Peculiar to türkçesi Peculiar to nedir

Peculiar to ile ilgili cümleler

English: This custom is peculiar to Japan.
Turkish: Bu gelenek Japonya'ya özgüdür.

English: This is a custom peculiar to Japan.
Turkish: Bu, Japonya'ya özgü bir gelenektir.

English: This style of cooking is peculiar to China.
Turkish: Bu tarz pişirme Çin'e özgüdür.

English: Sending year-end gifts is one of the customs peculiar to Japan.
Turkish: Yıl sonu hediyeleri gönderme Japonya'ya özgü geleneklerden biridir.

English: Was Nazism peculiar to Germany?
Turkish: Nazizm Almanya'ya mı özgüydü?

Peculiar to ingilizcede ne demek, Peculiar to nerede nasıl kullanılır?

Peculiar : Mahsus. Acayip. Tuhaf. Hususi. Özgün. Has. Olağandışı. Ayrıcalık. Zati. Özel mülk.

To : Ya. Ye. İle. -e göre. Kadar. Arasında. E. E doğru. Göre. -mek -mak (mastar).

Peculiar people : Seçkin insanlar.

Peculiarities : Özellik. Gariplikler. Acayiplik. Özellikler.

Peculiarity : Acayiplik. Tuhaflık. Hususiyet. Özellik. Alışılmamışlık. -e özgü olma.

Peculiarly : Acayip bir şekilde. Alışılmışın dışında. Bilhassa. Özel olarak. Tuhaf bir şekilde. Özellikle.

İngilizce Peculiar to Türkçe anlamı, Peculiar to eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Peculiar to ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

Ad hoc : Belirli bir amaç için yapılmış. Ad hoc. Özel. Özel bir amaçlı. Planlanmadan. Doğaçlama. Bilhassa bunun için. Bu maksatla. Bunun için.

Intentionally : İsteyerek. Kasıtlı olarak. Kasten. Taammüden. Bilerek. Bile bile.

Prepensely : Kasıtlı olarak. Kasten. Taammüden. Tasarlayarak. Bile bile. Bilerek.

Propers : Münasip. Görgü kurallarına çok bağlı. Zati. Usturuplu. Kişisel. Kurallara uygun. Hanım hanımcık (bayan). Uygun.

Proper : Adamakıllı. İyice. Yerinde. Kurallara uygun. Kusursuz. Terbiyeli. Kişisel. Doğru dürüst. Zati.

Specific : Özel. Kendine has. Kesin. Özel ilaç. Spesifik. Kendine özgü. Belirli. Muayyen. Açık. Özgül.

Indigenous : Yerel. Tabii. Fıtri. İçkaynaklı. Bir yere özgü. Yerli. Bir maddenin normal yapısını muhafaza etmesi. bir proteinin ya da nükleik asidin normal yapısında olması. Doğal.

Intentional : Bile bile. Yönelimsel. Kasıtlı. Kasti. Bile bile yapılan. Maksatlı. İsteyerek yapılan. İçlemsel.

Peculiar to synonyms : special to, particular to, on purpose, just for fun, in cold blood, appanages, idiosyncratic, particular, designedly, peculiar, appanage, especial, unmixed, endemic, incidental, fiefs, in jest, deliberately, by design, native to, typical, for fun, characteristic, common to, fief.