Outvoting türkçesi Outvoting nedir

  • Daha fazla oy almak.
  • Oy üstünlüğü sağlamak.

Outvoting ingilizcede ne demek, Outvoting nerede nasıl kullanılır?

Outvote : Daha fazla oy almak. Oy üstünlüğü sağlamak.

Outvoted : Daha fazla oy almak. Oy üstünlüğü sağlanmış. Daha az oy almış. Oy üstünlüğü sağlamak.

Outvotes : Daha fazla oy almak. Oy üstünlüğü sağlamak.

İngilizce Outvoting Türkçe anlamı, Outvoting eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Outvoting ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Retiring : Emekli. Çekingen. Göze çarpmayan. Mahçup. İçine kapanık. Silik. İnziva. Utangaç. Mahcup. Emekli olma.

Forthcoming : Hazır. Gelecekte olacak. Mevcut. Konuşkan. Çıkacak olan. Gelecekteki çıkacak. Yardımsever. Cana yakın. Arkadaşça. Yaklaşan.

Sociable : Sokulgan. Girgin. Çevresi geniş. İki kişilik üç tekerlekli bisiklet. Toplumcul. Hoşsohbet. Tatlı. Divan. Girişken. Nazik.

Past : Dün. -siz. Sona ermiş. -sız. Mazi. -den sonra. Olmuş. Geçen. Geçkin. Evveliyat.

Outbound : Yurt dışına giden. Limandan ayrılan. Ayrılma yönünde. Bir yolculuğun nihai varış noktasına giden kısmı. Giden. Uçuşa geçen. Sefere hazır. (gemi) limandan ayrılan. Dışarı giden.

Direction : Tembih. Oyun düzeni. Yön. Yönetmenin bir tiyatro yapıtını anlamlı ve uyumlu bir biçimde sahneye koyma işleminin tümü. oyun düzeni, oyunculuk, dekor, giysi, donatım, ışıklama vb. öğelerin oyunun amacını gerçekleştirecek biçimde güzelduyusal bir bütünlüğe ulaşmasını gerektirir. Yönelti. Alıcı adresi. İstikamet. Direktörlük. Bilgisayar, sinema, televizyon, ekonomi, tiyatro alanlarında kullanılır. Talimat.

 

Preceding : Önce gelen. Önceki. Önde bulunan. Önce gelme. -den önceki. Mukaddem.

Outvoted : Daha az oy almış. Oy üstünlüğü sağlanmış.

Outvoting synonyms : outward bound, outvotes, outvote, outflowing, out, effluent, extroverted, outward.

Outvoting zıt anlamlı kelimeler, Outvoting kelime anlamı

Future : Filin anlattığı işin şimdiki zamandan sonraki bir zamana ait olduğunu gösteren kip. türkçede bir oluş ve kılışın gelecekte kesin olarak gerçekleşeceğini gösteren ek, -acak ekidir: dik-ecek, anlat-acak, sar-acak gibi. bu ek şahıs ekleri ile genişletilerek çekimli fiil olur. insanlara yalnız onlardan aldığımı vereceğim (t. buğra, yalnızlar, s. 102). yarın ben de onu bana gönderen makamın huzuruna çıkarak neşredilme imkanları aramakta olan dört kitabımdan söz açacağım… bakalım, beni nereye gönderecek (a. n. asya, ayın aynası, s. 71). meçhul yerlere doğru gideceğim, oradan kendimi en meçhule atacağım (peyami safa, bir tereddüdün romanı, s. 184). biraz sonra o, belki hepiniz bana nasihat vermeğe kalkacaksınız (a. h. tanpınar, huzur, s. 255). fakat, evvela cibalı’ya kadar yürüyeceğiz orada bir arkadaşa haber vereceğim (p. safa, mahşer, s. 292). vb. karşıtı geçmiş zaman’dır. bk. bildirme kipleri. Gelecek zaman. Gelecek zaman kipi. İleriki. İlerki. İlerideki. Ati. İstikbal. Gelecekte olacak şey.

 

Incoming : Yeni gelen. Gelmekte olan. Giren. Girme. Yeni (hükümet veya yıl). Ele geçen. Yeni başlayan. Yeni. Gelen.

Present : Bugünkü. Temsil etmek. Halihazır. Fiilin gösterdiği oluş ve kılışın içinde bulunulan zamanda yapıldığını ve süregelmekte olduğunu gösteren zaman. bk. şimdiki zaman kipi. Tanıştırmak. Mevcut. Şimdiki. Tanıtmak. Adamla getirtme. Şu anki.

Outvoting antonyms : unsociable.