma veya mevkiye indirmek. Aşağı bir durum ya da mevkiye indirmek. Havale etmek. Sürgüne göndermek. Küme düşürmek. Sürmek.

 

Ousts synonyms : supervene upon, debars, denied, removed, sit in for, beat off, debar from, cast off, removes, kick out, abridging, drum out, deprives, averted, ousting, supersede, denying, relegated, boot out, supplanting, drive away, depose, replacing, abstract, remove, superseding, relegates, relayed, blank, do, con somebody out of, call forth, throw out.