Pağa nedir, Pağa ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Tahtadan yapılmış bağ, bahçe, ahır kapısı.

Tahta kapıların tahtadan yapılmış kilidi.

Bahçe kapılarının anahtarı.

Pağa tanımı, anlamı

Pağa yaprağı : Yaraların üstüne konulan ve yarayı yumuşak tutmaya yarayan, geniş yapraklı bir ot

Pağa yarpaği : İltihaplı yaraları temizlemek için üzerlerine konularak sarılan bir bitki.

Pağaç : Tuzsuz ve mayasız hamurdan yapılıp kızgın külde pişirilen çörek, poğaça. Yağlı hamur pişirilip doğrandıktan sonra üstüne sarmısaklı yoğurt ve yağ dökülerek yapılan bir çeşit yemek. Bir organın içinde oluşan sertlik, ur. Çamurlu toprağın yüzündeki sertleşmiş tabaka: Toprağı yüzü pağaçlanmadan çapala. Bir çeşit tuzsuz, mayasız çörek. Un değirmenlerinde üç taştan oluşan özel ocaklarda hazırlanan tuzsuz ekmek. (Kartkale Çıldır Kars; Güzelyurt Hekimhan Malatya.Ağın Elâzığ).

Pağaça : Yağlı hamur pişirilip doğrandıktan sonra üstüne sarmısaklı yoğurt ve yağ dökülerek yapılan bir çeşit yemek.

Pağah : Kepek ve arpa kırması karışımı hayvan yemi. Kepekle hazırlanmış hayvan yemi.

Pağala : Fasulye.

Pağam : Teyel.

Pağarç : Yağlı hamur pişirilip doğrandıktan sonra üstüne sarmısaklı yoğurt ve yağ dökülerek yapılan bir çeşit yemek.

 

Pağas : Yağlı hamur pişirilip doğrandıktan sonra üstüne sarmısaklı yoğurt ve yağ dökülerek yapılan bir çeşit yemek.

Pağaş : Poğaça; bir çeşit toparlak ekmek.

Bağ bahçe : Bahçe, bostan vb. taşınmaz mal.

Anahtar : Kilidi açıp kapamak için kullanılan araç, açar, açkı, miftah, dil. Kurgu. Şifre yazmak ve çözmek için kararlaştırılmış olan yol. Konserve kutularının kapağını keserek açmaya yarayan alet, açacak. Herhangi bir olayda belirleyici olan. İstenilen yere veya aygıta, isteğe göre elektrik akımının geçmesini sağlamak için kullanılan düzen, çevirici, çevirgeç, şalter, komütatör. Somunları veya vidaları çevirerek sıkıştırıp gevşetmek için kullanılan çelik saplı araç. Notaların müzik merdivenindeki yükseklik derecelerini göstermek ve buna göre okunmasını sağlamak için portenin başına konulan işaret. Vesile, araç, vasıta.

Kapıs : Karpuz.

Tahta : Çeşitli işlerde kullanılmak üzere düz, enlice, uzun ve az kalın biçimde işlenmiş ağaç parçası. Bu ağaçtan yapılmış. Çimlenen tohumlar için bahçede hazırlanan uzun tarh. Bu malzemeden oluşmuş yüzey, döşeme, ağaç. Sebze bahçelerinde ayrılan küçük yer. Kara tahta.

Bahçe : Sebze, meyve, çiçek veya ağaç yetiştirilen yer. Osmaniye iline bağlı ilçelerden biri.

Kilid : Kilit.

Kapıl : Dikdörtgen.

Kili : Bağ ve bahçe duvarı. Tarla sınırı. Kabuksuz ceviz. Eşyanın ince, zayıf kısmı. Dört ölçek : Beş kili buğdayım var. Sonra.

Taht : Hükümdarların oturduğu büyük, süslü koltuk. Hükümdarlık makamı, hükümdarlık.

Kapı : Bir yere girip çıkarken geçilen ve açılıp kapanma düzeni olan duvar veya bölme açıklığı. Osmanlı Devleti'nde resmî görev yeri. Bu açıklıktaki açılıp kapanan kanat. Gelir, geçim, kısmet sağlayan yer, kaynak veya imkân. Ev gezmesi için gidilen yer. Devlet dairesi. Tavla oyununda iki pul üst üste getirilerek karşı oyuncunun o haneyi kullanmasına engel olunan yer. Sadece bir konuda yoğunlaşmış bilgilerin yer aldığı Genel Ağ sayfası, portal. Gidere yol açan gereksinim.

 

Diğer dillerde Pagodit anlamı nedir?

İngilizce'de Pagodit ne demek ? : pagodite