Pulps türkçesi Pulps nedir

  • Değersiz şeyler.
  • Lapa.
  • Ucuz roman.
  • Meyve eti.
  • Et.
  • Kağıt hamuru.
  • Topak (şeker vb.).
  • Öz.
  • Ucuz dergi.
  • Meyve özü.
  • Küspe.
  • Etli kısım.
  • Sulu maden özü.

Pulps ingilizcede ne demek, Pulps nerede nasıl kullanılır?

Fruit pulps : Meyve posası. Meyve ezmesi. Elma, portakal, limon, böğürtlen, ahududu, erik, vişne gibi meyvelerden meyve suyu reçel veya marmelat elde edilmesinden sonra arta kalan, kabuk, etli kısım ve çekirdekten oluşan posalar. çekirdekli meyve posaları yağ bakımından zengin olduğu gibi siyanür oluşturan glikozit amigdalin içerir. Meyve posaları.

Pulp flume : Küspe arnası. Küspe kanalı.

Pulp press : Küspe presi.

Pulp silo : Küspe silosu. Küspe çukuru.

Diffusion pulp water : Difüzyon küspe suyu.

Dentale pulp : Dişin dentin ile çevrili, kan damarları ve sinirlerin bulunduğu gevşek bağ dokusundan oluşan en iç kısmı. pulpa. Diş özü.

Malt dry pulp flour : Malt kuru posası unu. En az % 35 protein ve en çok % 10 rutubet içeren kabuğu ayrılmış kuru malt posası, arpa malt posası unu.

Beet pulp : Pancar posası. Pancar küspesi.

Dried fruit pulp : Pestil.

Wet pulp of barley malt : Arpa malt yaş posası. Maltlaştırılmış arpanın veya diğer tanelerle karışımının veya diğer bir tanenin maltının sıkılarak özütlenmesinden sonra ele geçen kalıntısı.

 

İngilizce Pulps Türkçe anlamı, Pulps eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Pulps ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Stuff : Tahnit etmek. Uyuşturucu. Kereste. Yünlü kumaş (ingiliz ingilizcesi). Saçmalık. Hammadde. Tıkmak. Tıkıştırmak.

Cossette : Pancar dilimi. Kıyılmış pancar.

Flummeries : Palavra. Yulaf ezmeli yemek. Anlamsız kompliman. Unlu bir tatlı. Boş laf. Yaltaklanma.

Magma : Magma. Macunsu bileşim. Sıvı ya da hamur kıvamında, uçucu gazlarla doygun olarak yerin içinde bulunan eriyik. Mağma.

Oil cake : Küftün. Töftün. Köftün. Pamuk tohumu posası. Yağ tortusu. Tohum ve çekirdek gibi maddelerde yağ çıkarıldıktan sonra geriye kalan artıkları.

Cake : Kek. Çörek. Tane veya tohumların, etin veya balığın yağını veya diğer sıvılarını çıkarmak için mekanik sıkılmalarıyla elde edilen ve hayvan beslemede protein kaynağı olarak kullanılan yan ürün. Katılaşmak. Topak. Kalıplaşmak. Yağlı tohumların veya meyvelerin hidrolik pres, devamlı pres, solvent özütleme yöntemi gibi usullerle yağı alındıktan sonra geriye kalan proteince zengin ürün. Kalıplaşmış.

Distillations : Ana fikir. İmbikten çekme. Damıtık madde. Taktir. Damıtma. Anafikir. Damıtım. Saflaştırma.

Bagasse : Zeytin şeker kamışı veya üzüm kalıntısı (işlemden geçtikten sonra). Posa. Şeker kamışı küspesi. Pirina. Bagas.

Mass : Kalabalık. Kütle. Yığmak. Kümelemek. Toplamak. Toplanmak. Çokluk. Kalabalık oluşturmak. Özdeğin kuvvet olarak aldığı etkiyle, bu etkiye ivme olarak verdiği tepki arasındaki orantıyı belirleyen ve einstein kuramına göre yoğunlaşmış erke sayılabilen nitelik. Örgütlenmemiş, yaygın topluluk.

 

Contenting : Olumlu oy miktarı. Memnun etmek. Memnun kılmak. Lehte oy kullananlar. Mutlu etmek. Hoşnut etmek. Tatmin etmek. İçerik. Esas.

Pulps synonyms : plant tissue, fleshing, magmas, crux, nectar, cores, porridge, distillate, mush, parenchyma, paper pulp, gadgets, gadget, mashes, core, paps, oilcake, flesh, dime novel, pulp, meat, porridges, residue, distillates, mushes, distillation, oil meal, compendious, brusk, paper stock, et, salmagundis, compact.

Pulps zıt anlamlı kelimeler, Pulps kelime anlamı

Woody : Erekte olmuş veya kabarmış veya kalkık penis. Odunsu. Tahtamsı. Ağaçsı. Ağaçlık. Ormanlık. Odun gibi. Ağaçlı.