Pointer türkçesi Pointer nedir

  • İğneleme.
  • Derz kalemi.
  • Poyıntır.
  • İngiliz poyıntırı.
  • İbre.
  • Kazıyacak.
  • İşaret edici.
  • Büyükayının iki büyük işaret yıldızı.
  • İma.
  • Öğüt.
  • Göstergeç.
  • Kinaye.
  • İğne.
  • Av köpeği.
  • Öneri.
  • Bilgisayar, veterinerlik alanlarında kullanılır.
  • Derz ustası.
  • Puvanter.
  • Zağar.
  • Anlamlı söz.
  • Gösterge.
  • İşaret değneği.
  • İşaretçi.
  • Yararlı öneri.

Pointer ile ilgili cümleler

English: Our pointer took off after a big deer.
Turkish: Köpeğimiz büyük bir geyiği kovaladı.

Pointer ingilizcede ne demek, Pointer nerede nasıl kullanılır?

Pointer instrument : İmleçli alet.

Pointer keys : İşaretçi tuşları.

Pointer options : İşaretçi seçenekleri.

Pointer shape : İmleç şekli.

Pointer speed : İşaretçi hızı. Gösterge hızı.

Pointer trail : İşaretçi izi. Gösterge izi. Göstergeç izi.

Hourglass pointer : Kum saati şeklinde gösterge.

English pointer : İngiliz poyıntırı. İngiltere’den köken alan, muhtemelen 300 yıl kadar önce italyan poyıntır, tilki tazısı, bloodhound, tazı, newfoundland, setter ve buldok ırklarının birleştirilmesinden geliştirilmiş, poyıntır adını, avını bulduğundan takındığı, avın yerini işaret eden kıpırtısız duruşundan alan, tüyleri kısa ve parlak, rengi genelde beyaz ancak parçalı veya benekli de olabilen, koku alma yeteneğiyle ünlü, büyük bir hızla geniş bir alanı tarayabilen, özellikle kuş avında iyi fakat diğer avlara da uyum sağlayabilen, sıcak havaları sert kışlara tercih eden, suyu sevmeyen, efsanevi avın yerini gösterme becerisine rağmen vurulan avı geri getirmesi pek beklenmeyen, günümüzde bir aile ve av köpeği olarak yetiştirilen köpek ırkı, poyıntır.

 

Cell pointer : Bir elektronik devresinde mevcut hücreyi gösteren üçgen körsır.

Bad pointer in message : İletide hatalı işaretçi.

İngilizce Pointer Türkçe anlamı, Pointer eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Pointer ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Adumbration : Sezdirme. Anıştırma. Dokundurma.

Idea : Tasarım. Ana konu. Kanaat. Çeşitli ansal işlemler yoluyla yaratılmış ve belli bir içeriği olan kavramsal oluşum. Amaç. Bir öykülü filme çıkış noktası olan konu, başlıca düşün. Akıl. Düşünce. Niyet.

Advices : Danışma. Akıl. Uyarı. Fikir. Tavsiyeler. Tavsiye. Nasihat.

Gazehound : Avını sadece gözlerini kullanarak avlayan yırtıcı (koku duyuları kullanmadan). Avını koku ile değil görerek yakalayan tazı. Kurbanını kokusunu alarak değil de gözlemleyerek kovalayan ve avlayan tazı.

Fishhook : Çaparı. Olta. Balık iğnesi. Balık oltası. Palanga çengeli. Olta iğnesi. Olta çengeli.

Painter : Badanacı. İmleç. Pruva halatı. Ressam. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Nakkaş. Boyacı. Çıma. Bezemleri boyayan kimse.

Adverts : Reklam (ingiliz ingilizcesi). Duyuru (ingiliz ingilizcesi). İlan (ingiliz ingilizcesi). Reklam. Dokundurmak. Değinmek. İlan. Bahsetmek. Zikretmek.

 

Recommendations : Öğütleme. Tavsiyeler. Tavsiye.

Insinuations : Dolaylı söz. Üstü kapalı (kötü) söz. Yağcılık. Üstü kapalı söz. Üstü kapalı söyleme.

Legend : Kısa yazı. Efsane. Yazıt. Bir haritanın türünü, ölçeğini, eşit aralık değeri ve öteki özelliklerini belirlemek için yanlarına eklenen açıklamalar. Menkıbe. (harita vb'de) açıklayıcı bilgiler. Bilgisayar, coğrafya alanlarında kullanılır. Masal. Harita imleri.

Pointer synonyms : spanish pointer, hungarian pointer, german short haired pointer, sporting dog, beagle, jabs, cottar, parables, fishhooks, indicators, beckoner, pinprick, injunction, sarcasm, denotement, allegories, offer, guidance, pine needle, index, reded, arrowing, brooches, hunter, intimation, cursors, proffer, gun dog, intimations, hyping, english pointer, indexes, vizsla.

Pointer ingilizce tanımı, definition of Pointer

Pointer kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : One who, or that which, points.