Plotting türkçesi Plotting nedir

  • Yerini belirlemek.
  • Krokisini çizme.
  • Plan üzerinde işaretlemek.
  • Çizim yapma.
  • Eğri çizme.
  • Grafiğini çizmek.
  • Plotin.
  • Çizim.
  • Gözlemleri konumsal değerlerine göre bir eksenler dizgesine yerleştirme.
  • Grafik anlatım.
  • Tersimat.
  • Parsellemek.
  • Noktalama.
  • Serpiştirme.
  • Çizme.
  • Kumpas kurmak.
  • Planını çıkarmak.
  • Kroki üzerinde göstermek.

Plotting ile ilgili cümleler

English: Tom suspects that Mary and I are plotting something.
Turkish: Tom, Meryem ile benim bir dolap çevirdiğimizden şüpheleniyor.

English: Ali and Mary were plotting to kill Ali's father for the life insurance.
Turkish: Ali ve Marry hayat sigortası için Tom'un babasını öldürmek amacıyla kumpas kuruyorlardı.

English: They are plotting to kill the king.
Turkish: Kralı öldürmek için komplo yapıyorlar.

Plotting ingilizcede ne demek, Plotting nerede nasıl kullanılır?

Plotting paper : Kareli kağıt. Grafik kağıdı. Çizim kağıdı. Milimetrik kağıt.

Plotting vector : Çizim vektörü.

Replotting : Düzenleyici birleştirim. Bir kent ya da kasabanın düzentasarısını uygulamak amacıyla, özel ya da kamusal iyelikteki taşınmazların, iyelik durumlarına bakılmaksızın birleştirilmesi ve düzentasarın gerekli kıldığı kamusal işgörülere elverecek ölçüde bir düzenleme ortaklık payı ayrıldıktan sonra, yeniden eski iyelerine dağıtılmasına olanak veren kentbilim kuralı.

 

Plottage : Plotaj.

Plottages : Plotaj.

Plotter : Dessas. Bir veri işleyici güdümünde, veri olarak tanımlanan noktaları birleştirerek, çıktı olarak bir çizim üreten çevre birimi. Bilgisayar, bilişim alanlarında kullanılır. Entrikacı. Çizici. Plan yapan kimse. Fesatçı. Pilotlayıcı. Kışkırtıcı. Suikast tertipçisi.

Not plotted : Çizili değil.

Data plotter : Veri çizicisi. Veri çizici.

Plotter pens : Çizici kalemleri.

Pen plotter : Kalemli çizici.

İngilizce Plotting Türkçe anlamı, Plotting eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Plotting ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Graphing : Çizmek. İşaret. Grafik. Teknik resim çizmek. Çizge. Diyagram. Çizelge.

Consumer goods : Tüketim maddeleri. Başta yiyecekler olmak üzere, insanın günlük yaşamında gerekseme duyduğu her türlü nesne ve özdeklere verilen ad. Coğrafya, iktisat alanlarında kullanılır. Hanehalklarının gereksinimlerini doğrudan doğruya karşılamak amacıyla piyasadan satın alıp tükettikleri mal ve hizmetler. Tüketici malları. Tüketim malları. Tüketim ürünleri.

Interleaving : Boş sayfa eklemek. Boşluk verme. Biniştirme. Araya ekleme. Veri ile denetim bilgisini karıştırmak.

Pinpointing : Nokta. Ufacık nokta. Nokta atışı yapmak. Kesin olarak yerini belirtmek. Harita üzerinde iğne saplayarak yerini göstermek. Yerini tam olarak belirlemek. İğne ucu. Gerçek nedenini bulmak ya da tanımlamak. Tam yerini saptamak.

Threads : İş parçacıkları. Vida dişleri. (argo) giysiler. İş parçacığı.

 

Localise : Belirli bir yer ile sınırlandırmak. Birşeyin (belirli bir yerden) çıkmasını önlemek. Sınırlamak. Yerelleştirmek. Belirli bir yere toplamak. Saptamak. Lokalize etmek. Mekansallaştırmak. Belirli bir yere sınırlamak.

Vestiture : Tüylülük. Manto (kürkten). Örtü. Dikenlilik. Giysi. Bir şeyi kaplayan şey. Bir şeyi kapatan şey. Giydirme.

Localize : Lokalize etmek. Belirli bir yere sınırlamak. Sınırlamak. Yereltmek. Mekansallaştırmak. Birşeyin (belirli bir yerden) çıkmasını önlemek. Yerelleştirmek. Yerini saptamak. Saptamak.

Raiment : Elbise. Giysi. Kıyafet.

Attire : Elbise. Süs. Kisve. Giyinip kuşanmak. Üstbaş. Süslemek. Giysi. Kıyafet. Giyinmek. Donatmak.

Plotting synonyms : array, plain clothes, handwear, work clothes, overclothes, man's clothing, work clothing, loungewear, outerwear, civilian dress, hand wear, protective garment, civilian garb, woman's clothing, article of clothing, leisure wear, apparel, locating, intrigues, uniform, slip on, draftings, cancellation, wear, chaussures, plotted, drizzling, buskins, draughting, pinpointed, habiliment, machinated, dotting.

Plotting zıt anlamlı kelimeler, Plotting kelime anlamı

Effortless : Zahmetsiz. Gayretsiz. Çaba göstermeyen. Kolay. Gayret etmeyen. Çabasız. Çaba gerektirmeyen.

Euphonious : Sesi kulağa hoş gelen. Ahenkli. Hoş sesli.