Pazarlık nedir, Pazarlık ne demek

  • Bir alışverişte tarafların kendileri için en elverişli fiyatı karşısındakine kabul ettirmek amacıyla yaptıkları görüşme.
  • Bazı kolaylıklar elde etmek veya daha iyi bir çözüme varmak amacıyla yapılmış olan görüşme
  • Özellikle pazar günleri giyilen şık, gösterişli giysi.

"Pazarlık" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Yakından ise biraz acayip pazarlığını giymiş, fazla süslenmiş gibiydi." - S. F. Abasıyanık

İktisat alanındaki kelime anlamı:

Bir alışverişte alıcı ve satıcının kendisi için eniyi fiyatı karşısındakine kabul ettirmek amacıyla yaptığı görüşme.

Bilimsel terim anlamı:

Pay ve borç belgitleri alım ve satım işlemleri, bir nesneyi alıp satmak için sözlü ya da yazılı olarak yapılmış olan anlaşma.

Bir mal için istenilen ederi daha da düşürmek için alıcının satıcı ile yaptığı kesimli tartışma.

İngilizce'de Pazarlık ne demek? Pazarlık ingilizcesi nedir?:

bargaining, haggling

Pazarlık anlamı, tanımı:

Pazarlık etmek : Görüşmek için belli şartlar ileri sürmek. bir şeyin fiyatı üzerinde karşılıklı çekişmek.

Pazarlığa girişmek : Pazarlık yapmaya başlamak.

Pazarlığı pişirmek : Pazarlıkta uyuşma sağlayacak duruma gelmek.

Götürü pazarlık : Bir işin bütünü ile ilgili olarak fiyatı üzerinde anlaşma.

 

Pastavla pazarlık : Toptan yapılmış olan pazarlık.

Peşin pazarlık : Sonradan olacağı hatıra gelen şeyler üzerinde önceden konuşup anlaşma.

Yahudi pazarlığı : Alıcının bir şeyi çok ucuza almak, satıcının çok pahalıya satmak için yaptıkları sıkı yapılmış olan pazarlık.

Pazar : Satıcıların belirli günlerde mallarını satmak için sergiledikleri belirli geçici yer. Tokat iline bağlı ilçelerden biri. Belli bir şeyin satıldığı yer. Alışveriş. Rize iline bağlı ilçelerden biri. Cumartesi ile pazartesi arasındaki gün.

Pazarlıkçı : Pazarlık yapmayı seven kimse.

Pazarlıklı : Pazarlığı olan.

Pazarlıklı alışveriş : Pazarlaşmak suretiyle yapılmış olan alım satım.

Pazarlıksız : Pazarlık yapılmadan.

Bostan gök iken pazarlık yapılmaz : "ayrıntıları belli olmayan bir iş için anlaşma yapılmamalı" anlamında kullanılan bir söz.

Çekişe çekişe pazarlık etmek : Bir malı ucuz almak için titizce pazarlık etmek.

İçten pazarlıklı : Öfkesini, kinini kimseye sezdirmeyen, iyi görünüp kötülük yapan.

Alışveriş : İlişki, münasebet. Satın alma ve satma işi, alım satım, iş, muamele, ahzüita, aksata, pazar.

Taraf : Ön, arka, sağ, sol, üst, alt vb. yanların her biri. Bir şeyin belli bölümü, kısmı. İstekleri, düşünceleri karşıt olan iki kişiden veya iki topluluktan her biri. Bir kişinin soyundan gelenlerin hepsi. Yön, yan, doğrultu. Yöre, yer.

Fiyat : Alım veya satımda bir şeyin para karşılığındaki değeri, eder, paha. Bir mal veya iş gücü için uygun görülen para karşılığı. Bir değer ile para birimi arasındaki ilişki.

 

Kabul : Konukları veya işi olanları yanına, katına alma. Bir öneriyi uygun bulma, onaylama. Bir şeye isteyerek veya istemeyerek razı olma. Bir yere alınma. Akseptans. Sunulan bir şeyi, armağanı alma.

Ettirmek : Etme işini yaptırmak.

Görüşme : Görüşmek işi, mülakat, müzakere.

Gösterişli : Gösterişi olan. Görkemli.

Pazarlık gücü : Piyasada alıcı ve satıcının göreli büyüklüğünden doğan, fiyat ya da satış koşullarını kendi lehine değiştirebilme olasılığı.

Pazarlık kesme : Düğünden birkaç gün önce oğlan evinin kıza yaptıracağı giysileri almak için kız ve oğlan ailelerinin birlikte şehre inmeleri.

Pazarlık ile ilgili Cümleler

  • Ali dün sıkı bir pazarlık yaptı.
  • Daha sonra fiyat üzerine pazarlık yapabiliriz.
  • Pazarlık yapmayı severim.
  • Bu bir pazarlık.
  • Fiyat konusunda pazarlık yaptım.
  • O pazarlıkta iyidir, düşük maliyet sağlamak için.
  • Sen ve ben bir pazarlık yaptık.
  • Pazarlıkta fiyatı kırmada iyidir.
  • Pazarlık yaptık.
  • Sıkı pazarlık yapıyorsun.

Diğer dillerde Pazarlık anlamı nedir?

İngilizce'de Pazarlık ne demek? : n. bargain, bargaining, chaffer, deal, haggling, pennyworth, horse trading

Fransızca'da Pazarlık : marchandage [le], marché [le], tractations

Almanca'da Pazarlık : adj. feiertaglich, sonntäglich

Rusça'da Pazarlık : n. торг (M)