Paradox türkçesi Paradox nedir

  • Aykırıkanı.
  • Tutarsızlık.
  • Çatışkı.
  • Tezat.
  • Çelişki.
  • Paradoks.
  • Çelmece.
  • Bir önermenin, hem kendisinin hem de çelişiğinin aynı zamanda doğru olması.
  • Yanıltmaç.
  • Mantıkla çelişen ama doğru olan söz.

Paradox ile ilgili cümleler

English: Paradoxically, the President of Turkey is the de jure head of state but has no legal role in government.
Turkish: Türkiye Cumhurbaşkanı, paradoksal bir biçimde hukuken devletin başı olmasına rağmen hükümet içinde yasal bir konumu yoktur.

Paradox ingilizcede ne demek, Paradox nerede nasıl kullanılır?

Paradox database : Paradox veritabanı.

Paradox of crime prevention : Suç önleme çelişkisi. Bir ülkede yasal olmayan iktisadi etkinlikleri engellemeye yönelik önlemlerin, söz konusu etkinliklerde bulunan bireylerin gelirlerinde bir düşüşe neden olmasına bağlı olarak, bir süre sonra yasal olmayan etkinliklere ayrılan süre veya suç sayısını artırdığı durum.

Paradox of thrift : Tasarruf çelişkisi. Bir kişinin daha fazla tasarruf yapması kişinin zenginleşmesine yol açarken, toplum olarak tasarrufların artması efektif istemin düşmesine neden olacağından, reel gayrisafi yurtiçi hasılayı ve işlendirmeyi düşüreceği ve buna bağlı olarak toplumun fakirleşmesine yol açacağını ifade eden keynesyen kuram. krş. iktisadi çelişki. Tutumluluk çelişkisi. Tasarruf paradoksu.

 

Attached paradox : İliştirilmiş paradox.

C value paradox : Bir organizmada haploit hücredeki total dna miktarının azalması ile evrimsel karışıklığın meydana gelmesi. C değeri paradoksu.

Lindley paradox : Lindley çatışkısı.

Metzler paradox : Metzler çelişkisi. Dış ticarette dışalımcı ülkenin dışalım mallarına gümrük tarifesi koyması ve dışalım malları isteminin esnek, sunumunun katı olması durumunda, dışsatımcı ülkenin malını satmak ve pazarını kaybetmemek için fiyatlarını düşürmesinin tarife koyan dışalımcı ülkede hem dışalım hem de dışalıma rakip malların fiyatlarının yurtiçi fiyatlara göre düşeceğini ifade eden ve l. a. metzler tarafından ileri sürülen çelişki. krş. stolper-samuelson önermesi.

Leontiefs paradox : Leontief çelişkisi. Amerika birleşik devletleri ekonomisinde heckscher-ohlin önermesinin w. leontief tarafından sınanması ile ulaşılan önermenin tam tersi sonuçlar.

Memory paradox : Belşek paradoksu. Bellek paradoksu.

Economic paradox : Birey için akılcı olan iktisadi kararların toplum açısından akılcı olmaması ya da başlangıçta birey için doğru olan iktisadi kararın ters sonuç vermesi. krş. değer çelişkisi, king yasası, tutumluluk çelişkisi. İktisadi çelişki.

İngilizce Paradox Türkçe anlamı, Paradox eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Paradox ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Disjointedness : Bölük pörçüklük. Ayrı olma durumu. Bağsızlık. Ayrılık. Uyumsuzluk. Kopukluk. Ayrılmışlık. Bağlantısızlık. Düzensizlik.

 

Disconnectedness : Bağlı olmama durumu. Bağlantısız olma durumu. Kesiklik. Bağlantısızlık. Kopukluk.

Extremes : Aşırı uçlar. Aşırı. Ölçüsüzlük. Sınır. Aşırı derece. Aşırılık. Son derece. Çıkmaz. En uç nokta.

Contradiction in terms : Çelişkili ifade. Kavram kargaşası. Sözlerin birbirleriyle çelişmesi. Sözel çelişki. Çelişkili veya tutarsız ifade.

Antitheses : Zıtlık. Karşısav. Karşı tez. Antitez. Karşıtlık. Tariz.

Abruptness : Diklik. Kısa ve ters oluş. Terslik. Sertlik. Sarplık. Kabalık. Acele. Anilik.

Incoherency : Bağdaşmazlık. Anlaşılmazlık. İfade bozukluğu. Anlatım bozukluğu. Anlamsızlık. Anlam bozukluğu.

Cleavage : Segmentasyon. Bölünme. Biyoloji, fizik, veterinerlik, jeoloji alanlarında kullanılır. Bir buzsulu, doğal katmanları doğrultusunda yarma işlemi ya da yarma biçimi. Yarık. Kayaç dilinimi. Göğüs dekoltesi. Çatlak. Bir kristalin, belli doğrultularda atomların durumlarıyle ilgili içyapışkanlı ayrılıklarından ötürü, koşut düzlemler boyunca ayrılabilmesi. Cilt kıvrımları.

Antinomies : Zıtlık. Kanun hükümleri arasında çelişki. İki kanun arasındaki zıtlık. İki kanun arasındaki çelişki. Karşıtlık. Antinomi.

Cleavages : Yarılma. Ayrılma. Göğsün dekolteden görünen kısmı. Göğüs dekoltesi. Bölünme.

Paradox synonyms : oppositeness, inconsistence, interference, interferences, variable, incongruity, contradiction, contradictoriness, desultoriness, inconsequence, discursiveness, paradoxes, incompatibilities, excursion, contrariety, discrepancy, incoherence, antinomy, discrepancies, oxymoron, contrast, incompatibility, inconsistences, contradictions, antilogy, antithesis, incoherences, excursions, dilemma, incongruities, contrarieties.

Paradox ingilizce tanımı, definition of Paradox

Paradox kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : A tenet or proposition contrary to received opinion. That which in appearance or terms is absurd, but yet may be true in fact. An assertion or sentiment seemingly contradictory, or opposed to common sense.