Special to türkçesi Special to nedir

Special to ile ilgili cümleler

English: Ali has always been special to me.
Turkish: Ali benim için her zaman özeldi.

English: You'll always be special to me.
Turkish: Benim için her zaman özel olacaksın.

English: You're special to me.
Turkish: Benim için özelsin.

English: You are someone very special to me.
Turkish: Benim için çok özel birisin.

English: Ali was special to me.
Turkish: Ali benim için özeldi.

Special to ingilizcede ne demek, Special to nerede nasıl kullanılır?

Special : Spesiyal. Yemek (lokantaya has). Spesiyalite. Özel tren. Özel sayı. Olağandışı. Özel bir tren (normal tarifede bulunmayan). Ekstra. Günün yemeği.

To : Ya. Karşı. Arasında. Ye. -e kadar. -e göre. Kadar. İla. Göre. İle.

Special abilities : Özel yetenekler.

Special ability : Belirli alan ve konularda başarı göstermek için gerekli, genel yetenekten ayrı yetenek, bireyin öteki yetenekleriyle uygunluk göstermeyen yetenek. Özel yetenek.

Special accounting period : Özel hesap dönemi. Özel muhasebe dönemi. Yapılan işin özelliği ve gereğine göre takvim ya da bütçe yılına uymayan ancak başladığı günden sonra yine on iki aylık süreyi kapsayan özel sayışım dönemi. Özel sayışım dönemi.

Special additive rule : Olasılık kuramında birbiriyle bağdaşabilen ya da birlikte gerçekleşebilen olaylardan birinin ya da ötekilerin gerçekleşme olasılığını saptamak üzere başvurulan ve bu olayların gerçekleşme olasılığı toplamından bunların birlikte gerçekleşme payının düşülmesini gerektiren kural. bk. genel toplama kuralı. Özel toplama kuralı.

 

İngilizce Special to Türkçe anlamı, Special to eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Special to ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Characteristic : Vasıf. Bir nesnenin gözlenmeye, bölütlenmeye ve çözümlenmeye elveren ayırıcı özellikleri, bk. bölütleme, küme (sayımsal). Bir özdek ya da işlemin özelliklerine ilişkin. Karakteristik. Bir canlıyı meydana getiren göz rengi, saç rengi vb. gibi karakterlerin her biri. Nitelik. Özgelik. Bir şeyi benzerlerinden ayırt etmeye yarayan nitelik, anlamdaş ıralgın. Özelliği olan. Tipik.

Particular : Ayrıntılı. Ayrıntı. Özellik. Müşkülpesent. Tek. Muayyen. Titiz. Tikel. Özel. Belli.

Peculiar to : Has. -e özgü. Mahsus.

Indigenous : Bir yerde doğal olarak yetişen. İçkaynaklı. Yerel. Yerli. Bir yere özgü. Fıtri. Doğal. Tabii.

Endemic : Biyoloji, veterinerlik alanlarında kullanılır. Yerel bitki örtüsü. Yöreye özgü hayvan. Belirli bir yere özgü hastalık. Bir bölgeye özgü, yerli olan. Belirli bir yere özgü hayvan. Yöresel. Sık görülen. Bir bölgeye özgü, yerel olan. belli bir bölgede salgın olmaksızın sık görülen hastalık.

Incidental : Olası. İsteğe bağlı. Tesadüfen meydana gelen. Bağlı. Önemsiz olay. Rastlantısal. Tesadüfi. Küçük ve önemsiz. Arızi.

Specific : Kesin. Belli bir nesne ya da birime özgü olan. Açık. Özel ilaç. Kendine özgü. Özgül. Kendine has. Özdeşleşmiş. Özel.

Typical : Tipik. Tipine özgü. Ayırıcı. Normal. Genel kullanımdaki. Tam (anlamıyla). Kendine özgü. Özgün. Karakteristik.