Prorogues türkçesi Prorogues nedir

  • Tatil olmak (meclis).
  • Meclis oturumuna son vermek.
  • Ötelemek.
  • Meclisin çalışmalarını ertelemek.
  • Ara vermek.
  • Parlamentoyu tatil etmek.
  • Meclisi tatil etmek.
  • Parlamento toplantısına ara vermek.

Prorogues ingilizcede ne demek, Prorogues nerede nasıl kullanılır?

Prorogue : Parlamentoyu tatil etmek. Parlamento toplantısına ara vermek. Tatil olmak (meclis). Meclis oturumuna son vermek. Meclisin çalışmalarını ertelemek. Meclise ara vermek. Ötelemek. Meclisi tatil etmek. Tatil etmek. Ara vermek.

Prorogued : Ara vermek. Ötelemek. Parlamentoyu tatil etmek. Meclis oturumuna son vermek. Tatil olmak (meclis). Meclisin çalışmalarını ertelemek. Meclisi tatil etmek. Parlamento toplantısına ara vermek.

Proroguing : Ara vermek. Meclisi tatil etmek. Tatil olmak (meclis). Meclisin çalışmalarını ertelemek. Meclis oturumuna son vermek. Parlamento toplantısına ara vermek. Parlamentoyu tatil etmek. Ötelemek.

Prorogate : Meclis oturumu ertelemek.

Prorogation : Temdit. Tatile girme (pol.). Uzatma. Borcun vadesinin uzatılması. Ara verme (meclis). Parlamento tatili.

Prorogations : Temdit. Ara verme (meclis). Tatile girme (pol.). Uzatma. Borcun vadesinin uzatılması. Parlamento tatili.

İngilizce Prorogues Türkçe anlamı, Prorogues eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Prorogues ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

Put over : Başarı ile yapmak. Demir atmak. Demirlemek. Yutturmak. Kandırmak. Tutulmasını sağlamak.

Intermits : Tatile girmek. Tatil olmak. Kesilmek. Bir zaman için stop etmek veya durdurmak. Bir süre kesilmek. Durmak. Durdurmak.

Scrub : İptal etmek. Ovalamak. Ovarak yıkamak. Fırçalayarak yıkamak. Bodur çalılık. Ertelemek. Fırçalayarak ya da ovalayarak temizlemek. Fundalık. Temizlemek. Ovalayarak yıkamak.

Interrupting : Sekte vurmak. Kesmek. Söze karışmak. Söze karışma. Sözünü kesme. Sekte vurma. Kapatmak (görüntü). Yarıda kesmek. Sözünü kesmek.

Discontinued : Kesmek. Bırakmak. Son vermek. Durdurmak. Durmak. Sona ermek. Sonlanmış. Baskısı tükenmiş. Artık üretilmeyen.

Retire : Emekliye ayırmak. Yatmaya gitmek. Uzaklaşmak. Geri çekilmek. Tedavülden kaldırmak. Uyumaya gitmek. Emekli etmek. Geri çekmek. Gitmek. Ayrılmak (iş).

Deferring : Ağırdan almak. Sonraya bırakmak. Geciktirme. Saygı göstermek. Ertelemek. Ertelemek (borç vb). Daha sonraki bil tarihe alma. Uymak. Kabul etmek.

Table : Masaya koymak. Tasarıyı müzakereye sunmak. Cetvele yazmak. Sofra. Üzerinde masatopu oynamağa yarayan, uzunluğu 274 cm., genişliği 152,5 cm., yerden yüksekliği 76 cm. olan, üstü koyu donuk boyalı, kenarlarına oyun alanını belirten 2 cm. kalınlığında beyaz çizgiler çekilmiş masa. Yemek. Ertelemek. Listeye geçirmek. Birbiriyle ilgili verilerin toplu ve düzenli sunumu. Görüşmeyi veya tartışmayı ileri bir tarihe bırakmak (bir tasarı veya mesele hakkındaki).

Intermit : Bir süre kesilmek. Durdurmak. Kesilmek. Tatil olmak. Durmak. Bir zaman için stop etmek veya durdurmak. Tatile girmek.

 

Suspend : Sonraki akorda uzatmak. Tecil etmek. Uzaklaştırmak. Görevden uzaklaştırmak. İptal etmek (üyelik vb.). Durdurmak. Askıya almak. Ertelemek.

Prorogues synonyms : push off, iterate, cancel, proroguing, breaks, prorogue, reschedule, set back, discontinues, scratch, call, defers, break, interrupts, remit, discontinue, discontinuing, put off, interrupt, hold, have a break, postpones, reprieve, respite, call off, delay, remits, intermitted, postpone, withdraw, hold over, adjourn, adjourns.